SON DAKİKA

ANALİZ - Yüksek Mahkeme’nin Brexit kararı ve muhtemel senaryolar

24 Nisan 2017, Pazartesi - 09:15
İSTANBUL (AA) - ALİ EMRAH BOZBAYINDIR - İngiliz Yüksek Mahkemesi 24 Ocak 2017 tarihinde hükümetin Brexit ile alakalı temyiz başvurusuyla ilgili merakla beklenen kararını açıkladı. Mahkeme, hükümetin temyiz başvurusunu reddederek AB’den ayrılmaya ilişkin resmi sürecin başlayabilmesi için önce meclisin bu konuda bir yetki kanunu çıkarması gerektiğine karar verdi.

Bir başka deyişle Mahkeme bu vakada ’İngiltere, AB’den ayrılabilir mi yoksa ayrılamaz mı’ meselesini ele almadı. Zira bu nevi konular Mahkeme’nin kararında da belirttiği üzere siyasetin alanına giriyor. Bu nedenle, Yüksek Mahkeme’nin kararı esasen ’İngiltere, AB’den, (yazılı olmayan) anayasası çerçevesinde hukuka uygun olarak nasıl ayrılır ve buna kim yetkilidir’ sorularına bir cevap teşkil ediyor. Kararın önemi de burada yatıyor. Mahkeme, kararıyla Hükümet ve Meclis’e AB’den çıkışı nasıl gerçekleştireceklerini söylemiş oluyor. Kararı önemli kılan bir diğer husus da yazılı anayasası olmayan bir sistemde yasama yürütme arası ilişkilere ve Birleşik Krallığı oluşturan meclisler arasındaki münasebete açıklık getiriyor olması.

- Mahkemenin tarihi kararı

Mahkeme, AB’den çıkmanın yasal değişiklikleri beraberinde getireceği ve yasama yetkisinin de mecliste olduğundan hareketle bakanların kanunla yetkilendirilmeden AB’den çıkma sürecini başlatamayacaklarına hükmederek Brexit konusunda son sözün kime ait olduğuna karar vermiş oldu. Bu karar karşısında Başbakan Theresa May Brexit sürecini meclisin onayı olmadan başlatamayacak. Böylece hükümetin, 1972 Avrupa Topluluğu Kanunu’nun bakanlara da AB anlaşmalarından çıkma yetkisi verdiği savını reddetmiş oluyor.

Bakanların, AB mevzuatını tamamen devreden çıkaracak hayati bir kararı vermek konusunda yetkili olmadıklarına karar veren mahkemenin, İngiliz Anayasa Hukuku bakımından da yasama-yürütme ilişkileri bakımından tarihi bir karara imza attığı ifade ediliyor. Kararın bu niteliği itibarıyla İngiliz Anayasa Hukuku tarihine şimdiden geçtiğini söylemek abartı olmayacaktır.

Yine Mahkeme, hükümetin ana argümanlarından biri olan 23 Haziran 2016 tarihinde gerçekleştirilen referandumunun AB’den ayrılma sürecini başlatma konusunda tek başına yetkili olmadığı sonucuna varıyor. Mahkeme, referandumun esasını teşkil eden kanunun bu oylamanın hukuki neticelerini belirlemediğini ifade ederek referandumda çıkan ’hayır’ sonucunun yerine getirilmesinin İngiliz Anayasa Hukuku’nda ancak kanun ile olabileceğini vurguluyor. Böylece Mahkeme, ilk derece mahkemesinin Gina Miller’in açtığı dava üzerine vermiş olduğu karardaki argümanları da onaylamış oluyor.

- Tüm süreç yeniden masaya yatırılacak

Bu durum AB’den ayrılma sürecinin ve bunun şartlarının meclis tarafından yeniden müzakere edilmesi anlamına geliyor. Avam ve Lordlar Kamarası üyelerinin halkın ayrılma iradesine saygı duymaları ihtimali ağırlıkta olsa da en azından AB’den ayrılmanın şartlarının ve tüm sürecin yeniden masaya yatırılması gerekecek.

Buna karşılık, kararın, hükümetin açıkladığı mart ayında AB’den çıkma sürecini başlatma planı üzerinde pek bir etkisi olmayacağı ifade ediliyor. Zira Başbakan May’in gerekili kanunu kısa sürede meclise sunması bekleniyor. Hükümet gerçekten hızlı hareket ederek bir iki gün içinde, hükümeti Brexit konusunda yetkilendirecek olan "50. Madde Kanunu Tasarısı” yayınlanacağını duyurdu. Bundan sonra sadece usul niteliği taşıyan ilk müzakere (first reading), önümüzdeki hafta ise ikinci müzakereden sonra tasarı komisyon aşamasından geçecek. Rapor aşamasında tasarı tekrar tartışıldıktan sonra üçüncü okumaya geçilecek. Nihayet tasarı Lordlar Kamarası’nda da aynı aşamalardan geçecek.

Lordlar Kamarası ’masa tenisi’ olarak tabir edilen şekilde, tasarı üzerinde yaptığı değişiklikleri Avam Kamarası’na geri gönderebilir ki bu durumda tasarı sonsuz defa bu şekilde bir o Kamara’da bir diğer Kamara’da kendini bulabilir. İki Kamara arasında uyum olmadığı takdirde sonraki yıl Avam Kamarası, Lordlar Kamarası onayı olmadan bir tasarıyı yasalaştırabilir. Tüm bu aşamalardan sonra Kraliçe tasarıyı onaylar ve tasarı kanun haline gelir.

