24 Haziran seçimi sürprizlere gebe. Farklı bir Meclis aritmetiği ortaya çıkabilir. Renkli bir parlamento oluşacağı kesin. Geçmişin kurtla kuzuları sarmaş dolaş olacak, kuzu bildiklerimiz birbiriyle ağız dalaşı yaşayacak. Bu milletin feraseti güçlüdür, ya oyunu istikrardan yana kullanacak, aklını öne çıkaracak, ya da nefsani duygularla hareket edecek. Küçük kırgınlıklar, alınganlıklar, ders verme dürtüleri, değişim istekleri, FETÖ operasyonlarında canı yananlar, belediyelerin performansları oyların rengini belirleyecek.

İttifaklar sonucunda HDP dışındaki partilerin baraj sorunu olmayınca eski partililer eski yuvasına dönebilecek. Burada meyveli ağaç olduğundan en çok taşlanan parti Ak Partidir, iyi bir çalışma yapılmazsa en çok da Ak Parti kan kaybedebilir.

Evet, seçimlerin sonucu en çok etkileyecek ve belirleyecek olan gençlerdir. Çünkü değişime açıktırlar, parti bağımlılıkları azdır, maceracıdırlar, iş ve aş sorunları vardır. Ak Parti döneminde büyük değişim ve dönüşüm yaşandı, bilgi ve iletişim teknolojisinde ülke çağ atladı. 2002 ile 2018 arasında geçmişle kıyas edilemeyecek kadar ilerlemeler ve değişmeler oldu. Eğitim ve sağlık alt yapısında adeta ikinci dünya dediğimiz geri kalmış ülkeler sınıfından, ileri, medeni, gelişmiş ülkeler sınıfına geçtik. Zorunlu temel eğitimin on iki yıla çıkması, akıllı sınıfların yapılması, Fatih projesiyle tabletler dağıtılması, modern okul binalarının yapılması, üniversite sayısının yetmişlerden yüz yetmişlere çıkması ve küçük-büyük her ile üniversite kurulması, başörtü sorununun çözülmesiyle üniversite kapılarının herkese açılması, beş yıldızlı otel konforunda yurtlar açılması, verilen bursların ve kredilerin çok yükselmesi hep gençliğe yapılan yatırımlardır, hizmetlerdir. Fakat bu hizmetler oy verme noktasında gençliği çok etkilemiyor, yönlendirmiyor, gençliği çok sevindirmiyor. Çünkü bugünün gençliği dünün sıkıntılarını bilmiyor. 18-15 arasındaki gençlik Ak Parti döneminde doğmasa da Ak Parti döneminde yetişti. Dolayısıyla gençler dünle bugünü kıyaslayacak ölçülere, tecrübelere, bilgilere sahip değildirler. Onlar hangi parti iktidarda olsa bu hizmetler gelecekti görüşünde. Bugünün gençliğinde bağnaz particilik yok, yetmişli yıllardaki kadar siyasete ilgileri de yok. Bir partiye ölümüne bağlanmıyorlar. Çabuk etkileniyorlar, çabuk karar değiştiriyorlar, çabuk küsüyorlar. Kimden sıcak bir ilgi görürlerse onun peşinden gidiyorlar.

Sağ cenahta üç tane gençlik teşkilatı var: Milli Gençlik, AK Gençlik, Ülkücü Gençlik. Dirilik ve canlılık açısından Ülkü Ocakları önde gidiyor. Milli Gençlik o mazbut, ahlaklı, erdemli halini muhafaza ediyor. Ak Gençlik henüz cazibe merkezi haline gelemedi, eğitim noksanlıkları var. Milli Gençlikle AK Gençlik birleşmenin yolunu bulmalıdır. Her üç teşkilatın gençleri MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) çatısı altında kaynaşmalı, birlikte aktivitelere katılmalıdır.

