HİSDER, her hafta değişik konuları gündemine alıyor. HİSDER’in Konferans ve söyleşi konularının ağırlık noktasını; Hikmet, İlim, Sanat, Tarih, Medeniyet…teşkil ediyor.

Bu hafta Meram Uluslararası Gençlik Akademisi Konferans Salonu’nda Tarım Hayvancılık ve Köy işleri eski Bakanı Sami Güçlü, ANADOLU MEKTEBİ’ni anlattı.

Şu cümle çok dikkatimi çekti ve "yerinde tespit” dedim kendi kendime. "Sağ kesimde entelektüel sıkıntı var. Bizim entelektüel birikime ihtiyacımız var. Bu sorunu aşmak için çaba sarf ediyoruz” Üniversite öğrencileriyle başlayan ve liselere aktarılan projenin 30 ile ulaştığını belirterek projeyi, "Doğru gidiyorsan arkana hiç bakmadan yürüyeceksin” şeklinde değerlendirdi. Türkiye’nin sağ kesimde en büyük eksikliğinin entelektüel birikim ile kaliteli bir kadro olduğuna dikkati çekti ve eğitim sisteminde yaşanan problemlere işaret etti.

İsmail Kahraman ve Burhanettin Bey konuşmalarında; "Yarın burası Türkiye’yi yönetecekler” derlerdi. MTTB bünyesinde; Eğitim, Kültür ve Sinema gibi konularda iş bölümü olduğunu, MTTB ağırlıklı bir yapı varlığından söz etti.

Bizi buraya getiren esas ana husus nisbî olarak iyiliğimiz, iyi olmamız. Kime karşı? Diğer ideolojik gruplara ve siyasi hareketlere karşı. Nisbî iyiliği detaylandıracak olursak fikri olarak çok iyi değiliz, ama toplumsal bağ bakımından çok avantajlıyız. Toplumla bağımızın çok güçlü olması, ortak paydamızın olması ve topluma hizmet etmemizden dolayı bu kadroyu halk üst seviyelere taşıdı. Mevcut Sistem Hareketimizi Bloke Ediyor. Muhafazakâr kesimin asıl problemi "meşruiyet” kazanma noktasında düğümleniyor. Dağın tepesine tırmanırken sistem tarafından pek çok engelle karşılaşıldı fakat sonunda tepeye çıkarak o alanda bir yer edinildi. Meşruiyet ve toplumsal destek bu mücadele neticesinde elde edildi. Hareket iktidara gelirken hiç kimse tarafından şaibeli karşılanmadı, haklı ve doğru görüldü. Türkiye kısmî bir dönüşüm yaşadığı. Biz mevcut sistem içerisinde bir yönetim anlayışı sergiliyoruz. Esas kendi düşüncemizin sistemini, kurumlarını oluşturma konusunda bir adım atamadık. Mevcut sistem bizi bloke ediyor. Ve biz onu değiştirme gücü gösteremiyoruz.

Eğitim ve kültür alanında iddia sahibi olamadık. Her düşünce ve siyasi sistemin arkasında bir elit kadro var. Bu gidişata bir çare bulunması lâzım. Anadolu Mektebi çok mütevazı bir çalışmadır. Bu bir arayıştır. Eğer bir medeniyet tasavvurumuz varsa bunun yollarını aramalıyız. Bizim çok kapasiteli bir nesle ve kaliteli bir kadroya ihtiyacımız var. İşte bu çok nitelikli kadroyu yetiştirmek zorundayız. Türkiye’de oluşan hakim ‘siyasi kültür diğerlerine baskın çıkıyor, o kırılamadı.” İfadelerini kullandı.

Âsım’ın Nesli

Dimdik ayakta, Âkif’in düşündüğü "Âsım’ın nesli",

Ezelden, ebede kadar susmayacak Hakkın ilahi sesi!

"Anadolu mektebi" gençlere şuur veriyor,

Her bir gencimiz bizlere gurur veriyor!

"Âsım’ın nesli" bir sembol, dünden yarına,

Adım adım, dalga dalga yayılıyor her yana!

"Anadolu Mektebi”; Emekliliği olmayan, mezun vermeyen, gönüllülerden oluşan "gönül insanları”nın mektebi.