- Birleşik Krallık devam edebilecek mi?

Hükümetin, ’50. Madde Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması için hedeflediği tarihin ise 13 Mart 2017 olduğu ifade ediliyor. Bu arada Başbakan May’in İşçi Partisi’nin baskısına boyun eğerek detaylı bir AB’den çıkış raporu (white paper) hazırlama sözü verdiği de hatırlanmalı. Bu nedenle, Yüksek Mahkeme kararının hükümeti AB’den ayrılma siyasetini daha şeffaf ve uzlaşmacı şekilde yürütmeye zorlayacağı sonucuna varılabilir.

Kararda göze çarpan bir diğer husus da İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda meclislerinde Brexit ile alakalı bir karar alınmasına gerek olmadığı yolunda karar verilmiş olması. Böylece İskoçya ve Kuzey İrlanda büyük oranda AB’de kalma yönünde oy vermiş olmalarına rağmen Brexit’e kendi meclislerinde hayır deme imkânları olmayacak. İskoçya’nın yeniden Birleşik Krallık’tan ayrılmak için referandum yoluna gidip gitmeyeceği daha doğrusu Birleşik Krallığın bir bütün olarak devam edip edemeyeceği ise ucu açık bir soru olmaya devam ediyor.

- AB’den ayrılmayı düzenleyen madde muğlak

Başbakan May, 50 Madde Kanunu Tasarısı’nın zamanında kabul edilmesini başarır ve planladığı gibi mart ayında AB’den ayrılma sürecini başlatabilirse, bundan sonraki süreç AB Anlaşması’nın 50. Maddesi hükmüne göre yürütülecek. Başlangıçta adeta bir Katolik nikâhı niteliğinde olan AB üyeliği için boşanma hakkı tanıyan bu madde ise ilk defa uygulanacak ve muğlak ifadelere yer veriyor olması nedeniyle hararetli tartışmaların odağında yer alıyor.

Maddeye bakıldığında, birlikten ayrılmaya karar veren bir ülkenin, ilk olarak bu konudaki niyetini birliğe iletmesi gerekiyor ve bu bildirimden iki sene geçtikten sonra artık AB anlaşmaları ayrılan ülkeye uygulanmıyor. Anlaşmanın lafzına bakıldığında bu müzakerelerin zorunlu olduğu görülüyor (m. 50/2). Müzakere usulü AB’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma (the Treaty on the Functioning of the European Union) hükümleri uyarınca AB Parlamentosu’nun rızasıyla nitelikli çoğunlukla karar alacak olan AB Konseyi tarafından yürütülecek. Anlaşma’nın 50(4) hükmü, birlikten ayrılan devletin müzakerelere katılamayacağını düzenliyor.

- ’Sert Brexit’ endişesi

Bu müzakereler sona erene kadar AB müktesebatı İngiltere için geçerli olmaya devam edecek. Bu kapsamda örneğin çalışanların ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin hükümler yürürlükte kalmaya devam edecek. Müzakereler başarıyla sonuçlandığı takdirde, birlikten çıkma anlaşması yürürlüğe girdiği tarihte AB mevzuatının İngiltere’de uygulanması sona erecek. Müzakerelerin başarısız olması halinde ise İngiltere’nin, AB’ye ayrılma isteğini bildirdiği tarihten iki yıl sonra (taraflar süreyi uzatmadığı sürece) her hâlükârda üyeliği sona ermiş oluyor (m. 50/3).

Önümüzdeki mart ayında söz konusu ayrılma bildiriminin yapılacağı ve bir anlaşmaya varılmadığı varsayılacak olursa İngiltere’nin en geç 2019 Mart ayında AB üyeliğinin sona ereceği söylenebilir. İngiltere, AB ile anlaşamazsa ve iki sene sonunda birlikten ayrılırsa bu durum iki taraf için de zorlukları barındıran zor bir süreç olacak; nitekim bu nedenle "sert Brexit” (hard Brexit) olarak adlandırılıyor. Şayet İngiltere ayrıldıktan sonra tekrar AB üyesi olmak isterse AB anlaşması 49. maddesinde aday ülkeler için öngörülen usule tabi olacak.

- Küresel Britanya hedefi

Müzakerelerin başarısı konusunda farklı görüşler mevcut olsa da Alman Maliye Bakanı Schäuble Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı açıklamada İngiltere ile ticaret konusunda hızlı bir şekilde anlaşmaya varılabileceğinin işaretlerini verdi. Bu şekilde Başbakan May’in boşanma sonrası önerdiği "kapsamlı, cesur ve azimli serbest ticaret anlaşması” talebi kısmen de olsa karşılık bulmuş oluyor.

Başbakan May, "Küresel Bir Britanya” olarak adlandırdığı bu yeni dönemde ABD Başkanı Donald Trump’ı ziyaret eden ilk dünya lideri olacak. Masadaki konulardan birinin, Brexit sonrası iki ülke arasında ticaret anlaşması olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

[Yrd. Doç. Dr. Ali Emrah Bozbayındır. Lisans derecesini Selçuk, Yüksek Lisans ve Doktora Derecelerini Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden aldı. Max-Planck Mukayeseli Ceza Hukuku Enstitüsü ve Cambridge Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak bulundu]


Kaynak: Anadolu Ajansı
Konya Namaz Vakitleri
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Diğer Haberler