SON DAKİKA

Çözüm süreci kararlılığımız devam ediyor

Başbakan Davutoğlu, "Bölge halkı bu örgüte karşı ciddi bir infial içindedir. Çözüm süreci kararlılığımız devam ediyor" dedi.
25 Ekim 2014, C.tesi - 21:15
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yüksekova'da üç askerin şehit edilmesine ilişkin "Bütün bunlar, açık şekildeKobani olayları ve arkasını takip eden gelişmeler göz önüne alındığında, Türkiye'yi kaosa, kargaşaya sürüklemek isteyen iç ve dış çevreler ve odaklar tarafından nasıl planlar yapıldığının açık bir göstergesi" dedi. 
 
Davutoğlu, Kayseri Büyükşehir Belediyesini ziyaretinin ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
 Çeşitli açılışlar için geldikleri Kayseri'de, Yüksekova'dan gelen acı haberi büyük üzüntüyle öğrendiklerini dile getiren Davutoğlu, Yüksekova'da 3 askerin hunharca saldırıyla şehit edildiğini, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Hakkari Valisi Yakup Canbolat ile görüşerek taziyelerini ilettiğini, detaylı bilgi aldığını aktardı.
 
Şehit olan 3 askerin herhangi bir askeri görev icra etmek üzere değil, bazı ihtiyaçlarını karşılamak üzere Yüksekova merkeze gittiklerini belirten Davutoğlu, şu bilgileri verdi:
 
"Bütün güvenlik birimlerimiz Yüksekova'da ve çevredeki bütün yollarda yoğun bir arama faaliyeti sürdürüyor. Bu hunharca ve alçakça saldırıyı yapanların tespit etmek etmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Herhangi bir gelişme olduğunda bunu kamuoyuyla paylaşacağız. Bütün bunlar açık bir şekilde Kobani ve sonrasında takip eden gelişmeler gözönüne alındığında Türkiye'yi kaos ve kargaşaya sürüklemek isteyen iç ve dış bazı çevreler ve odaklar tarafından nasıl planlar yapıldığının açık bir göstergesi."
 
Bütün halkı yaşanan saldırı karşısında tek vücut olmaya, milli şuuru ve bilinci harekete geçirmeye davet eden Davutoğlu, "Sükunet içinde ancak aynı zaman özellikle bölgedeki kürt vatandaşlarımızın Bingöl'deki saldırıdan sonra bu saldırıda da esnafla doğrudan temas halindeyken yani halkla iç içeyken yapılan bu saldırılarla aslında hedef edilen sadece şerefli polislerimiz ve askerlerimiz değil. bölgenin huzuru, Bingöl'ün ya da Yüksekova'nın oradaki vatandaşlarımızla kader birliği yapan güvenlik görevlilerimizin şehit edilmesidir" dedi.
 
Davutoğlu, Yüksekova ve bütün bölge halkının hainlere en açık ve net cevabı vereceğinden emin olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
 
"Bugünler herkes için bir sınavdır. Biz her zaman milli birliğimizi korumak, vatandaşlarımız arasındaki huzur ve sükunu temin etmek ve ülkede asayişi sağlamak için ne gerekiyorsa bütün tedbirleri alacağız. Suçluları ortaya çıkarabilmek ve adalete teslim etmek için de biran önce Genelkurmay Başkanımıza, İçişleri Bakanımıza ve Hakkari Valimize gerekli talimatları verdim. Her türlü çaba gösterilecek, bu katiller, bu alçaklar yaptıklarının hesabını verecekler. Bunun bir kez daha teyit etmek isterim. Kimse halkımızın ve devletimizin bu saldırılar karşısında herhangi bir şekilde tereddüt göstereceğini düşünmemelidir."
 
"Bu samimiyet sınavından herkes geçecek"
 
Bir gazetecinin "Çözüm sürecinde bundan sonraki sürece ilişkin yol haritası ne zaman açıklanacak? Son dönemde Öcalan'ın sekreterya talebi olduğu ifade ediliyor. Böyle bir sekreterya kurulması talebi hükümetin gündeminde var mı?" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, çözüm sürecinin kendileri için asırlarca bir arada yaşamış halkın değişik kesimleri arasındaki barışı ihdas etme ve milli birliği tesis etme süreci olduğunu söyledi.
 
"Herhangi bir şekilde teröre, bu tür saldırganlara, bu vahşilere, bu eşkiyalara taviz verme süreci değildir" diyen Davutoğlu, tek muhataplarının terör örgütü değil, bölgede yaşayan halk, halkı temsil eden her kesim olduğunu, halkın orada tek bir parti ve grup tarafından temsil edilmediğini ifade etti. 
 
Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
"Son olaylar da gösterdi ki aslında bölge halkı bu örgüte karşı çok ciddi bir infial içindedir. Bu örgütün sadece Türkiye'nin değil, bölgede yaşayan barışsever vatandaşlarımız için de tehdit olduğunu fark etmektedirler. Dolayısıyla çözüm sürecindeki kararlılığımız devam eder. Biz, asırlarca bir arada yaşamış olan vatandaşlarımız arasında bu güçlü bağı tesis edecek her türlü adımı atarız ama bu alçakça cinayetleri yapanları da takip eder veya onlarla ilgili olarak da hukuk devletinin gerektirdiği her türlü tedbiri alır, her türlü çabayı da gerçekleştiririz."
 
