SON DAKİKA
Dr.İmbat Muğlu
FETÖ ve PKK’nın Birlik Temeli ‘’Mesele Türkiye Düşmanlığıysa Gerisi Teferruattır’’
02 Temmuz 2018, Pazartesi
PKK terör örgütünün bir etnik kimliği yoktur. Marksist ve din düşmanı olan terörist PKK’nın içinde etnik köken aramak yanlıştır.Dönem dönem oluşturmak istenen bir algıya açıklık getirmek isterim. ‘’Her Kürdün PKK’lı olmadığı gibi ,her PKK’lı da Kürt değil. PKK’nın Kürtlüğü, IŞİD’in Müslümanlığı kadar veya PKK’nın Kürtlüğü, FETÖ’nün Müslümanlığı ve Türklüğü kadardır.’’
Yaklaşık bu coğrafyada 1000 yıldır devam eden  TÜRK-KÜRT kardeşliğine son 40 yıldır fitne tohumları ekmeye çalışan PKK terör örgütü ‘’Kürt Hareketi veya Kürt Kartı’’ kimliğini kullanması ve iş ortağı FETÖ terör örgütünün de yaptığı algı operasyonlarla insanların çoğu Kürt nüfusla PKK’nın özdeşleştiğini ve PKK’nın taleplerinin tüm Kürtlerin isteği olduğunu zannediyor. Oysa ki İslam düşmanı bebek katili PKK tamamen ideolojik ve Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik coğrafya  itibarıyla stratejik üstünlük sağlamaya çalışan dış mihrakların maşası olmanın dışında hiçbir özelliği olmayan bir kalleşler ve katiller topluluğudur.Türkiye Cumhuriyeti’nin milli ve bağımsız birliğini bozmaya çalışan bu kalleş sürüsüne hem dışarıda hem de içerde  hizmet eden Türk- Kürt veya adı her ne olursa olsun bir çok vatan  hainin olduğunu gördük ve görmeye devam ediyoruz.
 
Bu ülkede kardeşliğimize nifak tohumları eken en büyük kanlı iki terör örgütü PKK ve FETÖ’nün kuruluş ve oluşum tarihleri birbirine çok yakın.Her iki terörist örgütün hedefinde Türkiye olduğu için ideolojik yapı olarak ayrık iki uç olsallarda hainlikte birleşmekteler. Bu kalleş iki oluşum yıllarca gizli gizli buluştular ve hedefe hep Türkiye’yi koydular.Alenen ilk bir birleri ile kur yapmaları PKK terör örgütünün başı terörist Abdullah Öcalan İmralı cezaevinden 16.08.2009 tarihinde avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada ‘’Fethullah Hoca’yı takip ediyorum, okuyorum. Olumsuz değerlendirmiyorum. Kürdistan’da okulları cemaatleri var, örgütlüler. Demokratik temelde, karşılıklı yaklaşımlar olabilir.’’demişti. Bu açıklamalarından kısa bir süre sonra  terörist başı Öcalan  "Hatta Fetullah Gülen’le bile oturup konuşulsa bir çözüm geliştirilebilir ama CHP ve MHP ile bir çözüm geliştirilemez, geliştirilemiyor.” (A. Öcalan, 04 Aralık 2009 Tarihli Avukat Görüşme Notlarından) diye beyanat vermekte. İşte Türkiye’yi parçalamayı hedefleyen üst akıl özellikle bu iki terör örgütün çok yoğun bir temas ve sonrasında iş birliği içine girmesi için tüm çalışmalara hız verecek zemin hazırladı.2013’te Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarında terörist başı Abdullah Öcalan’ın mektubu okundu..Öcalan o mesajında "silah değil, siyaset öne çıkıyor. yine diyorum ki artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir."diyordu..Marksist ve Leninist bir ideolojiyi savunan Öcalan sözlerini çok şaşırtan ifadelerle bitiriyordu..Tıpkı FETÖ gibi dinler arası diyaloğun bir parçası olduğunu ilan ediyordu adeta Öcalan..Pensilvanya’ya üstü kapalı mesaj gönderiyordu: Bu nevroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler bugün yeni müjdelerle harekete geçiyor. İnsanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor. Zamanın ruhunu okuyamayanlar tarihin çöp sepetine giderler.’’
 
