SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Çumra Rehabilitasyon Merkezine Teşekkürler
06 Aralık 2017, Çarşamba
3 Aralık Engelliler Günü etkinlikleri çerçevesinde Çumra Rehabilitasyon Merkezimizin hazırladığı bir programa katıldık. İzleyiciler olarak biz de adeta rehabilite olduk.

Yüz civarında engellinin bakıldığı ve eğitim gördüğü merkezde fedakâr ve çalışkan öğretmenlerimiz engellileri öyle güzel eğitmişler ki, çaldıkları mehter marşlarıyla, semazen gösterileriyle, söyledikleri ilahi ve şiirleriyle dinleyicileri adeta büyülediler. Engelli de olsa insan eğitilirse neler yapamaz ki dedim.

Sosyal Hizmetler İl Müdürümüz konuşma yaptı. "Acımak” ile "Merhamet” kavramları aynı anlamda değil, acımak, merhamet kavramını karşılamaz dedi. Bir filozofun "beni en çok acıtanlar acıyanlardır” sözünü alıntı yaparak, "Engelli insanlar acımak değil merhamet beklerler. Çünkü merhamet kavramının içinde kucaklamak, sahiplenmek, destek olmak vardır. "Acımak" kavramında ise gizli bir kibir ve aşağılama vardır” dedi İl Müdürümüz.

O çocuklara sakat, özürlü, hatta engelli demeyi bile doğru bulmuyorum. Onlar sadece ilgi, şefkat ve merhamet bekleyen insanlar. Çoğunda bedensel bir sağlık problemi yok. Sadece diğer insanlar gibi cinliği, şeytanlığı, hileyi, hud’ayı bilmezler. Arkadan kuyu kazmazlar, verdiğini inkar etmezler, yediği eli ısırmazlar, yediği tekneye tükürmezler. Aldatmazlar ama aldanırlar, aldatılırlar. Aldanmaya, aldatılmaya zafiyet denirse zafiyetleri yani engelleri bu. Onlar haklarını yedirirler ama hak yemeyi bilmezler, vefalıdırlar, insanı satmazlar, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırını sayarlar. Halk dilinde onların adı saftır, onlara saf derler. "Saf”, halis, temiz, katışıksız demektir. Keşke bizler de onlar kadar saf olabilsek.

Evet, Çumra Rehabilitasyon Merkezimizin öğrencileri bana çok şey öğreti, inanıyorum ki orada bulunan yüz elli kadar dinleyici de çok şey öğrendiler. En azından kendimizden utandık, aşağıladığımız, yok saydığımız, sadaka vererek savdığımız, evde bakamayıp devletin kucağına terk ettiğimiz bu insanlar, bize neleri başarabileceklerini gösterdiler. Hele okudukları engelli konulu şiirler kara vicdanlarımızı yıkadı, katı-taş gibi kalplerimizi tüy gibi yaptı. Artık yolda, sokakta gördüğümüz bir engelliye farklı gözle bakacağız.

En çok tebrik etmek istediklerim, onların fedakâr öğretmenleri. O ritimleri gösteren, davul ve zil çalmayı öğreten, o güzel ilahileri söyleten, yöresel kıyafetler içinde yöresel kaşık oyunlarımızı oynatan müzik öğretmenimiz Davut Beyi özellikle tebrik ederim. Yüreğine sağlık Hocam!

Bu güzel programı hazırlayıp bizleri de davet etme lütfunda bulunan Müdürümüz Muammer Gül Bey ve ekibine ayrıca teşekkür ederim.

Tabii ki bütün bunlar devletimizin tanıdığı imkânlarla gerçekleşiyor. Bu hükümet döneminde engellilere sağlanan imkanlar, bakım ücretleri, eğitim hizmetleri, engellilerin eğitimi için ayrılan büyük kaynaklar, gelişmiş batı ülkelerinden aşağıda değildir. Aktarılan kaynaklarla özel rehabilitasyon merkezlerinin çoğalması Ak Parti hükümetlerinin eseridir. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen bir zihniyet iktidarda bugün. Hükümetimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Dün yüzüne bakılmayan, sokağa atılan, horlanan, yük görülen, kötü şartlarda yaşayan engelliler, bugün birinci sınıf vatandaş olarak bakılmakta, eğitilmekte, onların insanca yaşamaları için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamaktadır. Teşekkürler devletim.