Bugünkü saldırıda yüzlerinin maskelenmiş olmasının da maskenin öyle bazı siyasilerin ifade ettiği gibi basit bir araç değil, suç işlemeye dönük, cinayet işlemeye dönük bir araç, çaba olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
 
"En kısa zamanda iç güvenlik ile ilgili reform ve gerekli tedbirler paketi geçecek, yasalaşacak ve her türlü tedbir alınarak ülkemizin huzuru korunacak. Hiçbir hükümet yetkilimizden, başta benden, İmralı'da herhangi bir sekretarya kurulacağına dair bir ifade söz konusu olmamıştır. Hiç kimseye verilmiş bir sözümüz de yok. O anlamda her zaman vurguladık, açık ve net tekrar vurguluyorum, kamu düzeni sağlanmadan hiçbir talep, hiçbir görüşme bu anlamda yapılamaz. Kamu düzeni sağlanacak, bu hunharca saldırılar sona erdirilecek. Bu konuda bütün ilgili tarafları net tavır almaya çağırıyoruz. Hiçbir şekilde bu tarz bir talep bizim tarafımızdan kabul görmüş de değildir, bizim tarafımızdan böyle bir çalışma da söz konusu değildir. Kimse Hükümetimizle görüşmeden ya da Hükümetimizin kararını net ve açık şekilde görmeden kamuoyuna bu şekilde açıklamalar yapmamalıdır. Zaten bu samimiyet sınavından geçmedikçe de kimse barış ve demokrasi yanlısı olduğunu, çözüm yanlısı olduğunu iddia edemez. Bu samimiyet sınavından herkes geçecek, kim barış istiyorsa, çözüm istiyorsa görüşülür ama kim Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve milletimize dönük, en çok da bölge halkına dönük ki bu şehit edilen kardeşlerimizden biri de Bingöl'den. Şimdi bölge halkını da katleden bu alçaklara karşı ortak bir tavır almadan, kamu düzeni sağlanmadan kimsenin bir kendince hüküm vermesine kamuoyumuzun itibar etmemesi gerekir."
 
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şu ana kadar Kobani'ye herhangi bir geçiş olmamıştır ama Türkiye'nin bu konudaki iyi niyetini de bütün dünya görmüştür. Uluslararası basında 'Türkiye, Kobani'ye yardım etmiyor' diye bir takım yaygaralar çıkaranların da maskeleri bu anlamda düşmüştür" dedi. 
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Başbakan Davutoğlu ile Abdullah Öcalan arasında görüşme gerçekleştiği" iddiasını hatırlatan Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu, Öcalan'ın benimle görüştüğüne dair son derece açık söylüyorum, ihanet ifade eden bir ithamda bulundu. Böyle bir görüşme de söz konusu değildir" dedi. 
 
Kılıçdaroğlu'nun, bu tür provokatif açıklamalarla milleti infiale sevk etmek istiyorsa tarih önünde hesap vermek zorunda kalacağını dile getiren Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
 
"Kimse, bizden bir açıklama olmadan, bizim kanaatimiz ortaya konulmadan, bu tür ithamlarla, bu tür iftiralarla toplumumuzun huzurunu bozmamalı. Özellikle de ana muhalefet partisi liderinin bugünlerde yapacağı her açıklama, kendisi için bir siyaset sınavıdır, dikkat etmelidir. Yanındaki genel sekreter, Kobani olayları başladığı gün tweet atarken, kendisi 'Türkiye, IŞİD ile işbirliği yapıyor' iddiası altında o provokatiflere hükümetimizi ve Türkiye'yi hedef gösterirken bu hesapları yapmalıydı. Şimdi bu tür suçları açık bir şekilde işledikten sonra bizim Öcalan ile görüştüğümüz gibi bir iftirayı atması da, böyle kritik günlerde ne kadar sorumsuzca davrandığının bir işaretidir."
 
"Niyet Kobani'nin savunulması değil, üs edinmek istiyorlar"
 
Peşmerge'nin Kobani'ye geçişinin gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin soru üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin Kobani'deki gelişmelere her zaman insani yardım açısından baktığını belirtti.
 
"Son bir kaç gün içinde ortaya çıkan gelişmeleri herkesin yakından takip etmesi lazım. Türkiye'de sokakları kana bulayan bu vahşiler, bu vandallar, Kobani'ye yardım edilmesi için talepte bulunduklarını ifade ediyorlardı" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin, hem Irak Ordusu'nun asli unsurları olan Peşmergeler'in hem de Özgür Suriye Ordusu'nun sivil halka yardım etmek için Kobani'ye geçişi için yardımcı olabileceğini ifade ettiğini anımsattı.
 
