Haydut bir toplumu meşrulaştırma çabalarına hep birlikte şahit oluyoruz. Bir dönem mazlum Yahudiler! olarak tüm dünyaya yutturulan bu zulüm topluluğu, bilerek yerleştirildikleri topraklarda her yeri kan gölüne çevirdiler. Çocukluğumdan bu yana Filistin denince  taşlarla kolları ve ayakları kırılan çocuklar gelir aklıma. Tüm dünya bu terörist devlete karşı susuyor. Onca haksızlığa, onca zalimliğe karşı susmaya devam ediyor. Bu zulme karşı bizim üzerimizde bugün çok büyük bir vebal var. "Elimizden ne gelir” diyenleri şaşkınlıkla izliyorum. Duayı hafife alanları, boykotu hafife alanları anlayamıyorum. Bunları bile yapamıyorsak evimizde oturup dizi izlemeye devam edelim ve Arap ülkelerine saydıralım.  Hamdolsun sosyal medyada ciddi bir tepki var. Bu milletimizin hassasiyetlerini apaçık gösteriyor. Bunun ciddi bir boykotla taçlandırmak gerek.  Biz ayağa kalkmazsak başkalarının umurunda olmaz. Ümmetin umudu hala bu topraklar. Dün ecdadımız satmamış bu toprakları ve bize emanet bırakmışsa bizim sessizce olanları seyretmemiz beklenemez. Rahmetli Erbakan hocamızın dediği gibi "1,5 milyarlık İslam Alemi ebabilleri bekliyorsa 8.5 milyonluk İsrail için, O ebabiller onlara değil bize taş yağdırır.”  Kimse İsrail ürünlerini boykotu hafife almasın. Bizim safımız belli olsun. Muhakkak devletimizin atacağı adımlar olacaktır. Bir gün tarih kitaplarından Kudüs’ün elimizden çalınmasını okursa çocuklarımız – torunlarımız ve bizlerin ne yaptığını sorarlarsa verecek bir cevabımız olsun. Onunda ötesinde bu vebali nasıl kaldıracağımızın hesabını hepimiz vereceğiz. Onun için her platformda duruşumuzu diri tutmalıyız.  "Nasıl olsa Müslümanlar biraz tepki verir sonunda onlarda alışır”  durumuna düşersek bir gün olur bu alçaklar Kabe’ye gözünü dikerler. Eyvallah…