Hangi Takımı Tutuyorsun Öğretmenim?
22 Mart 2018, Perşembe
Dersine yeni giren öğretmene kızlı erkekli hemen hemen tüm çocukların hepsi,
Öğretmenim, hangi kitabı okuyorsunuz değil de,
Öğretmenim hangi takımı tutuyorsunuz? Diye soruyorsa bu soruyu sormalarına sebep olan şeyler nelerdir?
Suçu öğretmene atan yetersiz tipler hadi bunu açıklayın bakalım?
Ya da diğer öğretmenlere aynı soru sorulunca diğer öğretmenlerin ballandıra ballandıra tuttuğu takımı söylemesi mi, takımdaş olduğu öğrencilerden buna mukabil destek alması mı yeni gelen öğretmene böyle sorular sorulmasına yol açıyor?
Dersi kaynatmak mı ya da asıl amaç? Derse yeni giren öğretmenin dersi ne kadar kaynar ki, zaten ilk ders tanışmakla geçer...
Evlerde televizyon hegemonyası devam ettiği için olabilir mi?
Ya da eve gelen misafirlerle bile büyüklerin futbol muhabbeti yapması?
Yeni doğan bebeğe bile takım forması giydiren baba, ailecek derbi günlerinde evde bayraklarla maç izlenmesi?
En donanımlı dediğimiz gazetelerin bile spor sayfalarının dopdolu olması etken olabilir mi?
Şehit haberleri geldiğinde bile spor programlarının hız kesmeden devam etmesi etken olabilir mi?
Doksan dakika boyunca deşarj olma adına maç izleyip, amaan hep kitap, hep ciddi konular, arada deşarj olmak da lâzım diyenlerin başka bir doksan dakika boyunca evde toplu halde kitap okuma etkinliği yapmaması da sebep olabilir mi?
En iğrenç küfürlerin dile getirildiği stadyumlara kadınlı erkekli çocuklu gidilerek büyüklerin ateşe benzinle gitmesi de bu duruma katkı sunmuş mudur?
Takım taraftarı olmayı her şeyin üstünde tutmuyor gibi görünüp de futboldan söz açılınca mangalda kül, semaverde çay bırakmayan büyüklerin çocuklara ne gibi faydası olabilir?
Kitap okuyarak deşarj olamayan, yeni bir şey öğrenince mutlu olamayan çocukların yöneteceği ülkeyi hayal edebiliyor musunuz?
Madem futbolu önemsiyorsun, senede birkaç saatini futbola ayıran ve onun dışında gecesini gündüzüne katarak ülke ve dünya sorunlarıyla ilgilenen devlet büyüklerini örnek al desem?
Ya hep ya hiç dersiniz de ’Ya Hep’ daha hoş diye sözsüz tepki işitmek kaçınılmaz olur.
Sahi biz nereye gidiyoruz?
Nasıl boş ve gereksiz insanlar olduk ki doksan dakika boyunca iliklerimize kadar şike olduğundan yüzde yüz emin olduğumuz maçları izliyoruz?
Çiftlikbank kuran dombilinin ticarî zekasına hayran olmamak mümkün mü?
İddia ve loto oynayan, piyango bileti alarak zengin olmayı hayal eden, kitap okuyarak, nitelikli sohbetler ederek değil de maç izleyerek, küfür duyarak, küfür ederek deşarj olan yetersiz ama yetersiz olduğunun da farkında olmayan bir topluma ayar verme vakti gelmedi mi?
Diğer Yazılar
-
16 Ekim 2019, Çarşamba
Askerimiz Tarih Yazarken Arada Kaybolan Gerçekler
-
25 Eylül 2019, Çarşamba
Gençler Sen Nereye Dersen Oraya Gidiyor
-
23 Ocak 2019, Çarşamba
Parayla Maneviyatın İmtihanı
-
16 Ocak 2019, Çarşamba
Karnesi Zayıf Olan Çocukları Dövün!
-
09 Ocak 2019, Çarşamba
VİZYON 2023 ve “Def-i Mazarrat Celb-i Menafiden Evladır…”
-
26 Aralık 2018, Çarşamba
Sanat Hakaret İçindir
-
20 Aralık 2018, Perşembe
Liyakatli misiniz Yoksa Farklı Sendikadan mısınız?
-
05 Aralık 2018, Çarşamba
Ensar Vakfı Büyük Türkiye Buluşması
-
28 Kasım 2018, Çarşamba
Kin Kirliliği
-
22 Kasım 2018, Perşembe
ZAMANA YENİK DÜŞEN KÖYLÜLER!