ABD kendi iç dinamikleri içindeki dengeler uğruna dünyayı kendisine cephe almaya devam ediyor. Şuan dünya devi değil, mahalle kabadayısı gibi kiminden haraç alıyor, kimine zorla silah satıyor, kimine racon kesiyor. Trump dengesiz biri. Koltuğu koruma adına Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı. AB ile atışmalar, Arap ülkelerine tehditle silah satışları, İran’a ambargo, Çin ürünlerine vergi artırımı, Rusya’ya ambargo sadece bizim bildiklerimiz. Tarihi ilişkilerimize bakınca sürekli "stratejik ortak ve müttefik” vurgusu yapılmasına rağmen nedense ülkemizde yaşanan her olumsuzluğun arkasında ciddi şüphelerle ABD’nin olduğunu görüyoruz. Özellikle askeri darbeler döneminde ABD büyükelçiliklerinin büyük rol oynadığı o dönemdeki istihbaratlar raporları gösteriyor. Günümüzde 15 Temmuz’un arkasında ABD’nin olduğuna şüphe var mı? Daha önce yazmıştım ABD güçlü bir ülke olabilir ama asla bir lider ülke ve adil ülke değil. Dünya’nın bu hale gelmesinde, milyonların ölmesinde, mültecilerin durumunda, açlığın kaynağında bu ülke var. Boşuna slogan haline getirilmedi "Şeytan Amerika” sözü. Bizim güçlü bir besmeleye ihtiyacımız var. Bu elbette İslam Birliğini sağlamakla olacak. Maalesef bugün Arap Dünyası’nın özellikle zengin olan kısmı ABD’nin güdümünde. İslam anlayışını sadece kıyafette zanneden bu yöneticiler İslam’ın çok değer verdiği birlikteliği, İslam kardeşliğini, Cihat kavramını unutmuş gibiler. Allah büyüktür. Biz güzel günler geleceğine umut ediyoruz. Unutmamak gereken zulüm asla ebedi kalamaz.

Şeytan şeytanlığını yapacak elbet çünkü onun fıtratında bu var. Peki bu durumda biz ne yapacağız? Karşımızdakinin ekonomik yaptırımına boyun mu eğeceğiz? Mesela yastık altında, banka hesabımızda bulunan dövizleri tutmaya devam mı edeceğiz? Bu benim değil, devletin sorunu diyerek geçiştirecek miyiz? Millet olmanın en büyük göstergesi zor zorumda birlikte hareket edebilmektir. Bizim onayımızla devleti yönetenlere bu yükü yüklemek doğru değildir. Elimizdeki parayla arsa alayım bekleteyim 3-5 yıl sonra satarım anlayışıyla bu memleket kazanmıyor. ARGE’ye, inovasyon’a ve üretime önem vermenin vaktidir. İtalatı düşürecek ürünleri üretmek için altyapımız var, insan kaynağımız var, isteğimiz – arzumuz var. Devletimizde bu anlamda ciddi destekler veriyor. Farkında olmadığımız bir savaşın içindeyiz ve bu savaşı kazananlar üretenler olacaktır. Eyvallah…