SON DAKİKA
İbrahim Arıcı
Gaza Gelip Linç Ettiklerimiz
12 Mart 2018, Pazartesi
Yıllarca hizmete muhtaç kalmış şehirlerimiz, ilçelerimiz, köylerimiz hem merkezi hükümetin hem de belediyelerin katkılarıyla hayal edilemeyecek hizmetlere kavuştu. Büyükşehir yasası her ne kadar Büyükşehir Belediyelerini maddi anlamda zora soksa da ilçe ve beldeler için büyük nimet. Birçok köye (mahalleye) çivi çakılmamışken bugün yolları, mezarlıkları, konakları, halı sahaları, parke taşları, çocuk parkları derken birçok hizmete kavuştu. Köyler eskisi gibi kaderine bırakılmadı. Tabi bu kadar hizmet yapılmışken Acaba bu hizmetlerin israf boyutu var mı diye sormak gerekir. Mesela 80 haneli bir mahalleye halı saha yapmak ki burada takım kuracak genç bile yokken ne kadar doğru bir hizmettir? "O köye yapıldı, bizim köye de yapılsın” mantığında ki muhtarlarımız artık kendi köylerinde ki ihtiyaca göre hizmet talep etse güzel olmaz mı? Bugün yüksek maliyeti olan bir operasyon yapıyoruz. Operasyon bitince de maliyetler bitmeyecek. Tabi gerekli bir operasyonda mali yükler hesaplanmaz. Ancak böyle bir durumdayken yerel hizmet taleplerinin daha akılcı ve aciliyet durumu göz önüne alınmalı.İnsanların konuşmalarından başını ve sonunu alır içindeki bir cümleyi cımbızlarsanız ortaya çok acayip anlamlar çıkabilir. Bizim malum medya bu konuda çok mahirdir. 28 Şubatta iyice uzmanlaştılar bu konuda. İslam Âlimlerinin ve siyasetçilerin cümlelerini alıp tıpkı Fetöcüler gibi piyasaya sunmaktan çekinmezler.Onların vazifesi bu. Daha doğrusu zihniyetlerinin gereğini yapıyorlar. Fakat bize ne oluyor ki hemen bu konuda ahkâm kesmeye çalışıyoruz. Düne kadar takdir ettiğimiz, çalışmalarını hayranlıkla izlediğimiz isimleri linç etmeye kalkıyoruz. Nurettin Yıldız hoca benim gördüğüm ve sohbetlerinden tanıdığıma göre Ehli Sünnet çizgisinde olan, hayatını İslam’a vakfetmiş bir şahsiyet. Elbette insanız yanlışta yapabiliriz. Lakin Ahmet Hakan gibi İlahiyat okumuş, ancak o alanda hiç nasiplenmemiş birinin gazına gelerek aynı yolda yürüdüklerimizin ayağına çelme takmak doğru değil. Kadına şiddet konusunda onlarca sohbetini dinlemesem acaba diye düşüneceğim. Fakat her sohbetinde kadınların asla araç gibi görülmemesini, Peygamber efendimizin (sav) aile yaşantısında ki uygulamalarını anlatan, ümmetin en temel sıkıntılarından biri olan aile saadetine yer veren hoca efendinin sanki durmadan "kadınları dövün” dercesine linç edilmesine asla razı gelemem. Zan’nın büyüğü haramdır. Vakit ayırıp, lütfedip dinlerseniz o sohbeti hocanın ne demek istediğini anlayacaksınız. Eyvallah.