SON DAKİKA
Yılmaz Altunsoy
Konya Milletvekillerine Açık Çağrı…
30 Ağustos 2018, Perşembe
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivlerinde yer alan ve her nasılsa kese kâğıdı malzemesi olarak Bulgaristan’a satılmaktan kurtulmuş olan bir belge geçti elime. Belge Ohrili Kemal isimli bir şahıs tarafından, 1947 senesinde kaleme alınmış. Muhatap ise dönemin kudretli milli şefi İsmet İnönü.

Mektuptan önce Ohrili Kemal’den biraz bahsetmek isterim. Ohri malumunuz Makedonya’nın göl kenarında kurulmuş güzel mi güzel, sevimli mi sevimli bir şehri. Kemal Bey işte bu şehirden. Bir zamanlar Osmanlı mülkü olan Ohri’nin yetiştirdiği, özenle unutturulan, milli hafızamızda yer edinmesine müsaade edilmeyen kıymetlerimizden sadece birisi. Muhtemelen birçoğunuz ismini bile ilk defa duyuyorsunuz.

Kemal Ohri ya da nam-ı diğer Ohrili Kemal Çanakkale’de vatan müdafaasında bulunmuş, iyi derecede Fransızca ve Almanca bilen, Kurmay Binbaşı sıfatıyla 24 Mayıs 1915 tarihinde, 9 saatliğine ilan edilen Arıburnu Ateşkesi görüşmelerine gözleri bağlı olarak katılan bir Osmanlı subayı. Çanakkale’de rütbe olarak Mustafa Kemal Paşa ile aynı seviyedeler yani.

Ohrili Kemal ismini önemli kılan Çanakkale Arıburnu Cephesinde gösterdiği faydalardan ziyade, başta da bahsettiğimiz üzere 1947 senesinde dönemin Reis-i Cumhur’u İsmet İnönü’ye yazdığı mektuptur. Bu mektup nasıl olmuş da arşivlerimizde kalabilme başarısını göstermiş, nasıl olmuş da imha edilmekten kurtulmuş inanın ben de anlayamadım. Mektup halen arşivlerimizdeki yerini koruyor. Meraklısı için kod numarasını da vereyim: Cumhuriyet Arşivleri, 030-10-203-391-24. Hem de Latince yani transkriptasyona ihtiyaç olmadan rahatça okuyabilirsiniz. Osmanlıca kelime bilgisi zayıf olanlar için okkalı bir lügate ihtiyaç olduğunu da hatırlatalım. Ne hazin ve ne garip bir durum değil mi, yetmiş sene evvel yazılan bir yazıyı bile okuyup anlamak için lügate ihtiyaç duyuyoruz. Dilimizi bu hale getirenlerin kulakları çınlasın.

Mektup epeyce uzun. Ekleri ile beraber 11 sayfa. Ohrili Kemal, o dönem yaşamakta olduğu Cenevre’deki Segy Pansiyon’dan, Türkiye Cumhurreisi İsmet Bey’i çok önemli bir hususta ikaz ediyor. İkinci Cihan Harbinden galip çıkan İngilizlerle birlikte hareket etmenin, mutlak olarak yapılacak olan Üçüncü Cihan Harbi öncesinde, Türkiye adına yapılabilecek en iyi iş olduğunu uzun uzadıya anlatıyor. İngiltere’nin, zamanında Türklerin elinde bulunan Hilafetin gücünü kavramış olduğunu, 19. Yüzyılın sonlarına doğru Hindistan’da başlayan ve Müslüman Hintlilerle, Hinduların birlikte hareket etmesi ile İngiltere aleyhine dönen isyanı, Osmanlı halifesinin gücü ile ancak bastırabildiğini, bu hadise neticesinde Hilafetin tesirini anlayan İngilizlerin hedeflerine bir an evvel Hilafetin kaldırılmasını koyduklarını anlatan Ohrili Kemal, İngilizlerin, Hilafet ve Saltanat ilga edilmeden yani kaldırılmadan, Lozan Sulh Muahedenamesini imzalamadıklarını beyan etmektedir.