Pensilvanya’ya gönderilen şifreli mesajın hemen ardında HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder 2013 nevruz kutlamalarından iki gün sonra yani 23 Mart’ta Hürriyet’e verdiği mülakattan; "Sayın Öcalan Fetullah Gülen’e selamlarını gönderdi. Fetullah Gülen’in "sulhta hayır vardır" yaklaşımı benim de yaklaşımımdır. Bütün Ortadoğu’daki demokratik bir siyaset ve barış için birlikte çalışabiliriz. Muhterem Fetullah Gülen’e selamlarımı söyleyin. Onu en iyi anlayan benim" dedi.
 
FETÖ’nün kapatılan gazetesi Zaman’ın genel yayın müdürü Ekrem Dumanlı, 13 Nisan’da Diyarbakır belediye başkanı Gültan Kışanak’ı ziyaret etti.7 Haziran seçimlerinin hemen öncesinde gerçekleşen görüşme yaklaşık 40 dakika sürdü. Garaj kapısından gizlice binaya giren Dumanlı, sır ziyaret ortaya çıkınca yalanlama yolunu seçti.O ziyaretin ardından FETÖ’nün HDP’yi desteklediği bir sır olmaktan çıktı.FETÖ ablaları evlere yaptıkları ziyaretlerde HDP için oy istemeye başladı.Dumanlı ise teröristbaşı Öcalan için artık "sayın" ifadesini kullanıyordu.
 
FETÖ desteği ile HDP oluşturulan algı operasyonlarıyla 7 Haziran seçimlerinde yüzde 13 oy aldı.İki işbirlikçi terör örgütü üst aklın talimatı olan koalisyon hükümeti kurulmadığı için katliamlara hız verdiler ve 100’lerce vatandaşımızı katlettiler.Silah ve bomba sesleri altında 1 Kasım seçimlerine gidildi.Terör örgütü PKK’nın kanlı katliamları ters tepmiş HDP/PKK/FETÖ umduğunu bulamamıştı. Peki durur mu hainler. Durmadılar da. 15 Temmuz’daki darbe girişimi askerleri terör örgütü PKK’ya göstermelik operasyonlar yaparak kamuoyunu yanılttı. Milleti yıldırmak için sivil katliamları ve bombalı saldırılar aralıksız devam etti. Amaç 15 Temmuz da net bir şekilde anlaşılacağı üzere  FETÖ’nün darbe girişiminin önü açılacak ve tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi darbeciler kurtarıcı gibi gösterilecekti millete.Planlı yapılan ve aralıksız devam eden PKK saldırıları 15 Temmuz’un hemen öncesinde ve sonrasında durdu.FETÖ maşalarının başarısızlığa uğramasının ardından PKK tüm gücüyle yeniden saldırmaya başladı.19 Temmuz’da Trabzon’un Maçka ilçesi Çatak mevkiinde polis kontrol noktasına yönelik düzenlenen saldırıda üç polis şehit olmuş, dördü polis memuru beş kişi de yaralanmıştı.22 Temmuz’da Diyarbakır Ergani’de PKK’lı teröristlerce hücre evi olarak kullanılan bir eve yönelik düzenlenen operasyonda üç polis şehit olmuş, iki polis de yaralanmıştı.24 Temmuz’da Tunceli Ovacık’taki saldırıda bir polis şehit oldu, iki polis yaralandı.25 Temmuz’da Mardin’in Kızıltepe-Viranşehir karayolunda PKK’lı teröristlerce tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu üç polis şehit olmuştu.26 Temmuz’da Van’da bir asker şehit edildi, iki asker de yaralandı. Diyarbakır-Silvan’da bir asker şehit edildi.27 Temmuz’da Siirt’te üç asker, Hakkâri’ de iki polis şehit edilmiş, biri sivil, onu polis olmak üzere on bir kişi de yaralanmıştı.29 Temmuz’da Hakkâri Çukurca’da sekiz asker şehit olmuş, yirmi iki asker de yaralanmıştı. 31 Temmuz’da ise Ordu’nun Mesudiye ilçesi Topçam bölgesinde operasyona çıkan jandarma birliklerine PKK’lı teröristlerce açılan ateş sonucu üç asker şehit olmuş, iki asker de yaralanmış, Şemdinli’deki saldırıda ise bir asker şehit olmuş, altısı da yaralanmıştı.02 Ağustos’ta Bingöl’de PKK’lı teröristlerce bombalı aracın patlatılması sonucu yedi polis şehit olmuş, ikisi de yaralanmıştı. Bu saldırılar aralıksız devam etmiş ve ayrıca PKK’nın şehir merkezlerine hendek ve barikat oluşturarak şehir merkezlerini cephaneliğe dönüştürmesinin arka planında ve lojistik kısmında  FETÖ çıkmıştı.
 
