SON DAKİKA
Mustafa SÜS
Kosava! İçimde Ağlayan Bir Lisan!
25 Temmuz 2018, Çarşamba
Peygamber varisi bir padişahın şehadet duasının kabul olduğu ülke!

Kosava!

Tüm Avrupa’nın bir olup bir avuç Müslüman’ı yok etmek için sırtlanlar gibi saldırdığı garip yer...

Verdikleri varolma mücadelesini en çok hasarla atlatan sahipsiz vatan.

Kosava insanı da, Bosna insanı gibi dua ediyor!

Bosna’da bir Cami imamı kardeşimden duyduğum tüylerimi diken diken eden bir dua vardı, aynısını Kosava insanı da tekrar ediyor, durmadan:

’’Allah’ım biz Müslümanların başına bir musibet vereceksen Türkiye’ye değil, bize ver musibeti!

Türkiye’ye musibet verirsen biz Türkiye’nin yanında olamayız ama bize verirsen musibeti Türkiye bizim yanımızda olur!’’

Ne kadar büyük yükümüz aman Allah’ım!

Sokakları gezerken dilimden hiç düşmeyen iki mısra:

’’Ne ağır imtihandır başındaki Sakarya

Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya!’’

Taşıyacağız başka yolu yok.

Yükümüz ağır diye kaytarmak, yılmak, yıkılmak yok.

Allah dağına göre kar verir.

Demek ki biz millet olarak büyüğüz ki, yükümüz de o denli büyük!

Mamuşa belediye başkanı konuşmasında ilginç olmayan bir cümle sarf etti domates festivali töreninde...

’’Biz kendi içimizde birlik olalım, beraber olalım, Kosava’nın bağımsızlık mücadelesinde daha güçlü olalım.’’

Normal bir temenni gibi değil mi?

Değil aslında!

İslâm denilince, Müslümanlar denilince, Büyük Türkiye denilince, Osmanlı denilince burnunu kıvıran ve kimliğinde İslâm yazan Türkiyeliler nasıl ayrışıyorsa birbirinden, Kosava’da da, diğer İslâm coğrafyalarında durum böyle...

’’Toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın!’’ ilahi buyruğunu herkes ’bizde’ toplanalım anlıyor.

Bizde değil de İslâm çatısı altında toplanmayı akıl eden yok!

Kafirlerin ve şeytanın en sevdiği şeydir Müslümanların ayrışması!

Maalesef bir başımız yok ve bir başımız olmadığı için bir başımıza hareket edip kaybediyoruz!

Başta da söylediğimiz gibi,

En büyük yük Türkiye’de!

Yavru civcivler gibi mazlum coğrafyası, ağızları açık Türkiye’nin uzatacağı eli bekliyor.

24 Haziran öncesi TİKA’ya dil uzatan siyasiler vardı.

Onlara oy verenlere de buradan seslenmek istiyorum.

TİKA’nın adı geçince buradaki tüm mazlumların gözleri yaşarıyor.

Kişisel sorunlarınız, şahsi görüşleriniz, siyasi farklılıklarınız olabilir ama Yunus Emre Enstitüsü gibi, TİKA gibi tüm dünya Müslümanlarına yardım eli uzatan bu kurumlara karşı gelenin bırak yanında olmayı, onların dimdik karşısında olmanız beklenir, şayet İslâm sizden daha önemliyse!

Müslüman şanına yaraşır gibi mazlumun yanında yer alır her daim.

Biz baş olacağız, kaybettiğimiz tüm değerleri yeniden kazanıp İslâm birliğini yeniden inşa edeceğiz.

Başka çıkar yolu yok bunun.

’’Yol Onun, varlık Onun gerisi hep angarya

Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya!’’