SON DAKİKA
Sinan BURHAN
“Polis, CHP’lileri niye dövmüyor ki” diyen medya
27 Haziran 2017, Salı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu’nun mahkûm olmasından sonra Ankara’dan İstanbul’a tepki yürüyüşü başlattı. Elinde adalet yazılı bir dövizle yola çıkan Kılıçdaroğlu, hukukun siyasallaşmasından, siyasetin yargıya müdahalesinden şikâyetçi. O nedenle adalet aramak için kendini yollara vurdu.

Bu yürüyüş her şeyden önce demokratik ve meşru bir yürüyüştür. Ben Kılıçdaroğlu’nun yürümesinden rahatsızlık duymuyorum. Elbette bir siyasi partinin eksik ve yanlış bulduklarını ifade hakkı var. Kemal Bey’in yürüyüşüne farklı bir pencereden bakıyorum. İktidar mensuplarını da bu çerçeveden bakmaya davet ediyorum.

Kemal Bey’in ve CHP’lilerin özgürce yürüyebilmeleri Türk demokrasisinin kalitesini gösterir. Hükümetin yapması gereken ve şu an için de yaptığı, bu yürüyüşün sağlıklı bir biçimde yapılmasını sağlamak. Bu çerçevede hükumet hem sağlık önlemlerini hem de güvenlik önlemlerini almış durumda. Bir tek vatandaşımızın burnu kanamadan bu yürüyüş tamamlanmalıdır.

Peki, bu yürüyüşe hangi açıdan bakıyorsun diyenlere diyorum ki: ‘Bir kere bu yürüyüşü yerli ve yabancı binlerce medya mensubu takip ediyor. Özellikle Batılı basın bu yürüyüşü yakından takip ediyor. Keşke hükumet bu yürüyüşe bir müdahale etse, keşke gaz sıksa, keşke cop kullansa da biz de Türkiye’de demokrasi yok, Erdoğan diktatör desek diye bekliyorlar.

Hükümetin bu hoşgörülü ve demokratik tutumu batılı dostları üzüyor olmalı. Çarşaf çarşaf diktatör manşeti atamıyorlar. Ne iyi olurdu birkaç kişinin burnu kanasa, birkaç kişi cop yese diye düşünüyor olmalılar. Bu yürüyüş en başta CHP ve Kılıçdaroğlu’nu yalanlayan bir yürüyüştür.

Özgürlüğün olmadığı bir ülkede bu kadar rahat nasıl yürünüyor. Devlet hem sağlık hem de kamu güvenliğini sağlıyor. Batılılara, bizzat CHP üzerinden mesaj verme imkânı yakalanmıştır. Bakın muhalefet partisi davul zurna eşliğinde yürüyor. En ufak bir müdahale yok. Batılılar bu vesileyle demokrasimizin kalitesini görmüş oluyorlar. Belki batılı medya da olayın farkında değildir. İşte basbayağı Kemal Bey yürüyor ve kimse müdahale etmiyor.

CHP’nin yürüyüşünü masum bir tepki olarak görmek istiyorum. Bir siyasi parti kendine göre bir eylem gerçekleştirebilir. Bu konuda bir sorun yok. Ancak bu yürüyüşün bir kırmızıçizgisi var. Bu çizgi kamu güvenliği ve kamu düzenidir. Bu yürüyüş esnasında ve sonrasında kamu düzeni bozulursa bunun sorumlusu Sayın Kılıçdaroğlu’dur.

Atılan bazı tweetler, yapılan bazı açıklamalara bakıldığında Gezi benzeri bir kalkışma çabası görüyorum. Ben yine bu yürüyüşü hayra yormak isterim. Peşinen şunu söylemek isterim. Kamu düzeni bozulursa, ara rejim arayışı olura ve kaos olursa ilk önce ben karşı çıkarım. Bir kere sandıkta aldığımız hakkımızı sokakta vermeyiz. Bu millet demokratik kazanımları asla geri vermez. Bu uğurda çok acılar çekildi. Gerekirse gene çekilir. Anadolu insan ekonomik ve sosyal pastadan payın bu hükümet döneminde almıştır. Kim bu hakları almaya kalkışır ülkeyi beyaz Türklere, jakobenlere teslim etmeye çalışırsa kesin olarak buna müsaade etmeyiz.

O nedenle bu yürüyüş demokratik bir yürüyüş olarak kalmalıdır. Yürüyüşün İstanbul ayağında kaos ve sokak çağrısı olursa emin olun millet tıpkı 15 Temmuz darbesine karşı durduğu gibi sokak darbesine de karşı duracaktır.