SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
100 Günlük Performans
06 Ağustos 2018, Pazartesi
Kazım Öztürk

Başkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, 100 günlük çalışma programını açıkladı. 100 gün içinde ortaya koyduğu programın uygulanması, hatasız yerine getirilmesi için net konuştu.

Baktığımız zaman bu yüz günlük planda Türkiye’yi uçuracak, geleceğe yönelik, çağ atlatacak, dünyanın parmak ısıracağı atılımlar söz konusu. Sözü sağa sola çekmeden, "armudun sapı, üzümün çöpü” demeden, objektif şekilde meseleye bakacak olursak yeni sistem (Başkanlık sistemi), ABD, AB, Avrupa ve darbe heveslilerini şaşkına çevirmiştir.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; Türkiye’nin bu performansı dünyanın feleğini şaşırtmıştır! Onlar zannediyorlardı ki- zannediyorlar ki- "Türkiye bu güzellikleri beceremez. Çünkü daha önce beceremedi, hep bize muhtaç oldu. Biz de akla hayale gelmedik ayak oyunlarıyla, ne kadar kumpas varsa sergiledik!” yeni değil durmadan, merhum Necip Fazıl üstadımızın dediği gibi; "Yokuşlarda susattılar” bu ülkeyi, bu milli anlayışı.

Şimdi görüyorlar ki, Türkiye, yenir yutulur lokma değil! Hep denediler, hepsinde sırt üstü düştiler. Aynen, "azgın eşek sırt üstü düşer” sözünde olduğu gibi. Bu aziz millet, bu vatansever, ölümü; "şeb-i arus” bilen, şehadete koşa koşa giden kahraman millet, memleketini üç beş çapulcuya kaptırmadı, kaptırmıyor ve kaptırmayacak!

Başkanlık sistemiyle daha modern, daha insani, daha yaşanabilir, daha demokratik, daha çok hukukun yer aldığı bir sistemle yoluna devam edecektir ülkemiz.

Bu100 günlük program bende şunu çağrıştırdı; "eğer bakanlar, görevi başındakiler, işi savsaklar, ihmal ederlerse, onların yerine daha aktif, daha iş bitirici, daha hızlı giden insanlarla yürürüm…” anlamı taşıyor. Dahası, herkes, her insan, fert fert bu ülkeye hizmet noktasında; "ben ne yapabilirim? Bu ülke için, Türkiye için bana ne görev düşüyorsa yapmaya hazırım. Benim de bu vatan için yapabileceklerim var…” deme durumundayız. Bu açıdan şimdiki profesyonel bakanların yerine, bir başka profesyonel değerler devreye girebilir. Artık, durmak, yavaş gitmek, "gelen ağam, giden paşam” anlayışı tarih olmuştur. Bu vatan gemisinin, batmaması, sağ salim huzur limanına yanaşması için Türkiye’de yaşayan, buranın ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını teneffüs eden, nimetlerinden yararlanan herkesin, istisnasız kahraman Türk milletine, Anadolu’ya "amasız, fakatsız” hizmet etmek zorundadır.

Muhalefetin, açıklanan bu 100 günlük performans planına, daha hızlı, daha aksiyoner, daha çok yorulmayı gerektiren plan ve programlarla destek vermesi gerekir. Eğer muhalefet iktidar olmak, genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Başkanı olmak istiyorsa, en az Tayyip Erdoğan kadar çalışmak ve terlemek zorundadır. Seçimlerden galip çıkmanın yolu budur.

İtiraz etmek, eleştirmek, yanlış bulmak, hakaret kolay şeyler. Önemli olan, hataları, eksikleri, daha güzeliyle nasıl gideririmi bulabilmektir.

Mevla neyler, neylerse güzel eyler diyor, 100 günlük programın, süre bitince bize neler getireceği, hangi güzellikleri yaşayacağımızı beklemekten geçiyor. Allah kolaylık versin.

Vatan İçin!

Âsım’ın nesli bunlar, vatan için kan verir,

Binlerce şehit gibi, bayrak için can verir,

Ezanlar, salalar, insana heyecan verir,

Âsım’ın nesli bunlar, vatan için kan verir!

Bir karış toprağını vermedi bu vatanın,

Ruhunu incitmedi, şehit olan atanın,

Kanını akıtırlar, bu vatanı satanın,

Âsım’ın nesli bunlar, vatan için kan verir,

Ezanlar, salalar, insana heyecan verir!

On Beş Temmuz darbesi, unutulmaz hiç bir an,

Millet, hainin defterini dürer an be an.

Âsım’ın nesli bunlar, vatan için kan verir,

Ezanlar, salalar, insana heyecan verir!

 

Bu Sevda!

Yediden yetmişe sürecek bu sevda,

Lafla olmaz, kıyamla sürecek bu dava!