TBMM(AA) - AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, bazı HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiğinde seçici davranacaklarını belirterek, "Milletvekili dokunulmazlığını suç işlemeye şemsiye, kalkan olarak kullanma niyetini anladığımız, kanaatini getirdiğimiz herkesle ilgili vicdanımız ne diyorsa onu deriz" dedi.
Atalay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, CHP’nin, "Çözüm sürecinin baş aktörlerinin teröre yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu" değerlendirdi.
AK Parti’nin 2002’de iktidara geldiğinde, Türkiye’nin ciddi sorunları olduğunu, bunların başında da Kürt sorununun geldiğini belirten Atalay, 1925’ten sonra "erken ulus devlet denemelerinde ret, inkar, asimilasyon politikalarıyla Kürtlerin analarından doğarken, Allah’ın kendilerine bahşettiği ve başta dil olmak üzere temel hak ve hürriyetlerini tanımayan bir politika güdüldüğünü" savundu.
"Bu politikanın kurucu iradesi de CHP idi. Bugün devletin arşivleri açıktır. Kürt sorununun yaratıcısı da CHP’dir, bugün sorunun çözümü önündeki en büyük engel de CHP’dir. Yüz yılda her şey değişirken CHP değişmemiştir" diyen Atalay, AK Parti’nin, 2002 yılından beri Kürt sorununu çözmek yönünde cesaret gösterdiğini iddia etti. Atalay, Çözüm sürecinin terör örgütünün elindeki silahları bıraktırmak ve ülke toprakları terketmesine dönük çaba olduğunu ifade ederek, şöyle devam ettti:
"Türkiye’de silahın, şiddetin, çatışmanın meşruiyetine bölge halkı da inanmadığı için günlerdir Demirtaş’ın çağrılarına rağmen Kürt halkı buna yanıt vermiyor. Bunun haksız olduğuna vicdanen inanmış durumda. Sorunu dünyadaki örnekleri gibi siyaseten çözmekten başka çaremiz yoktur. Çözüm süreci bitmiş değil. Devam eden operasyonların yanı sıra bölgedeki sorunların ortadan kaldırılması için ortaya koymuş olduğumuz yol haritası, yürüyüşümüz devam ediyor. Kürt sorunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ellerine, ayaklarına vurulmuş bir prangadır. Ülke bundan kurtulmak zorundadır. Ülkede herkesin özgürlük, eşitlik ve adalet duygusunu tatmin edecek reformlara ihtiyacımız vardır. CHP hala tutuculukta, mutaasıplıkta ısrar ediyor, bir yüzyıl geçmemiş, bu kadar acılar yaşanmamış, sorun yokmuş gibi çözümüne ilişkin her teşebbüsü, teröre yardım ve yataklık olarak tanımlaması utanç vericidir. Bu suç duyurusu CHP açısından tam bir utanç vesikasıdır. Çözüm süreci, kardeşliğin, tarihdaşlığın, geleceğe ortak yürüyüşü teminat altına almak için en sahici, en rasyonel ve en cesur adımdır. Bu cesareti gösteren AK Parti’yi tebrik ve takdir etmek, destek olmak gerekirken CHP, köstek olmaya devam ediyor."
Atalay, sorunun siyaseten çözümüne inandığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Çözülecekse Mecliste çözülecek, çözüm anahtarı demokratik siyasettir. CHP’nin; dünya değişirken, Ortadoğu coğrafyasında çok hızlı siyasal süreçler yaşanırken hala 1925’lerin başına takılması, üzerinde düşünmesi gereken sorundur. Türkiye’de gerçekten muhalefet sorunu vardır. Sorunun müsebbibi kimse, çözüme de onun katkı göstermesi beklenir. CHP’nin bu suçduyurusunu kınıyorum. Bu ülkenin yararına değil. Eminim ki herkes bunu görüyor, biliyor. CHP, her sandıktan bunun yanıtını almış olmasına rağmen, sandığı bile sağlıklı okuyamamıştır. AK Parti, ne olursa olsun bunu çözme iradesini kaybetmeksizin, geri adım atmaksızın, belirlediği yol haritasını devam ettirecek. Kandil ve uluslararası aktörler istemese bile bu sorun eninde sonunda bir çözüm bulacak. Asgari çözüm önerimiz yeni sivil anayasadır. Ama CHP, masadan kaçmada ısrar ediyor. Bıraksanız CHP, 1924 Anayasası’na dönecek."
-"Gezi olayları başladığında çekilmeler de durdu"
Atalay, "Çukurlar, hendekler açılırken iktidar bunu görmedi mi?" sorusuna, "Çukurların yüzde 80’den fazlası 2015’te yapıldı, Suruç eyleminden sonra başladı. Kandil, süreci sabote etmek için defalarca teşebbüslerde bulunduysa da çoğu engellendi. Bu çok kıymetli bir şeydi, zehirlenmemesi, örselenmemesi, halel getirilmemesi için Hükümet de elinden gelene yaptı, tahammül etti. AK Parti bu tahammülü gösterdi" karşılığını verdi.
Gazetecinin "Göz yumdu mu?" sorusuna, Atalay, şu yanıtı verdi:
"Göz yummadı, tahammül gösterdi. Mayıs ayında çekilmeler başladı. Mayıs ayında Gezi olayları başladığında çekilmeler de durdu. ’Ne oldu?’ sorusunu sorun. Gezi’den başka bir veri elinize geçmiyor. AK Parti hükümetleri, güvenlik güçlerimiz herhangi bir suça göz yummuş değiller. Örgütün kendi içinde süreci sabote etme çıkışlarını bilerek ama gözetleyerek takibe aldı. Sur, Cizre, İdil, Silvan’ın çukurları ve bariyerleri Suruç katliamından sonra yapıldı. CHP’nin bu konudaki ithamı ve iddiası doğru değil."
Atalay, bazı HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiğinde tavrının ne olacağı sorusuna, kimsenin suç işleme hakkı olmadığını belirterek, dokunulmazlığın kürsü ve düşüncesini beyanla sınırlı olması gerektiği görüşünü ifade etti.
Servis aracını patlatmanın her yerde terörizm olarak tanımlandığını, bunun halk direnişi olarak gösterilemeyeceğine dikkati çeken Atalay, şunları kaydetti:
"O caninin cenazesine omuz vermek, posterinin altında fotoğraf çektirmek, bu terörü açıkça tahrik ve teşvike yöneliktir. Bir milletvekilinin buna hakkı olamaz. Milletvekili dokunulmazlığı, bunu meşrulaştıramaz. Milletvekili dokunulmazlığı olmalıdır ama bu sadece düşüncesini beyanla, kürsüyle sınırlı olmalı. Adi suçlar da dahil olmak üzere hiçbir milletvekilinin dokunulmazlığı olmamalı. Bundan sonra milletvekili dokunulmazlığı tartışmaya açılacaktır; sınırlarının yeniden tayini gerekli. Seçici davranırız. Milletvekili dokunulmazlığını suç işlemeye şemsiye, kalkan olarak kullanma niyetini anladığımız, kanaatini getirdiğimiz herkesle ilgili vicdanımız ne diyorsa onu deriz."
Kaynak: Anadolu Ajansı