FETÖ ve PKK arasında hem organik hem de çıkarsal bir çok bağ ve ortak ağ olduğu bir çok olay sonrası net bir şekilde gün yüzüne çıkmaktadır. Emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler içindeki unsurlarından yararlanarak, PKK’ya istihbarat desteği veren FETÖ, devletin PKK içindeki muhbirlerinin infaz edilmesine neden olmuştur. FETÖ, PKK’nın silah bırakma sürecinden rahatsız olmuştur. Kürtlere yönelik ırkçı bir anlayış ortaya koymuştur. Terörist başı Gülen’in ırkçılığa varan bir Kürt düşmanlığı beslediğini, gerek söylemlerinde gerekse örgütünün icraatlarında görmek mümkün. FETÖ liderinin Kürt düşmanlığı, Kürt olduğu için Said-i Nursi’den uzak durduğunu dile getirmeye kadar varmıştır. FETÖ lideri Gülen’in, sadece bir Kürt olduğu için Said Nursî’yi ziyarete gitmediğini dile getirdiği de bilinmektedir. Özellikle son dönemlerde FETÖ liderinin Risale-i Nur’da tahrifat yapmak suretiyle, Said-i Nursi’nin kendisini Kürt olarak tanımladığı bölümler çıkarması da oldukça tepki toplamıştır. Samanyolu TV’de yayınlanan Tek Türkiye ve Şefkat Tepe gibi dizilerin adeta Kürtleri hedef alan birer propaganda girişimlerine dönüşmesi, FETÖ’nün Kürtlük olgusuna ilişkin alerjisi olduğunun bir diğer göstergesidir. FETÖ’nün çözüm sürecine karşı yürüttüğü yazılı ve görsel karşı-propaganda çalışmaları da bu dönemde hafızlarda yer etmiştir. FETÖ, Zaman gazetesi ve STV aracılığıyla kamuoyunun çözüm sürecine verdiği desteği bozmaya gayret etmiştir. Tüm bunlar FETÖ’nün Kürt düşmanlığını açığa çıkaran hamleler olarak değerlendirilmiştir.
 
PKK’nın sözde üst düzey yöneticileri Murat Karayılan ile Fehman Hüseyin, Ocak ve Ekim 2014’te 3 kez FETÖ’nün Kuzey Irak İmamı Talip Büyük ile FETÖ’nün eğitim ve medya sektöründeki yöneticileri Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul’la görüştü. Görüşmeler FETÖ’nün kontrolündeki Erbil Işık Üniversitesi’nde görevli Gülen örgütü üyelerinin aracılığıyla gerçekleştirildi. İhanet anlaşmasının öncesinde yapılan başlangıç temaslarını üniversite rektör yardımcısı Mehmet Özdemir ile genel sekreter Taşan Deniz yaptı.Bu görüşmelerde FETÖ yöneticileri, Emniyet ve MİT’in, PKK içindeki Yardımcı İstihbarat Elemanları’nın isim listesini terör örgütü yöneticilerine verdi. FETÖ bununla da yetinmedi, muhbirlerin devlete çalıştığına PKK yöneticilerini inandırmak için kanıtlar da sundu. Bu kapsamda haber kaynaklarıyla yapılan görüşmelere dair fotoğraf ve belgeler, telefon görüşmelerinin ses kayıtları, istihbarat jargonunda F-3 ve F-4 raporları olarak bilinen haber raporları PKK’ya teslim edildi. FETÖ böylece ihanetini belgeli şekilde gerçekleştirmiş oldu. Sızdırılan bu bilgiler doğrultusunda da, devletin PKK-KCK muhbirleri örgüt tarafından infaz edildi.
 
