Trakya Üniversitesinde görevli Halepli akademisyenlerin akılları Halep’te bırakmak zorunda kaldıkları ailelerinde. Akademisyenler aile büyükleri için büyük endişe duyuyor.
Türkiye’ye sığınan ve Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Arapça gramer dersleri veren Ahmad Omar, gazetecilere, zor bir yolculuğun ardından 3 yıl önce Türkiye’ye sığındığını, ancak ailesini Halep’te bırakmak zorunda kaldığını anlattı.
Halep’teki ailesiyle internet üzerinden görüşebildiklerini ifade eden Omar, "Dedem şu anda Halep’te evin bodrumunda saklanıyor. Halep’te evimin ve okulumun yıkıldığını öğrendim. Çok üzgünüm. Ateşkesin yapıldığını biliyoruz. İnşallah açılan koridor sayesinde masum halk Halep’ten kurtulacaklar." dedi.
Halep’teki saldırıların ateşkes ilan edilmesine rağmen devam ettiğini belirten Ahmad Omar, masum halkın kentten çıkışına izin verilmesi gerektiğini kaydetti.
Eşi ve çocuklarıyla birlikte 4 yıl önce Halep’ten Türkiye’ye sığınan öğretim görevlisi Urabi Urabi ise rejim güçlerinin saldırıları altında masum halkın büyük acılar yaşadığını belirtti.
Masumlara acı çektirenleri Allah’ın affetmeyeceğini vurgulayan Urabi, "Ben arkadaşlarımla ve akrabalarımla konuşmaya çalışıyorum. Sabahtan akşama kadar saldırı altındalar. Yemek yok, su yok, insanlar çok zor durumda. Onlarla iletişimimiz de çok zor oluyor. Telefon ve internet hatları sürekli kesiliyor. Bundan dolayı sınırlı bir iletişimimiz oluyor. Türkiye dışında Suriye’deki zulme karşı duran yok. Arap ülkeleri bu duruma genel olarak sessiz durumda. Sanki ölenler hayvan. Bu sessiz kalışı kabullenemiyorum." diye konuştu.
- "İnsanlar çatılarında sebze yetiştiriyor"
Yaklaşık 4 yıl önce Halep’ten Edirne’ye gelen öğretim görevlisi Gülsüm Süleyman da savaşın bir an önce son bulması için dua ettiklerini söyledi.
Halep’te 6 aydır elektriklerin, yaklaşık 2 aydır da suların kesik olduğunu öğrendiklerini anlatan Süleyman, şunları kaydetti:
"Halep’teki akrabalarımız zor durumda. Saldırılar her gün devam ediyor. Şehitlerimiz her geçen gün artıyor. Çocuklar okullarına gidemiyorlar, hastalıklarla mücadele ediyorlar. Kıtlık var. İnsanlar evlerinin çatılarına toprak getirip, kendileri bir şeyler yetiştirmeye çalışıyorlar. Savaşın bitmesini istiyoruz, ancak ne zaman biteceğini hiç tahmin edemiyorum. Çünkü farklı farklı gruplar var ve hepsi silahlı. Bu dramın bir an önce bitirilmesi gerekli."
Kaynak: Anadolu Ajansı
