SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
AK Parti Yapar
16 Mayıs 2018, Çarşamba
AK Partiyi bugünlere getiren, söylediğini yapan bir parti olmasıdır. Gecikse de AK Parti söylediğini yapan, verdiği sözü tutan bir partidir. Bu güne kadar halkını kandırmamış, vaatlerini hep bir bir yerine getirmiştir. 

    Bazı örnekler verirsek; şunları söyleyebiliriz: 1-Taşeron işçilerini sözleşmeli daimi kadroya alacağım dedi, yaptı. 3C’li,4C’li geçici işçileri yine daimi kadroya alacağım dedi aldı.  2- Çalışan emeklilerden kesilen sosyal destek parası kalkacak dedi, kalktı.  3- 1988’den bu tarafa eski hükümetler döneminde konut fonuna, tasarruf fonuna kesilen, ancak başka yerlerde harcanan paraları iade edeceğim dedi, iade etti. 4-Bir övün yemek parası kadar olan çiftçi Bağ-kurlularına sağlıktan da yararlanma haklarını verdi, maaşlarını bugün neredeyse asgari ücret seviyesine çıkardı. 5- Gençlerimiz için askerlikte büyük kolaylıklar geldi, belli yaşı geçenler için paralı askerlik çıktı. lisans mezunları dışındakilerin askerlik süreleri on iki aya düştü. Ordumuz büyük oranda profesyonel askerliğe geçti, dolayısıyla istihdam arttı, gençlikte işsizlik oranları düştü. 6- Anneler için çocuklarının eğitimine destek paraları geldi, kocası ölen dullara ve asker eşlerine küçük de olsa maaşlar bağlandı. Doğum yapanların izinleri arttı, çocuk yardımları başladı, yarım gün çalışma hakları geldi. Yani her kesim Ak Partinin icraatından faydalandı. Bunları inkar eden nankör olur.

    Hani bir slogan var, "onlar söyler Ak Parti yapar” diye. Bu güne kadar muhalefet sadece söylemiştir, nutuk atmıştır, ama Ak Parti gerçekleştirmiştir. Çok zaman muhalefetin söylediğini de kompleksiz yapmıştır.

     Elbette muhalefet demokrasinin vazgeçilmez şartıdır. Muhalefet, iktidarı denetler, uyarılarını yapar, yanlışlarını ortaya çıkarır, yol gösterir ve söylenip de yapmadıklarını millete şikayet eder. Maalesef bizim muhalefet hep bardağın boş tarafını görür, sadece eleştirir, hatta hakaret eder, belden aşağı vurur, iftira yapar.  Bizim muhalefet, yapılan olumlu işleri asla görmez, teşekkür etmez, "ben şunun daha iyisini yapardım veya yaparım” demez. Bizim milletimiz de hep eleştiren, iyi şeyleri de inkar eden muhalefeti sevmez, adil olanı sever. O yüzden muhalefet partileri AK Parti döneminde bir puan ileri gidemiyorlar.

  Evet, CHP’nin bir tek söylemi gerçekleşti: CHP, emeklilere bayramlarda iki maaş ikramiye vereceğim dedi, AK Parti biner lira verdi, CHP ise bizim projemizdi diye sahiplendi, varsın olsun. Kimin projesi olursa olsun kazanan emekli oldu. Muhalefetin sırtında yumurta küfesi yok, hesap kitap yapmadan atabilir ama iktidar hesap yapmak zorunda, bütçe dengelerini gözetmek zorunda. Çünkü iktidar partisi yolcu değil hancıdır, iktidarda kalacağını düşündüğü için yarını düşünmek zorunda. Onun için 12 adet geçmiş seçimde seçim savurganlığı yapmadı, popülist davranmadı.

     Birileri AK Parti’nin iktidarda kaldığı 16 seneyi uzun görüp "bu zaman zarfında hükümet ne yaptı?” diye sorabiliyor. Evet, hükümet doksan yılda yapılmayanı yaptı, doksan yılda yapılan altı 6500 km duble yolu yirmi km’ye çıkardı. Milli geliri üç ihracatı beş katına ulaştırdı. Hepsinden önemlisi bu milletin dindarlarının yani bizlerin doksan yıllık hasreti sona erdi. İlköğretim ve liselere seçmeli Kur’an-ı Kerim dersleri kondu, imam hatip öğrencilerinin önündeki yasaklar-kısıtlamalar kalktı, yeni bir kılık kıyafet devrimi yaparak bu milletin tesettürlü hanımlarını ve kızlarını rahatlattı. Bugüne kadar "Kürdüm” demekten korkan Kürt halkının korkuları gitti, sokağında, çarşısında, evinde, hatta devlet dairelerinde ana dilini daha rahat konuşur oldu. Kürtçenin imla kurallarını öğrenmek isteyenlere dil kursları geldi. Kürtçe yayın yapan kanallar açıldı.

   Evet, Ak Partinin yaptığı birçok icraat aslında devrim niteliğinde işlerdir. Kolay kolay dokunulamayan, konuşulamayan, cıs görülen birçok konuya cesaretle el attı. Örnek olarak, disiplin dışındaki suçlarda askeri mahkemelerle sivil mahkemeleri birleştirdi, askeri hastaneleri sivillere açtı, jandarmayı tamamen İçişleri Bakanlığına bağladı, millet rejime karşı potansiyel tehlike olmaktan çıktı. Bu milletin ordusu siyasetçiye daha saygılı, daha demokrat oldu. Ordu gerçek görev yeri olan kışlaya çekildi, asker vesayeti sona erdi. En son olarak da, büyük bir sistem değişikliğine gidilerek yönetimde başkanlık sistemine geçildi, Başbakanlık makamı kaldırılarak Yürütmenin-İcranın başına Cumhurbaşkanı getirildi, Yasama ile Yürütme birbirinden keskin bir şekilde ayrıldı.

  Bütün bu gelişmeler yaşanırken dengeler gözetildi, hava koklandı, uygun zemin ve zaman beklendi, zihinler hazırlandı ve bugünlere gelindi. Elbette daha alınacak çok yol var. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak, oturacak, sistemde görülen eksikler daha hızla tamamlanacak. Artık iktidarın mazereti kalmayacak, oynayamayan gelin "yenim kısa, yerim dar” demeyecek.