SON DAKİKA
Nurettin BAY
Şikayetçiyiz
15 Kasım 2017, Çarşamba
Milli takımın başarısızlıkları konuşuluyor. Hangi kanalı açarsanız açın, milli takım konuşuluyor. 

Tüm imkânların seferber edildiği, dünyada dereceye giren stadyumların yapıldığı, futbolcuların milyonlarca dolarlık sözleşmelere imza attığı bir ülkenin milli takımı Avrupa’nın en zayıf ekiplerine yeniliyor. 

Demek ki, sorun tesislerde veya parada değil. Her açıdan bizdeki imkânlar ne Romanya’da var, ne de Arnavutluk’ta. O zaman sorunu başka yerde aramak gerek. 

Belki çok garibinize gidecek, ancak bence mesele eğitimde. 

İsmi Milli Eğitim olan bir bakanlığımız var. Zamanında ismini koyanlar doğru koymuşlar. Evet, bu bakanlığın ismi Milli Eğitim Bakanlığı olmalıdır. 

Biz Türkler için batılılar "çok önyargılısınız” derler. Mutlaka haklılık payları vardır. 

Siz de hemen önyargılı davranıp, "Nurettin Bay sözü TEOG veya Üniversite Sınavına getirecek” diye okumamazlık yapmayın. 

Öğretimde ne kadar başarılı olduğumuzu ölçecek bir ölçü birimim yok. Müfredatı değerlendirmek de bir medya mensubu olarak bana düşmez. Ancak, gelecekte hiçbir işimize yaramayacak çok lüzumsuz bilgi ile donatıldığımız herkesin malumu. Konumuz bu da değil. 

Konumuz eğitim. Eğitim konusunda sınıfta kaldığımız kesin. Aile yapımızdan kaynaklanan çocuk yetiştirme metotlarımızdan tutun da okullarımızdaki disiplin sistemine kadar her aşamada yanlışlarımız var. 

Evde veliler şikâyetçi. 

Sınıfta öğrenciler şikâyetçi. 

Okulda öğretmenler şikâyetçi. 

Ülkede millet şikâyetçi. 

Ortaöğretimini tamamlamış bir Fransız gencinin ortalama hangi bilgi ölçüsünde olduğunu tespit etmek güç değil. Hangi değerlerle donatıldığını da tahmin etmek zor değil. Bu Almanya, İngiltere, Japonya içinde böyle… Peki,  liseden mezun olan bir Türk genci için aynı şey söylenebilir mi? 

Bir Türk genci hakkında fikir sahibi olmak için, aile yapısını, okuduğu okulun türünü, yaşadığı şehri ve daha birçok şeyi bilmeniz gerekir. İmam Hatip’ten mezun ise ayrı, düz liseden mezun ise ayrı bir değerlendirmeye tabi tutarsınız. Sanki bu ülkede dinini öğrenmek İmam Hatipliler için farz diğerleri için angarya… Siz bir de, Avrupa’daki müfredata bakın, okullarda kaç saat din bilgisi dersi var? 

Ama tüm bunların hepsinden de önemlisi eğitim. Eğitim olmadan öğretim olmaz. 
Bir Türk çocuğunun kendine has eğitim metodu olmalı. Aileden, kreşten, anaokulundan başlayarak çocuklarımıza hangi eğitimleri vereceğimizi bir sisteme bağlamamız gerekmektedir. Bu işin bir disiplini olmalı. 

Hani biz Türklerin hiç sevmediği şu disiplin…!

Çocuğuna "gözünün üzerinde kaşı var” diyen öğretmeni şikâyet eden velilerden, 

"Bizi şikâyet ediyorlar” gerekçesine sığınıp, görevini yeterince yapmayan öğretmenden, 

Milli Eğitimimizi çağın koşullarına uygun mükemmel bir sisteme kavuşturamayan Milli Eğitim Bakanlığından şikâyetçiyiz. 

Hülasası, öğrenim önemli ama EĞİTİM ŞART diyorum. 

Şimdi anladınız mı, niye Türk Milli Takımı başarısız?