Bir istihbarat yetkilisi hainlikte yapılan işbirliğini şu sözlerle anlattı: "Geriye dönük baktığımda olup bitenleri ancak şimdi anlamlandırabiliyorum. İstihbarat kurumlarımız PKK’nın üst yönetim kadrosundaki hainleri son 2 yıldır çok yakından takip ediyor. Bunların toplandıkları anda imhası için bir harekât planlıyoruz, fakat her seferinde bombalamadan yarım saat ya da 1 saat önce bölgeden uzaklaşarak kurtuluyorlar. Defalarca kurtuldular. Bu bir tesadüf olamazdı. Sonra karar verdik. Bu bilgiyi sadece Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı bilsin, pilot da yoldayken öğrensin. Hedefleri bu şekilde etkisiz hale getirme kararı aldık. Fakat yine başarılı olamadık. Yine bir şekilde haber aldılar ve bombalardan 10 -15 dakika ile kurtuldular. Şimdi anlıyoruz ki bu uçaklara istihbaratın verdiği hedefi işaretleyen, o noktayı pilotlara bildiren general maalesef FETÖ’cü çıktı. O general kim biliyor musunuz? O general Marmaris’te Sayın Cumhurbaşkanımıza suikast planlayan ekibin başındaki Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş.”
 
15 Temmuz darbe girişiminden sonra maskeleri düşen ve iş birliği deşifre olan FETÖ-PKK Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatı’nda rahatsız oldular. FETÖ üyeleri, sosyal medya hesaplarından, Türkiye’nin sınır güvenliğini güvenceye almak ve olası bir terör koridorunu önlemek için başlattığı harekata karşı çıktı.
FETÖ’ye ait olduğu gerekçesiyle kapatılan Bugün gazetesi Ankara temsilcisi olan firari FETÖ’cü Adem Yavuz Arslan,( ✔@ademyarslan) Zeytin Dalı Harekatı’nın saray savaşı olduğunu iddia etti. Arslan, "Size ‘milli mesele’ diye yurturduğu şey şahsi ikbali" diyerek sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
Eski Today’s Zaman Ankara Temsilcisi FETÖ firarisi Abdullah Bozkurt (@abdbozkurt) terör örgütlerine karşı Türkiye’yi desteklemek yerine, sosyal medya hesabında, harekatın "ülke içinde ulusal coşkuyu ve dini bağnazlığı körüklemek için yapıldığını" iddia etti.
ABD’ye kaçan örgüt mensuplarından Tuncay Opçin (@tuncayopcin), "Türkiye ne zaman otoriterleşse, ilk bedel ödeyen hep Kürtler olur. Her şey değişir ancak bu kural değişmez." iddiasında bulundu.
FETÖ’nün tetikçilerinden Emre Uslu,( ✔@EmreUslu) Afrin operasyonu için "Her diktatör kendi yanlışıyla devrilir" diyerek şu paylaşımda bulundu:
FETÖ ile bağlantılı olduğu için kapatılan Türkiye İş adamları ve Sanayiciler Federasyonunun (TUSKON) Brüksel temsilcisi Serdar Yeşilyurt da(@SerdarYesilyurt) "Eğer ’kardeşiz diyorsan, kardeşin yanlış yapsa bile ona zarar vermeden yaparsın elinden geleni. İlk fırsatta saldırmazsın!" ifadesini kullandı.
Zeytin Dalı Harekatı’yla teröristlerden temizlenen Afrin’de terör örgütü PYD/PKK’nın sözde kent yöneticilerinin kaldığı villa tespit edildi. Villada yapılan aramada terör örgütü PKK ile FETÖ ilişkisi de bir kez daha deşifre oldu. Evde gizli bir sandıkta yapılan aramada FETÖ elebaşı Gülen’in kitapları ile çok sayıda örgütün yayın organı olan Sızıntı dergisi ele geçirildi. Yapılan araştırmada terör örgütü PKK yöneticisi gibi davranan FETÖ’cülerin Afrin’de halkın kışkırtılması faaliyetinde bulunduğu değerlendiriliyor.
 
FETÖ terör örgütü devlet kadrolarından temizlendikçe PKK terör örgütü içeriden istihbarat alamaz, tuzaklar kuramaz hâle geldi.Bu nedenle terörle mücadelede güvenlik güçlerimiz artık daha başarılı sonuçlar elde etmeye başladı.