SON DAKİKA

Cüzzamla savaşta en etkili silah: Yaşam sevinci

24 Nisan 2017, Pazartesi - 08:10
İSTANBUL (AA) - SEMRA ORKAN - Tarih boyunca dünyanın en korkulan hastalıklarından biri olan cüzzamla savaşta uzmanlar sadece tıbbi tedavi ile değil, hayata küsen insanlara yeniden yaşama sevinci kazandırmakla başarıya ulaşılabileceği yönünde hemfikir.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, günümüzde etkili bir tedavisi olsa da tarih boyunca dünyanın en korkulan hastalıklarından biri olan cüzzamın, insanlarda yarattığı tahribatlar nedeniyle günahlarına karşılık ilahi bir ceza olduğuna bile inanılan devirler yaşandı ve hastalar daima toplum dışına itildi. Oysa hastalığın bulaşıcılığı son derece düşük tespit edilirken, klinik tablosunun ilerleyişi de yavaş seyrediyor.

Hastalığın, açlık, yoksulluk, hayat ve temizlik şartlarının kötülüğü, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama, iyi beslenememe, aşırı üreme, iç savaşlar, sürekli göçler gibi nedenlerle bugün hala dünyanın geri kalmış ülkelerinde kökü kazınamıyor. Bu nedenle, her yıl ocak ayının son haftası "Cüzzam Haftası" ve son pazarı da "Dünya Cüzzam Günü" olarak ilan edildi.

Bu haftayla birlikte toplumda cüzzam ve cüzzamlıya karşı oluşan yanlış inançlardan ve bilgisizlikten kaynaklanan korkuların önlenmesi, cüzzam hastalığını erken teşhis ederek dünya standartlarına uygun bir şekilde tedavisinin sağlanması ve hastaların topluma kazandırılması amaçlanıyor.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl yaklaşık 200 bin yeni lepra vakası tedaviye alınırken, son 20 yılda dünyadaki vaka sayılarında yüzde 20 azalma görüldü.

Bugün uzmanlar, cüzzamla savaşta sadece tıbbi tedavi ile değil, hayata küsen insanlara yeniden yaşama sevinci kazandırmakla başarıya ulaşılabileceği yönünde hemfikir.


- Türkiye’de hastalığın görülme oranı düşük

İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Ümmühan Kaya, 25-31 Ocak Dünya Cüzzam Haftası dolayısıyla AA muhabirine hastalık hakkında bilgi vererek, cüzzamın deri, çevresel sinirleri tutan zayıf bulaşıcı özelliğe sahip enfeksiöz bir hastalık olduğunu ve tedavisinde üçlü antibiyotik kullanıldığını söyledi.

Cüzzamın dünyada Güney Amerika, Hindistan, Afrika, Güney Doğu Asya gibi ülkelerde yaygın şekilde görüldüğünü vurgulayan Kaya, Türkiye’de hastalığın görülme oranının Dünya Sağlık Örgütünün öngördüğü rakamların çok altında kaldığını bildirdi.

Kaya, hastalığın erkeklerde kadınlara oranla daha sık görüldüğüne dikkati çekerek, "Kuluçka süresi çok uzun süren bir hastalık olduğu için çocuk yaşlarda lepra çok nadir tespit edilir. Türkiye’de 3 bin kadar cüzzam tedavisi almış ve sakatlık nedeniyle takip edilmekte olan hasta mevcuttur. Biz bu hastaları lepradan etkilenmiş kişi olarak tanımlarız. Çünkü sadece hastalığın bıraktığı sekeller nedeniyle rehabilite edilmektedirler. Son yıllarda 5-10 adedin altında yeni hasta tespit edilmekte olup, tüm bu hastalar ve yakınları bizim tedavimiz ve takibimiz altındadır." dedi.

Cüzzam hastalığının dünya tarihi kadar eski olmakla birlikte geçerli tedavisinin 20. yüzyılın sonlarında oturtulmuş olduğuna vurgu yapan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geç tedavi alan veya alamayan hastaların görünümü ve sakatlıkları bizi bu hastalıkla ilgili ön yargılara götürmüştür. Oysa ki günümüzde lepra teşhisi almış bir hasta tedavisine başladıktan ortalama 4 hafta sonra enfeksiyon etkeniyle baş etmiş olarak işine, okuluna ve evine dönebilir. 2 yıl sürecek olan tedavisinin geri kalanını ayaktan takiple tamamlayabilir ve hatta hiçbir sakatlık oluşmadan tedavi sürecini sonlandırabilir. Bu hem hastanın hem de hekimin hastalıkla ilgili bilgisi ve bilinci ile ilgilidir. Hastalığın çevresel sinirlerde yaptığı yangı (inflamasyon) zamanında doğru tedavi ile düzeltilmezse, hasta bu sinirini ve dolayısı ile o sinirin ait olduğu uzvu yitirebilir. Bu da lepra hastalığının yaptığı hasarların temelidir. Cüzzamla savaşta sadece tıbbi tedavi değil hayata küsen insanlara yaşama sevincini yeniden kazandırılmakla başarıya ulaşılır."

- "Tanı koyulduğunda tedavisi kesin olarak yapılabilmektedir"

Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Emel Konuk da cüzzamın diğer adı ile lepranın, bir mikroorganizmanın yol açtığı, çevresel sinir sistemi ve deri başta olmak üzere birçok sistem ve organı etkileyebilen bulaşıcı bir hastalık olduğunu kaydetti.

Hastalık etkeni bakteri, vücuda girdikten sonra belirtilerin ortaya çıkmasının bağışıklık sisteminin direncine göre 2 ile 20 yıl arası zaman alabildiğini aktaran Konuk, hastalığın çoğunlukla çocukluk ve gençlik dönemlerinde ortaya çıktığını ve erişkin dönemde ise bulaşmanın nadir görüldüğünü ifade etti.

Dr. Konuk, lepranın korkulacak bir hastalık olmaktan çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

"Tanı koyulduğunda tedavisi kesin olarak yapılabilmektedir. Birçok hastalıkta olduğu gibi erken tanı önemlidir. Erken tanı yapıldığı durumlarda hiçbir kalıcı sakatlık oluşmadan tedavisi mümkündür. Tedavisi, bakterinin duyarlı olduğu antibiyotikler ile yapılır. Leprayla savaşta en önemli konu, toplumun, hastaların, hasta yakınlarının doğru bilgilendirilmesi, iyi beslenme ve sağlıklı ortamlarda yaşamanın sağlanmasıdır. Lepra, ihbarı zorunlu bir hastalık olup, tedavi devlet eliyle ve ücret alınmadan yapılmaktadır."




Kaynak: Anadolu Ajansı
Konya Namaz Vakitleri
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Diğer Haberler