En güçlü İslam devletlerini kurmuş, İslam ülkelerinin lideri, hamisi ve İslam Medeniyeti’nin en önemli temsilcisi olmuş bu Milleti Batı Medeniyeti’ne kapı kulu yapan sanıklar!

Kalkın mezarlarınızdan.

Askeri, siyasi, ekonomik geleceğimizi Batı’ya ipotek edenler.

"Batı trenine bindik, inemeyiz” diyenler,

Batıya kapıkulu olup, mazlum milletleri hakir görenler, 

Hristiyan kulübüne üye olup, İslam Alemi’ni küstürenler: 

Dostunuz ABD’nin terör örgütü PYD’ye silah yardımı yaptığını, 

Medeni, dost, çağdaş dediklerinizin nasıl canavar olduğunu, 

Dostlarınızın Dünyanın çeşitli coğrafyalarında milyonlarca masum insanın ölümüne neden olduğunu, 

Nasıl silah satarız? Ne kadar kar ederiz? Demenin dışında hesaplarının olmadığını, 

DEAŞ diye bir örgüt kurdurarak, İslam’ı kötü, Müslümanları terörist diye nitelendirdiklerini,

"Demokrasi getirme ve diktatörden kurtarma” yalanıyla İslam Coğrafyasını karıştırdıklarını, 

Bütün yöntem ve planlarıyla bölgenin ve tüm insanlığın geleceğini felakete sürüklediklerini,

ABD siyasetini "Tanrıyı kıyamete zorlama” fikrine inanan Armageddon’cuların belirlediğini görün.

Görün de tarihe ve mazlumlara nasıl hesap vereceğinizi bir düşünün. 

Gerçi sizin amel defteriniz kapandı. Size Allah hesap soracak ve cehennem size mekan olacak.

En azından yaşayan Batıcılar, Batı’nın dost olmadığını bari siz görün. 

Sizi; dost, uygar, çağdaş dediklerinizin PYD’ye silah yardımı yapması da mı uyandırmıyor? 

Trump’un PYD’ye ağır silah yardımı yapılması kararnamesini Adalet Bakanımızın, Genelkurmay Başkanımızın ve MİT müsteşarımızın ABD’yi ziyareti esnasında imzalaması da çok anlamlı. 

Bu zamanlama, Türkiye’nin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Ankara’ya ziyarete gelirken Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlatmasına misilleme ve açık bir mesaj. 

Türkiye acilen Batı’ya tavrını koymalıdır.

Cumhurbaşkanı PYD’ye silah yardımı yapılması kararı iptal edilmedikçe ABD ziyaretini askıya almalıdır. 

PYD hedeflerini ansızın vurmalı, kara harekatıyla PYD’nin hakim olduğu bölge ele geçirilmelidir. 

AB üyeliğini dondurmalıdır.

Askeri, siyasi, ekonomik işbirliklerimiz masaya yatırılmalıdır. 

Korktukça üzerimize gelirler. Hiç endişeye mahal yok. Türkiye’yi kaybetmeyi göze alamazlar.

İşte o zaman Kuzey Kore’nin restine karşı yumuşadıkları gibi geri adım atarlar. 

Düşmanlıkları açık ve tartışılmaz hale gelen Batılı ittifaklarla bir yere varılamayacağı belli olmuştur. 

Geleceğimizi Batı ittifaklarına bağlarsak sonumuz hüsrandır. Tarihi, dini, kültürel ve coğrafi yakınlığımız olan milletlerle acilen yeni ittifaklar kurulması çalışmalarına başlanması elzemdir.

Bu adımları kararlılıkla atarsak ABD ve Batılı ülkelerin Ortadoğu politikaları onlara çok ağıra mal olur.