SON DAKİKA
Nurettin BAY
Kızıl elmamız, Kudüs
06 Kasım 2017, Pazartesi
"Her Türk mutlaka Kudüs’ü görmeli.” 
 
Bu söze bir ünlüye ait değil, fakire aittir. 
 
Namazımızı kıldık çıkıyorduk. Mescidi Aksa kapısının çıkışa göre sağında yaşı ilerlemiş bir kadın grubumuza dönerek yüksek sesle bir şeyler anlatmaya başladı. Arapça konuştuğu için konuşmaları anlayamıyorduk. Ama heyecanlı anlatımından önemli şeyler söylediğini hissettik. Sonra rehberimiz araya girerek, söylenenleri tercüme etti. Filistinli teyze şunları söylüyordu. "Siz Türksünüz. Bu topraklar en son sizin elinizdeydi. Herkesten daha fazla hakkınız var Kudüs üzerinde. Gittiğinizde tüm Türklere söyleyin. İmkânı olan herkes mutlaka Kudüs’e gelsin. Türkleri Kudüs’te ne kadar çok görürsek o kadar mutlu oluyoruz. Siz burada oldukça kendimizi güvende hissediyoruz.” Ağlayarak mescitten çıktığımızı hatırlıyorum. 
 
Bu duygusal konuşmanın üzerimizde oluşturduğu etki daha dağılmamışken bir sonraki vakit namazına yetişmek üzere tarihi Kudüs çarşısından, mescide doğru hızlı adımlarla ilerlerken, yine yaşı ilerlemiş bir Filistinli gurubu durdurdu. Bize ikramda bulunmak istediğini söyledi. Rehberimiz aracılığı ile namaza yetişmemiz gerektiğini söyledik. O zaman beni mutlaka bir dakika dinleyin dedi. Tüm gurup durduk ve dinledik. Sakalları ağarmış, piri fani görünümlü amca elindeki eski bir vesikayı göstererek şunları söylüyordu: "Ben Osmanlıyım. Bu da dede ve babamın Osmanlı tebası olduğunu gösteren belge. İsrail bana vatandaşlık hakkı vermedi. Filistin ise henüz bir devlet değil. Burada benim gibi hala Osmanlı olan çok Filistinli var. Sizi her zaman hasretle bekliyoruz, bizi unutmayın. Kudüs’e sıkça gelin” 
 
Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’yu  Kudüs ziyareti öncesinde düzenlemiş olduğu basın toplantısında dinlerken kulağım başkanda, aklım Kudüs hatıralarımdaydı. Orada gördüklerim ve duyduklarım unutulacak gibi değildi. Meram Belediyesini bu güzel organizasyonu için tebrik ediyorum. İlgilileri ve yetkilileri de başta Meram Belediyesi olmak üzere böyle organizasyonlara niyetlenecek kurum ve kuruluşlara cesaret vermeye davet ediyorum. 
 
Ben her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına ulusal büyük bir güç olduğumuzu öğrenmek için Konya’yı, Edirne’yi, Bursa’yı, Ankara’yı görmeyi, bölgesel bir güç olduğumuzu öğrenmek için İstanbul’u, Çanakkale’yi, Sarıkamışı görmeyi, küresel bir güç olmaya en büyük aday olduğumuzu görmeleri için Kudüs’ü görmelerini tavsiye ediyorum. Allah’ın izni ile 2023 vizyonu bizi bölgesel bir güç yapacak. Yine Allah’ın izni ile Küresel güç için 2053’e odaklanacağız. 2053 vizyonu için herkesi Kudüs’e davet ediyorum. Belediye başkanları her yıl "şu kadar çocuk veya genci Kudüs’e götürdüm” diye övünmeli. Belediyeler arası böyle bir rekabetin başlayacağı günleri şimdiden özlüyorum. 
 
KONYA ÇOK AYIP ETTİ. 
 
Cumartesi günü, Dünyanın ve Türkiye’nin ilk "İnsansı Seri Robot Fabrikası” açılışındaydık. Tabii ki, altında Konya’mızın yüz akı Akınsoft imzası var. Özgür Akın, bu alandaki başarılarıyla Konya’yı bilgi teknolojilerinde dünyanın Süper Ligine taşıdı. Ne kadar övünsek azdır. Teşekkür ediyoruz. 
 
Ancak Konya protokolünü maalesef bu anlamlı açılışta göremedik. (Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükçü ve Karatay Üniversitesi Rektörü Bayram Sade hariç) 
 
Şehir dışındaydınız, yoğundunuz veya başka saiklerle gelemediniz. Anlıyoruz sizi. Ama bari bir vekilinizi gönderseydiniz. Bir kısmı bir tebrik telgrafı bile göndermekten imtina etmiş. 
 
Üzüldük, hayıflandık, kızdık. 
 
Küçücük bir mağazanın, alışveriş merkezinin, okulun açılışına koşarak gidenler, acaba neden "DÜNYANIN BU İLK İNSANSI SERİ ROBOT ÜRETİM FABRİKASININ” açılışına gelmedi. 
 
Bilmiyoruz. 
 
ARTIK YETER
 
Teknik olarak futboldan anlamam. Ama iyi bir izleyiciyimdir. Kendimce koyu bir Konyasporluyum da… Hakemleri ve yaptıkları hataları genellikle anlayışla karşılarım. İnsandır hata yapabilir. O kadar hızlı oynana bir oyunda keyfe keder hatalar her zaman olabilir. 
 
Ama Sivasspor-Konyaspor maçında aleyhimize çalan penaltı düdüğü hiç de masum değil. O düdük ancak ve ancak kasten çalınabilir.  Ceza sahamızda Sivassporlu oyuncu, bizim oyuncunun ayağına basıyor. Hakemin yönü olayın yaşandığı yere doğru ve olay yerine de çok yakın. Lehimize faul çalması gerekirken, aleyhimize penaltı çalıyor. Görmemesi mümkün değil. 
 
Ayağa kalk Konya diyeceğim ama öncesinde kenti yönetenlerin bir şeyler yapması lazım. "Bu takıma Türkiye kupasını aldıktan beri sistemli olarak uygulanan bir cezalandırma var” diyorlardı da ben inanmıyordum. Artık ben de inanıyorum. 
 
Konya ve Konya’yı yönetenler artık sesiz kalmamalı. Hem, bizim Spor Bakanlığında üst düzey bürokratlarımız da var. Eğer ben bu konuda bağıracak duruma geldiysem, Konya’nın halini düşünün diyorum.