Evet, 24 Haziran ertesi Mecliste ulaşacak kompozisyonu başta gençler belirleyecek. Bu yıl bir buçuk milyon genç ilk defa oy kullanacak. 18- 25 arası genç seçmenin sayısı kabaca on milyon, bu da toplam seçmen sayısının beşte biri. Az bir rakam değil. Gençlik isterse bir partiyi iktidara da getirebilir, iktidardan da indirebilir. O sebeple partiler gençliğe yatırım yapıyorlar, gençlik teşkilatlarını güçlendiriyorlar. Siyasete gençlik teşkilatlarında başlayan Sayın Erdoğan, bu gerçeği bildiği için gençliğe büyük önem veriyor, gençlere siyasetin bütün kanallarını açıtı, açıyor. Gel gör ki Ak Gençlik henüz Ülkü Ocakları gibi kurumsallaşamadı, gençliği kendine çekecek cazibeyi oluşturamadı.

Geçen bir ankette gördüğüme göre, Ak Partinin Meclis seçimlerinde genel oy oranı %45 gösterirken, gençlikte %39 gösteriyor. Yani gençliğin oy oranı 5-6 puan daha düşük. HDP’nin genel oyu %11 civarında, gençlerde %18’e çıkıyor. MHP’nin %7 görünen oy oranı gençlerde %9 görünüyor, yani gençlikte iki puan fazlası var. Yine gördüğüm ankete göre gençler içinde İYİ Partiye yöneliş var, %13’lerde görünüyor.

Evet, AK Parti kemik oyunu koruyor, AKP+ MHP (45+7) %52 gösteriyor. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın seçiminde sıkıntı görünmüyor. Bütün gayret parlamentoya da Cumhur İttifakının damgasını vurmak ve Erdoğan’ın elini güçlendirmek. Aksi halde kanun noktasında parlamentoda sıkıntı yaşanacak, hükümetin belli icraatlarında önü tıkanacak, bekleyen birçok uyum yasasının çıkarılması zorlaşacak.

Evet, AK Parti tek başına iktidarı devam ettirmek için hep %50 bandında kalmak hatta daha yukarı çıkmak istiyorsa gençliğe yatırım yapmalı, AK Gençliği güçlendirmeli, genç işsizliği aşağıya çekmeli, bütün il ve ilçelerde Ak Gençliğin eğitim ve kaynaşma merkezleri olmalı, burada ikramlar ve hediyeler verilmeli, sorunlar dinlenmeli, sohbetler yapılmalı, geziler düzenlenmeli, kamplar kurulmalı, kurslar açılmalı, meslekler kazandırılmalı. Yani gençliğin ihtiyaç duyduğu her türlü aktivite bu merkezlerde olmalıdır.

Gençler bu ülkenin geleceğidir, partilerin de geleceğidir. Gençler partilerin alt yapısıdır. Meydanları dolduranlar bunlar, bayrakları ve afişleri asanlar bunlar, gerektiği zaman cepheyi tutanlar, 15 Temmuzda olduğu gibi canını ortaya koyanlar, tankların önüne yatanlar bunlar. Ak Parti seçilme yaşını da 18 indirmekle isabetli bir karar aldı, 18 yaşında gençleri de aday göstererek samimiyetini ortaya koydu. Buna rağmen Ak Partiye yönelmedi gençler. Üniversiteli işsizler sokakları doldurduğu müddetçe bu gençleri Ak Partiye yönlendirmek zor. Evet, profesyonel askerliğin gidererek artması, genç işsizlere yönelik kredilerin, teşviklerin, mahalle bekçilerinin ve güvenlik elemanlarının çoğalması, gençlere yönelik istihdamı artıran icraatlar. Ama yetmiyor. Üniversiteler durmadan mezun veriyor. Eli kalem tutan düz lise veya üniversite mezunu gençlik sanayide, tarımda, inşaatta çalışmak istemiyor, masa başı arıyor. O sebeple teknik liseler artmalı, teknik lise mezunlarına iş garantisi verilmeli. Çıraklık kursları lise eğitimi sayılmalı, çıraklık ve kalfalık öğrencileri ayrıca açık liseye devam mecburiyetinde bırakılmamalıdır.