Cumhurbaşkanımızın "Zina konusunun da yeniden ele alınmasının çok çok isabetli olacağı düşüncesindeyim. Bu çok eski bir konu. Kapsamı geniş. Tartışılsın. Bunlar zaten bizim daha önce yasal düzenlememiz içinde vardı. Biz AB’nin talepleri vs. doğrultusunda orada böyle bir adımı attık ama yanlış yapmışız”sözleriyle tekrar tartışılmaya açılan zinanın yasaklanması konusu ile ilgili önemli bir bilgiyi paylaşmak isterim.

Bu bilgiyi vermeden önce şunları ifade edelim. Zina tartışmaları öteden beri ülkemizde devam eder gider. Zinanın yasaklanması 1926 yılında gerçekleşmiştir. Yasaklayan da Atatürk’tür. Bu bilgiyi bir kere elimizde tutalım. Niye tutalım çünkü zinanın yasaklanması gerici bir hükümet döneminde olmamıştır. Atatürk zinayı toplumsal çürümeye neden olacağı için sosyolojik nedenlerle yasaklatmıştır. Zina, 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suç olarak tanımlandı. Zinanın suç olmaktan çıkarılması ise 1996-1999 yılları arasında Anayasa Mahkemesi tarafından gerçekleştirildi. 2002’de AK Partinin hükümete gelmesiyle, zina konusu tekrar gündeme geldi. TCK’nın yenilenmesiyle ilgili çalışmalar sürerken, dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan ve hükümet yetkilileri zinanın suç sayılmasıyla "eşlerin birbirini aldatmasının önüne geçileceğini, kadın erkek eşitliğinin sağlanacağını” söylediler. Hükümet o tarihlerde yeni olduğu için AB’ye red cevabı veremedi.

Avrupa Birliği üyelik müzakereleri sırasında, AB Türkiye’yi zinayı suç sayarsa "müzakerelerin zora gireceği” konusunda uyardı. Kadın örgütleri birçok eylem yaptı. 2004’te hazırlanan TCK tasarısında zina yer almadı ancak bu maddenin Meclis görüşmeleri sırasında TCK’ya ekleneceği konuşuluyordu. Kadınlar Meclis görüşmelerini takip etti, tepki gösterdi. Sonuç olarak 2004’te yenilenen TCK’da zina suç olarak sayılmadı. Ancak Medeni Kanun’a göre zina hâlâ bir boşanma sebebi olarak sayılıyor.

Gelelim önemli bilgiye; Avrupa Birliği ile görüşmeler yapılırken zinanın suç olmaktan çıkarılmasının talep edildiğini yazmıştık. Bu konuyla ilgili ilk tepkiyi Deniz Baykal vermiş. Nasıl mı?

"30 Ağustos 2004 yılında orduevinde verilen bir resepsiyonda konu gündeme gelmiş. Resepsiyona o dönem Başbakan olan Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de katılmış. Deniz Baykal Sayın Erdoğan ve Arınç’a dönerek; ‘Zina toplumun temeline dinamit koymaktır. Aile birliğini bozan önemli bir tehdittir. Zina suç olmaktan kesinlikle çıkarılmamalıdır. Hatta savcılar şikâyet olmadan bile resen soruşturma açmalıdır. Bu konuda boşluk, af, hoşgörü olmaz’ demiş. Ahmet Necdet Sezer ve Hilmi Özkök bir yorum yapmamış. Tabi Sayın Erdoğan ve Arınç birbirlerine bakarak şaşırmışlar. Çok da memnun olmuşlar. Ancak aradan iki gün geçince CHP Grubu Sayın Baykal’ın açıklamalarının aksine zina serbest olmalıdır teklifini getirmiş.”