Başbakan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
 
"Fakat gelen cevapları gördünüz, PYD hem Özgür Suriye Ordusu'nun yardım talebini hem Irak Ordusu'nun unsurlarının oraya geçişini olumlu görmedikleri, sınırlamak istedikleri yönünde ifadeler kullandı. Demek ki esas niyet Kobani'nin savunulması falan değil. Esas niyet, zaten çok az sivilin kaldığı Kobani'deki insani unsurlar değil. Niyet, çok açık bir şekilde Kobani'de, IŞİD bir terör örgütüyse kendileri de rejimle işbirliği yapan bir grup olarak orada bir üs edinmek istiyorlar. Biz müttefiklerimize de ABD'ye de bunu açık bir şekilde söyledik. Biz hiçbir terör örgütünün sınırlarımıza yerleşmesini istemeyiz. Kendi halkının meşru savunmasını yapan unsurlarsa, onlar Özgür Suriye Ordusu ile birlikte hareket etmeliler ve net tavır almalılar. 
 
Şu ana kadar Kobani'ye herhangi bir geçiş olmamıştır ama Türkiye'nin bu konudaki iyi niyetini de bütün dünya görmüştür. Uluslararası basında 'Türkiye, Kobani'ye yardım etmiyor' diye bir takım yaygaralar çıkaranların da maskeleri bu anlamda düşmüştür. Türkiye iyi niyetini göstermiştir ama PYD bunu olumlu karşılamadı, olumlu karşıladığı kadarıyla dahi şu anda böyle bir geçiş süreci yaşanmadı. Türkiye'nin bu konularda ne kadar ilkesel, ne kadar tutarlı bir politika takip ettiği de açık şekilde ortaya çıkmış oldu. Bu, olmayacak anlamına gelmez, Kobani'de Suriye halkının kendi unsurları gidip Kobani'yi savunmak isterlerse, terör unsurları hariç, buna Türkiye yardımcı olabilir. Irak da şu anda IŞİD ile mücadele yürütüyor, oradan da bazı unsurlar bu konuda destek sağlamak isterse Türkiye gerekli kolaylığı göstereceğini ortaya koymuştur. Şu an itibarıyla bir geçiş yaşanmamıştır çünkü bu yardım taleplerine olumsuz tepki veren taraf PYD'dir."
 
"Çankaya Köşkü'nü kirleten 27 Mayıs darbecileridir"
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vereceği resepsiyona katılmayacaklarını açıkladıklarının, Kılıçdaroğlu'nun "Oraya giden kirlenir" yönünde bir ifadesi olduğunun hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Bu Sayın Kılıçdaroğlu'nun kirli zihniyetinin yansıması" dedi. 
 
Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin tarihini bilmediğini söyleyen, CHP'yi "27 Mayıs ihtilalini destekleyen parti" olarak tanımlayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
 
"TBMM tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı sürükleyerek Çankaya Köşkü'nden çıkaran darbecileri destekleyen partidir CHP, o darbecilerle işbirliği yapan partidir. Milletimiz bu hafızayı unutmasın. Çankaya Köşkü'nü kirleten 27 Mayıs darbecileridir. TBMM'nin seçtiği rahmeli Celal Bayar, direndiği için sürüklenerek Çankaya Köşkü'nden çıkarıldı. O saatlerde de CHP, bu darbeye destek veriyordu, teşvik ediyordu. Çankaya Köşkü eğer tarihte bir kaç kere kirlenmişse en büyük kirlilik o 27 Mayıs sabahı yaşanan kirliliktir. Baksınlar arşivlerine, CHP o gün, o gece ne açıklama yaptı? Darbeyi selamladı. Çankaya Köşkü'nün o geceyi yaşadığı zilleti bir daha hiç yaşamamıştır. Bir de 12 Eylül'de yaşamıştır, 28 Şubat'ta yaşamıştır."
 
"Resepsiyona gitmek cumhuriyeti şereflendirmektir"
 
Başbakan Davutoğlu, "Halkımızın tertemiz oylarıyla seçilmiş, analarının ak sütü gibi temiz oylarıyla seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın vereceği ilk Cumhuriyet Resepsiyonuna gitmek, cumhuriyeti şereflendirmektir ve cumhuriyetle şereflenmektir" ifadelerini kullanarak, CHP'nin darbecilere verdiği desteği unutup "kirlenme" gibi bir ifade kullanmanın Kılıçdaroğlu'na yakışacağını söyledi. 
 
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın şehit edildiğini dile getiren Davutoğlu, "Onların kanlarında, onların idam sehpalarında CHP'nin ayak izleri var. Önce onun hesabını versin, sonra halkın hür oylarıyla seçilen Sayın Erdoğan'ın vereceği resepsiyona gidip gitmemeyi kirlenme olarak ne kadar söyleyebileceğini ondan sonra tartsın. Halkın tertemiz oylarıyla seçilen Sayın Erdoğan'ın Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna gitmek insanı şereflendirir, halka olan saygının işaretidir ve bırakın kirlenmeyi, ışıltılı ve parlak bir milli iradenin parçası haline getirir insanı" değerlendirmesinde bulundu. 
Konya Namaz Vakitleri
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Diğer Haberler