SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
KARARLI İNSANLARLA, TÜRKİYE YOLUNA DEVAM EDECEK!
01 Ocak 2018, Pazartesi
İyisiyle, kötüsüyle bir yılı daha geride bıraktık. Ama 2017 yılı pek de iyi geçmedi. Kendini "süper güç” olarak görenler; "nasıl olsa Türkiye bize muhtaç, bundan yararlanarak onu dize getirebiliriz. Yıllarca Türkiye’yi yönetenleri biz yönettik!” hayaline kapıldı. İngiltere; ABD, İsrail ve Avrupa’yı kışkırttı. Hepsi söz birliği etmiş gibi bir araya geldi. Bütün haçlılar el birliği etti ve Türkiye’nin üzerine yürüdü!

Sandılar ki, eski Türkiye’nin yöneticileri var karşılarında! Yine sandılar ki; "höt” deyince pusacak ve korkup bir kenara çekilecek ve el pençe divan durup, emre amade olacak! Şaşırdılar, öfkelendiler; "yahu bu adam da nerden çıktı? Nasıl olur da bize kafa tutar? Ne yapıp edip, Erdoğan’ı indirmemiz, işini bitirmemiz lazım. Bununla yolumuza devam edemeyiz. Baksanıza, Davos’a gidiyor, bizim liderimize (İsrail cumhurbaşkanı) meydan okuyor, "une minute” diyor, BM’de; "dünya beşten büyük” diyerek, bizi resmen herkesin önünde rezil ediyor. ABD’ye kimse kafa tutamamıştı. Bu adam, kimseden korkmuyor…”

Halbuki, Erdoğan’ın yaptığını diğerleri de yapabilirdi fakat, bunun için samimiyet gerekti, ülkeye sevdalı olmak, milletini sevmek lazımdı. Laf ile peynir gemisi yürümezdi ve yürümedi de.

Ülke davasına birlikte çıkılanlar, bazen kendini kaybediyor. En başta söz verdikleri, yan yana oldukları en samimi arkadaşlarını bile satmaktan geri durmuyor! İlk etapta, ya kendilerini gizliyor, riyakarlık yapıp, oldukları gibi görünmüyorlar ya da dünya menfaatine satılıyorlar.

"Allah ile aldatmak” diye bir tabir var. Çok yerinde ve güncelliğini koruyan bir uygulama! Adamların, suratına bakıyorsun, konuşmasına bakıyorsun, hal ve hareketlerine bakıyorsun, sanıyorsun ki bu adamlardan zarar gelmez. Hükümette ve devletin en üst seviyede göreve getiriyorsun. Bir de bakıyorsun ki, gizliden gizliye iş çevirmiş, yıllarca milleti kandırarak, yalan söyleyerek, ihanet ederek ülkeye zarar vermiş!

"Yalnızım” diyor. Gerçekten dört etrafı ihanet çemberiyle kuşatılmış olan bir insanın haklı yakarışları bunlar. Birlikte yola çıkıyorsunuz, el birliği ediyorsunuz, menfaatine dokununca sırttan bıçaklıyorsunuz. Bu nasıl dava? Bu nasıl arkadaşlık? Böyleleriyle yola devam edilir mi?

Yola; samimi, kararlı, inançlı insanlarla yola devam edilecek. Ülkesini seven, milletine hizmeti ibadet bilen insanlar da, bu kararlı dava adamlarının peşinde gidecektir.

 

Ümmetin Nefesi!

 

Sözünün eri, kararlı, dik duran,

Dünyayı dize getiren, hakkı haykıran,

Senin varlığından, şer odaklar korkuyor,

Hain siniyor, Münafık tırsıyor, Kâfir ürküyor!

Âkif’in istediği Âsım’ın neslisin sen,

Milletin umudu, ümmetin nefesisin sen.

Rabbim sana emanet etti dünyayı,

Zalime göster Hanya’yı, Konya’yı,

Korkma, yılma, çalış, kıyam et,

Tembel olma, yoksa kopar kıyamet!

 

 

 

Hesap Sorulur!

 

İnsana bakınca Hakkı görmeyen,

Kula insanca hakkını vermeyen,

Riyadan, maskeden özünü bulmayan,

İnsanımsılara hesap sorulur!

 

Herkesin içinde gülücükler veren,

Tek başına kalınca sırtını dönen,

Şakşağı, alkışı pek seven,

Riyakarlara hesap sorulur!

 

Samimiyeti içinden atan,

Helal lokmasına haram katan,

Yalanla kalkıp, yalanla yatan,

Yüzsüzlere hesap sorulur!

 

Allah’la, Kur’an’la aldatan,

Ülkesine darbeler yapan,

Acımadan bombalar atan,Hainlere hesap sorulur!