SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Koca Köpek Hırladı
30 Temmuz 2018, Pazartesi
Kıtalar ardında bir koca şeytan,

Kükredi; yıkarım, yakarım dedi,

Başkan cevap verdi; boş değil meydan,

Senin hesabına bakarım dedi.

Türkçemizde, "ısıracak köpek dişini göstermez” diye bir söz var. Başka bir ifadeyle, "Dişini gösteren köpek ısıramaz”. Bu günlerde koca şeytan veya koca köpek ABD, Türkiye’ye kaşı dişini gösterdi, hırladı, efelendi. Darb-ı meselimizde ifade edildiği gibi, ABD’nin hırlaması ısırmayacağının işareti, daha doğrusu ısıramayacağının delili. Trump’ un daha önce Kuzey Köre’ye yaptığı efeliği de gördük, saman alevi gibi geçti, sonunda Kim’in ayağına kadar gitti, kucakladı. Evet, Türkiye yutulacak kadar küçük lokma değil, boş verilecek kadar önemsiz bir devlet de değil. Aklı başında her Amerikalı bunu bilir. ABD Başkanı Trump , Türkiye’yi eski Türkiye sandı, "ben ettim, sen etme, biz müttefikiz, stratejik ortağız, dostuz, sen ne dersen o olur” diyecek diye bekledi. Ama o Türkiye 2003 öncesinde kaldı. Artık eyvallah etmeyen, belli oranda kendi silahını yapan, kendi bütçesini tutan, IMF kapısında yalvarmayan bir Türkiye var. BM salonunda beş vetocu ülkenin yüzüne karşı "dünya beşten büyük” diyebilen, İsrail Başbakanına, " (one minute) dur, bir dakika, siz öldürmeyi iyi bilirsiniz, siz katilsiniz” diyerek rezil eden bir cesur lider var. Tehditlere boyun eğen, NATO silahından başka kullanacak silahı, helikopteri olmayan, üç-beş milyon dolar için el açan, dünya bankasından gelen IMF tahsildarı insanı maliye bakanı yapan bir Türkiye on altı yıl öncesinde kaldı. Dik duran ama dikleşmeyen, sözünde duran, güven veren, ABD’nin karşısına yüz kırk ülkeyi dikebilen, Suriye içlerine, Irak içlerine girip operasyonlar yapabilen ve yurt dışında üstleri olan bir Türkiye geldi.

Koca şeytanın ne yapacağı belli olmaz. Bugünden yaptırımlara başladı, uluslararası bankalardan kredi almamıza yasak getirdi. Türkiye bu tehditler karşısında boş durmayacak, D-8 dediğimiz İslam ülkelerini ve Türk Cumhuriyetlerini arkasına alacak, Rusya’nın arkasını sıvazlayacak, terörün belini kıracak, komşularla sıfır sorun politikasına dönecek. Evet, bugün İslam ülkelerinin çoğu güçten, güçlüden yana. Türkiye bunları arkasına almak için güçlü olmalı, silahını yapan ve bunlara satan konumda olmalı. Özellikle Ortadoğu ülkeleri silahı kimden alırsa onun safında olurlar. Türkiye, ilk defa dışarıda üst kurabilen bir ülke oldu, Katarda askeri üst kurdu. Bugünlerde silah ve helikopter siparişleri alıp satışına başladı.

Evet, hırlamak için keskin dişlerin olmalı. Kuzey Kore’nin Nükleer gücü yani keskin dişi var ki, ABD bunca hakaretlere rağmen gidip konuşmak zorunda kaldı. Devletler de tıpkı insanlar gibi korktuğu devletlerin elini öperler. Allah’a şükür, el öpen değil, eli öpülen bir devlet haline geldik. Nüfusumuz seksen bir milyon olup orta ölçekli bir devletiz. Yine yıllık bir trilyonluk bütçemizle büyük ekonomilerin hemen arkasındayız, dünyada on altıncı ülkeyiz. Ama biz olduğumuzdan daha büyüğüz, daha büyük potansiyele sahibiz. Tarihi konumumuzla, stratejik coğrafyamızla, beşeri kaynağımızla süper güçlerin mecburen saydığı bir devletiz.

Batılı devletler Osmanlının geri geleceği korkusunu hâlâ içlerinden hissediyorlar. Dizginlenmeyen bir Türkiye’nin de yeni bir Osmanlıya dönüşebileceğini düşünüyorlar. İpek yolu gibi, TANAP gibi, üçüncü hava limanı gibi, ikinci kanal projesi gibi büyük projelerimizi yaptırmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Terörü finanse ediyorlar, çevremizdeki savaşların durmasını istemiyorlar. Yani Türkiye hep patinaj yapsın, başını doğrultmasın, ekonomik yönden gelişmesin ve bize kafa tutmasın istiyorlar.

Bu yoldan dönüş yok. Kartal havalandı, aslan uyandı. Yeni paktlar, yeni ittifaklar, yeni oluşumlar, yeni ekonomik ve siyasi birlikler bizi bekliyor. NATO’dan da, AB’den de çıkmanın arifesindeyiz sadece bahane bekliyoruz. Allah var, keder yok.