Sarraf Komedisi
04 Aralık 2017, Pazartesi
Bu günlerde en önemli gündem Rıza Sarraf davası. Peki ABD’nin amacı ne?
Mart 2012’den itibaren ABD, uluslararası döviz sistemi üzerinden İran’a para transferini yasakladı.
Bunun üzerine Türkiye, aldığı doğalgaz bedelini İran adına Halkbank’ta açtığı TL hesabı üzerinden ödemeye başladı.
İran TL’yi uluslararası bankacılık sistemine sokamadığı için Türkiye’den külçe altın aldı. Temmuz 2013’de ise ABD
ambargoyu sertleştirerek altın ticaretini de yasakladı. Türkiye-İran arasındaki bu ticaretin Türkiye tarafı Sarraf ’ın
şirketi, aracı ise Halkbank idi. Türkiye ve İran ABD finans sistemi ve para birimini kullanmadan –belki sistemin
açıklarından faydalanarak- çıkarlarının gerektirdiği yasal bir ticaret yaptılar. Yani Türkiye ambargoyu delmedi.
Dolarla yapılan işlemler anında ABD merkez bankasına düşer. Bu hiçbir ülkenin ABD’nin onayı
olmadan işlem yapamaması demektir. Yani tam bir sömürü düzeni.
Büyük patron (!) ABD -bir kez buna izin verirsem emsal olur diye- yasal ticarete tahammül edemedi.
ABD İran ile her türlü ticareti yaptı. Onun yaptıkları ambargoyu delmek olmadı.
Bu; senaryosunu mafya ABD’nin yazdığı siyasi bir tiyatrodur. Buna dava demek hukuka hakarettir.
Zira; tutuklu bir sanık iki yıl yargı önüne çıkarılmıyor. Çıkarıldıktan sonra hiç kimse kendisinden haber alamıyor. Sonra ortaya çıkıyor ve tanık oluyor. Dava, Halk Bank yetkilisinin sanık olduğu bir dava olup çıkıveriyor.
Bu sürede doğal olarak Sanığa hiçbir baskı, tehdit, maddi-manevi işkence uygulandığına kuşku yok.
Sarraf da zaten tehdit edildiğini söylüyor. Davanın savcısı, hakimi, bilirkişisi ve delil sağlayanı FETÖ ile içli dışlı. İddianame, 17/25 Aralık kumpasındaki iddianamenin İngilizceye çevrilmiş hali.
Bunun tiyatro olduğu ve Türkiye’nin köşeye sıkıştırılmak istendiği o kadar açık ki.
ABD’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı McCarrick: "Türk Akımı’ndan rahatsızlık duyuyoruz.” Diyor.
Türkiye’ye operasyon çeken ABD " YPG ’ye silah yok" sözüne rağmen 5 bin Kaleşnikof veriyor.
ABD Terörle Mücadele Koordinatörü Kerchove: "FETÖ ’yü terör örgütü görmüyoruz.” Diyor.
Niyetlerini daha açık nasıl ifade etsinler? Tam bir komedi.
Düşman bunları yaparken Türkiye’nin hatası yok mu? Elbette var.
Soruşturma olduğunu bile bile Rıza Sarraf ve Hakan Atilla ABD’ye niye gitti?
ABD ile anlaştılar mı? Bunların ABD’ye gidişine Türkiye neden engel olmadı? Bu sorular cevap bekliyor.
Olayın BM’ye taşınması, ABD’li senatör Schummer, savcı Bharara, Michael Rubin ve CIA yetkilisi Graham E. Fuller de dahil 17 kişi hakkında FETÖ’yle iltisaklı oldukları iddiasıyla suç duyurusunda bulunulması, Türkiye’ye kurulan kumpasların ABD büyükelçiliği görevlisi Metin TOPUZ’un ağzından itiraf ettirilmesi, davaya sahte belge götüren CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir için tutuklama kararı çıkarılması akıllı karşı hamlelerdir.
ABD Eski Büyükelçisi ve CHP eski Milletvekili Şükür Elekdağ milletin çıkarını parti çıkarının önünde tutan aklıselim sahibi bir insan olarak "ABD’nin hedefi İran değil Türkiye’dir.” Beyanı doğru olandır.
Ancak CHP bu hassasiyeti göstermemesi, bu davayı iç siyaset malzemesi yapması çok yanlıştır.
Olaya parti gözlüğüyle değil, milli çıkarlarımız açısından bakmak, ABD ile aynı safta olmamak gerekir.
Zira; bu ülke bizimdir. Gün birlik ve beraberlik olma zamanıdır…
Diğer Yazılar
-
04 Haziran 2018, Pazartesi
Yeni Konya: 69 Yıldır ‘Çölde Bir Vaha’
-
30 Nisan 2018, Pazartesi
Kırk Haramilerin Abidik -Gubudik İşleri
-
30 Mart 2018, Cuma
RTÜK MÜ?, KÜTÜK MÜ?
-
22 Mart 2018, Perşembe
Batı Bestesi İle Milli Marş Olur mu?
-
12 Mart 2018, Pazartesi
Yaşayan Din, Ölü Din
-
26 Şubat 2018, Pazartesi
Toplumun DNA’sı İle Oynanırsa…
-
10 Şubat 2018, C.tesi
ABD Ve Yetkilileri Yargılansın
-
22 Ocak 2018, Pazartesi
GEÇ KALINSA DA AF(e)RİN
-
13 Ocak 2018, C.tesi
Sarı Şeytan, İran’a Demokrasi Getirecekmiş (!)
-
01 Ocak 2018, Pazartesi
HRİSTİYANLIĞI YAYMAYA KATKI ÖDÜLÜ