SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Teşekkürler Melih Gökçek
01 Kasım 2017, Çarşamba
Bir aydır AK Partili bazı belediye başkanlarının istifaları konuşuluyor, tartışılıyor. O başkanların istifa ettirilmesi, istifalarının istenmesi "doğru mu, yanlış mı” tartışmaları yapılıyor. Bu tartışmalara bir ucundan da biz girmek istiyoruz.

Bir defa şunu teslim edelim; bu başkanları aday gösteren, seçilmeleri için ardında duran, her türlü maddi ve manevi desteği sağlayan bir parti var, o da iktidardaki Ak Parti. Bu belediye başkanları güzel hizmetlere imza atmışsa, bu hizmetlerde Ak Parti hükümetlerinin payı büyük. Hükümetler ve milletvekilleri her zaman bu başkanların yanında durmuş, Ankara’dan bitecek işlerini kolaylaştırmışlardır. Ayrıca bu başkanların bir kısmı partinin en üst makamlarında yer almış, üç- dört dönemdir belediye başkanlıklarını sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla her AK Partili Başkanın Hükümete minnet ve vefa borcu var. İstifaları istenmişse var bir sebebi, çok da araştırmanın, açıklamanın yeri ve zamanı değil. Halktan gelen tepkiler olur, yatırımcılardan gelen şikayetler olur, merkezden gelen tavsiye ve istekleri geri çevirmiş olur, partileri ile uyumsuz yönleri olur, bağımsız ve ben merkezli hareket edip o makama layık görenleri, getirenleri umursamaz olurlar, o yüzden istifaları istenmiş olabilir. Onlara düşen, emir demiri keser deyip sadakat içinde olarak, nefis yapmayarak, vefayı öne çıkararak istifa etmek ve verilecek diğer görevleri beklemek. Umuyoruz ki milli görüş çizgisinden gelerek bu davaya hizmet eden, iki –üç- dört dönem başkanlığa layık görülen bu insanların hiç birisi vefasızlık yapmayacak, dava ahlakını gösterecekler. Nitekim gecikmeli de olsa bekleneni yaptılar, kriz çıkarmadılar, Ak Parti karışsın diye ellerini ovuşturanları sevindirmediler.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Melih Gökçek’in istifa ve veda konuşmasını dinledim. Yüreğime su serpti, kendine ve dava adamına yakışanı yaptı.

Ak Parti içinde gedik açmak, kavga çıkarmak için ellerini ovuşturanlara fırsat vermedi. Dava adamının vefasını ve sadakatini gösterdi. Yirmi üç buçuk yıl boyunca Ankara’nın Şehreminliğini yapan Melih Gökçek, kendisini aday gösterenleri de, oy verenleri de pişman etmedi, mahcup etmedi. Yirmi üç yıl boyunca yaptığı hizmetlerin başlıkları bile onlarca sayfa tuttu, sosyal projeleriyle birçok belediyeye örnek ve önder oldu.

Evet, Ankara gibi bir şehrin başkanlığını yapmak, orada beş dönem arka arkaya başkanlığı kazanmak her babayiğidin harcı değildir. Hele seçim döneminde pervasızca yapılan saldırılardan, atılan iftiralardan yara almamak, alnının akıyla çıkmak çok temiz bir sicili gerektirir. Yeri geldi gazeteciliğini, dedektifliğini gösterdi, yeri geldi televizyonları kanal kanal gezip iftiralara bir bir cevap verdi, yeri geldi mahkemelere verip tazminatlar kazandı. Onu kimse yıkamadı, pes ettiremedi. Yarım kalan projelerini tamamlamak için hep bir dönem daha istedi ve verildi.

Biliyoruz ki Sayın Gökçek yorulduğundan, görevini ve hizmetini tam yapmadığından dolayı istifa etmedi, istifası istenmedi. Belki yüzü eskidi dendi, belki insanlar değişim istedi, Sayın Cumhurbaşkanı da halktan ve parti tabanından gelen bu isteğe duyarsız kalamadı. Biliyorum ki tecrübeli bir siyasetçi olarak Gökçek kenarda tutulmayacak, kendisine danışılacak, AK Partinin vereceği başka görevlerde siyasete, hizmete devam edecek. Çünkü Gökçek’in tabiatında oturmak, seyretmek, yıkıldığı yere kadar gitsin demek yoktur. Yeni gelecek başkanlara ve başkan adaylarına hep yol gösterecek, hep başköşede oturacak. AK Parti bir dava partisiyse, vefa varsa böyle olmalıdır.

Evet, Sayın Gökçek’i, bizler ta Anavatan iktidarı döneminden, Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü döneminden beri tanıyoruz. Beraber çalıştığımız iki tane Diyanet mensubu arkadaşımı, Çocuk Esirgeme Kurumunda yatay geçişle öğretmen yaptı. O kuruma dini bütün insanları yönetici yaptı. Gökçek döneminde Çocuk Esirgeme Kurumu şaibelerden uzak kaldı. Bir taraftan öğretmen olan eşi sosyal projelerde görev aldı, kapı kapı dolaşıp yetimlerin başını okşadı. Sonuç olarak, kim ne derse desin, Sayın Gökçek güzel başladı, güzel hizmetler yaptı, güzel bıraktı. Kendine binlerce teşekkürler.