SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Düğün Sezonunun Düşündürdükleri
24 Temmuz 2017, Pazartesi
Nisan ayıyla birlikte hızlanan düğünler, Ramazan ayı dolayısıyla ara verdi, bugünlerde tekrar hızlandı. Bu günlerde tüm salonlar dolu, özellikle hafta sonlarında önümüzdeki yıla (2018’e) kadar boşluk yok diyebilirim. Hatta bugünden önümüzdeki bahar ayları için salonlar kiralanıyor.

Evet, özel sektör olsun, belediyeler olsun, düğün salonlarına yatırım yapmalıdır. Atık nişanlar hatta söz kesmeler dahi evlerde yapılmıyor, salonlarda yapılıyor. Artık çoğumuz katlarda oturuyor. Evlerimiz ve çevresi düğün ve nişan törenleri için elverişli değil. Sade düğün salonları olduğu gibi bütün hizmetlerin verildiği konforlu düğün salonları da olmadır. İnsan var, dar olan bütçesi gereği olarak 1000-2000 TL arasında fiyatı olan sade bir salonda nişanını, kınasını, düğününü yapmak ister. İnsan var, bütçesi yeterlidir, dört başı mamur düğün yapmak için hiçbir masraftan kaçınmaz, daha konforlu salonları tercih eder. Hasılı her kesime ve her bütçeye uygun salonlarımız olmalıdır.

Çumra özeline baktığımızda salon sıkıntısını daha çok hissediyoruz. Merkezde Belediyemizin üç adet salonunun yanında iki adet de özel sektöre ve Kızılay’a ait küçük çaplı düğün salonu var. Hemen her kasabadan dönüşen mahallelerimizde de belediye düğün salonlarımız var. Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Oğuz kendi döneminde düğün salonlarına önem verdi, güzelleştirdi, daha rahat ve huzur içinde düğünlerin yapılması için salonlarda tadilatlar yaptı. Yaz günlerinde hafta sonlarında günde 30-40 düğünün yapıldığı Çumra için elbette salonlarımız yetersiz. İki- üç adet daha düğün salonumuz yapım aşamasında. Önümüzdeki aylarda faaliyete geçeceğini, hizmete açılacağını duyuyoruz.

Evet, Çumra Belediyemizin Kızılay’la yaptığı protokol gereği yapmakta olduğu Bardakçı Mahallesindeki düğün salonu bir an önce hizmete açılmalıdır. Düğün sezonu geçtikten sonra açılacak düğün salonları kış aylarında atıl kalacak, bugünün sıkıntısını çözmeyecektir.

İkici olarak, düğünlerdeki israfa dikkat çekmek istiyorum. Artan tas tas çorbalar, tepsi tepsi etli pilavlar, poşet poşet ekmekler çöpe dökülüyor. Bu dökülen yemeklere nice fakirlerin, mültecilerin ihtiyacı var. Kovalarda toplanıp çok çocuklu Suriyeli ailelere iletilebilir.

Ben şahsen bir Müslüman olarak, "mü’minin artığı mü’mine şifadır” hadisine inanan bir muvahhit olarak, sofrada artan-kalan yemeklerin çöpe atılmasına gönlüm razı değil. Bunlar tekrar kova ve kazanlarda toplanarak fakir- fukaraya dağıtılabilir. Bu yemekler hijyendir, nice insanlar şifa niyetine bu yemekleri yiyebilir. Burada düğün sahiplerimize, aşçılarımıza, yemek şirketlerine görev düşüyor. Sofralarda artan yemekler kovalarda toplanmak suretiyle hayırsever vatandaşlarımız tarafından alınıp mahallelerde belirlenecek ailelere dağıtılabilir. En büyük sevap budur. Böylece bir taşla iki kuş vurulacaktır: Birincisi, Allah’ın nimetlerine saygı duyulmuş ve isaf önlenmiş olacaktır. İkincisi, birçok muhtacın karnı doyacak, duaları alınacaktır.

Toplum içinde bu görevi üstlenecek emekli, eli boş, arabası olan babayiğitler vardır. Lütfen ortaya çıksınlar, ben de onların elinden öpeyim.