2019 Türkiye için önemli bir dönüm noktası olacak. Cumhuriyetimizin en köklü değişikliği bu dönemde yaşanacak. Öyle bir dönem yaşıyoruz ki her alanda başarılı olmak zorundayız. Dışarda her zamankinden daha aktif, daha akılcı, daha enerjik olmalıyız. İçerde birlikteliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirerek, istikametimizden ayrılmadan, ayrılıklara, küskünlüklere, şahsi hesaplara yer vermeden yola devam etmek zorundayız. 2002 yılından bu yana ülkeyi yöneten AK Parti kadroları bu süreçte çok önemli bir değişikliğe gidiyor. İstifası alınan - istenen belediye başkanları, köklü değişiklik yapılan teşkilatlar 2019 yılının ne derece önemli olduğunun işaretleri. Değişim şart. Radikal kararlar alınmadan başarı elde etmek zor. Cumhurbaşkanı bir siyasi deha. Öyle olmasa her seçimi kazanamazdı sanırım. Çok farklı seçmen kitlesinin bulunduğu Türkiye’de bunu başaran kaç kişi var siyasi tarihimizde? Hatırlarsanız genel seçimlerde bazı isimler kendi bölgesi olmadığı halde başka şehirlerden aday gösterilmiş bunda da oldukça başarılı olunmuştu. Faruk Çelik Şanlı Urfa’dan, Bülent Arınç Bursa’dan gösterilmişti. O dönem bir hayli şaşırmıştık. Ama sonuçta başarılı olunmuştu. Şimdi de yenilenme sürecinde hepimizin aklına şu sorular gelmiyor değil. Neden daha 1 yıldan fazla vakit varken belediye başkanlarının istifası isteniyor? Teşkilatların görev süresi dolmak üzereyken neden il başkaları görevden alınıyor?

Toplumda 2019 yılında yapılacak seçimin önemi teşkilatlar ya da Ak Partili belediyeler nezdinde pekte önemsenmediği algısı hakim. Erdoğan %50 başarı kriterini söylerken bu oranın altında kalan belediyelerin istifasını almakla bunun önemine dikkat çektiği açık. Diğer taraftan Konya’da bu oran elbette %50 olarak görülmemeli. Genel merkezin Konya’da ki başarı kriteri %74. Bu oranın altında alınacak her sonuç başarı olarak kabul edilmeyecek. Soruların cevabına gelince;

1. Belediye başkanları hizmet üretse de çok uzun süredir bu makamda bulunmaları ve aldıkları oy oranlarının gün geçtikçe erimesi buna gerekçe sayılabilir. Seçmende ki algı her ne kadar aday değişse de mevcut başkanların bıraktığı olumsuz etki yeni bir heyecan oluşturmayacak bu da genel seçimi olumsuz etkileyecektir.2. Teşkilatlarda ki "metal yorgunluk” kavramının sirayet etmesi. Uzun süre görevde alan yöneticiler tarafından tabandan gelen teşkilat mensuplarına yeterince fırsat verilmemesi, teşkilata her gelenin partiyi kendisinin malı gibi görmesi - halktan kopuk, teşkilatçılıktan uzak bir görüntü çizmesi- en büyük faktör olsa gerek. Başkanlığa giden yolda hata yapan, rehavet gösteren, çalışmayan, strateji belirleyemeyenler bu süreçte yer alamayacaklar. Bu süreç Ak Parti için son derece sancılı bir dönem olacak. Bir taraftan küskünler grubu oluşmaması için çaba sarf edilecek, bir taraftan yeni bir sinerji, yeni bir heyecan oluşturulması sağlanacak, bununla birlikte taşeron meselesinden tutun dış politikada atılacak kritik kararlar, Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecilerin durumu. Ancak hepsinin dengeli ve akılcı çözümler üretilerek 2019 seçimlerine güçlü bir şekilde girilebilir. Bunlar sağlanamazsa diğer kanatta Chp ve Hdp’nin koalisyonuyla referandumda olduğu gibi sancılı bir süreç yaşanabilir. Erdoğan’ın bu hamleleri geçmişte olduğu gibi pozitif bir geri dönüş sağlayacak mı hep birlikte göreceğiz. Eyvallah…