Ohrili Kemal mektubunda, İslam inancının esasından olan Hilafetin, ilga edilmesi ve akabinde İslami terbiyenin kaldırılarak, mekteplerde katiyyen yasaklanmasının, sadece Türkiye’de değil, tüm âlem-i İslam’da büyük bir hoşnutsuzluk meydana getirdiğini, herkeste büyük bir infiali deruni uyandırdığını, hele Türkiye’de dini teşkilat kaldırılıyor dendikten ve Halife bütün efrad-ı hanedan ile beraber memleketten hakaretle ve sefaletle çıkarıldıktan sonra, Patrikhane ve Hahamlığın varlığını devam ettiriyor olmasının, halk nezdinde büyük infiale meydan verdiğini anlattıktan sonra, sözlerine şu şekilde devam etmektedir: "Bu işlerin nereden ileri geldiği ve Lozan’da MUAHEDE-İ EVVELİYE (Lozan Anlaşmasından önce) imzalandığı herkesçe malum olduğu ve hele Lord Curzon’un Lozan Muahedesini müdafaa ederken neler söylediği dahi bilindiği için bundan tevellüt eden bütün çıplaklığı ile anlamak kabildir”.

Ohrili Kemal yazısının devamında Hilafetin tekrar Türk milletine kazandırılması ve bu kuvvetten istifade edilmesi gerektiğini anlatarak, bu işin nasıl olacağının formüllerini de veriyor. Ohrili Kemal ısrarla, Lozan’dan önce imza edilmiş olan 4 maddelik gizli bir anlaşmadan bahsederek, Hilafetin tekrar getirilmesi fikri zımnında şunu ifade etmektedir: "İngiltere, Türkiye ile münakid (imzalanmış) 4 maddeli Lozan Muahede-i evveliye-i hafiyesini (Lozan anlaşmasından evvelki gizli anlaşmayı), Türkiye ile müttehiden (birlikte) fesheder…” Ohrili Kemal bu sözlerle, bu gizli anlaşmanın İngilizlerle birlikte karşılıklı olarak feshedilmesinin, hem İngiltere ve hem de Türkiye için faydalarından bahsediyor.

Şimdi bu mektuptan anlaşılan şu; Türkiye 24 Temmuz 1923 tarihinde imza edilen Lozan Anlaşmasından önce, İngiltere ile gizli, 4 maddelik bir anlaşma yapmış ve bu anlaşma mucibince başta Hilafetin kaldırılması olmak üzere, birçok din karşıtı uygulamayı hayata geçirmeye dair İngilizlere söz vermiş. Ohrili Kemal bu hususun "herkesçe malum” olduğunu söylüyor ve anlaşma maddelerinin adedini bile veriyor. Mektubun tamamı okunduğunda anlattığı şeylerin tarihi vukuatla örtüşmekte olduğu da anlaşılıyor. Şimdi bazılarının "İyi ama hilafet Lozan anlaşmasından sonra ilga edildi” dediklerini duyar gibi oluyorum. Bu itiraz kısmen doğrudur ancak İngiliz parlamentosunun Lozan Anlaşmasını onaylama tarihinin, 3 Mart 1924’te yapılan Hilafetin ilgasından aylar sonra olduğunu hatırlatmam, herhalde bu husustaki itirazları bertaraf etmeye kâfidir.

Şimdi memleketim olan Konya’nın kıymetli milletvekillerine bir çağrı yapmak istiyorum. Bu çağrıyı yapmaya, bir seçmen olarak hakkım olduğunu düşünüyorum. Gelin Mecliste bir Araştırma Komisyonu kurulmasına öncülük edin. Ohrili Kemal’in tarihe mal olmuş, vesika mahiyetindeki mektubunda yer alan iddiaların araştırılmasını temin edin. İddiaların ve ortaya konulan mevzuların çokluğu sizi ürkütmesin, alın size bir kolaylık, önerge metnini de yazıyorum: "Ohrili Kemal isimli Osmanlı subayının 1947 senesinde, dönemin Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü’ye hitaben yazdığı ve cumhuriyet arşivlerimizde 030-10-203-391-24 kodu ile kayıtlı bulunan mektubundaki, Lozan Anlaşmasından evvel imzalandığını iddia ettiği 4 maddelik gizli anlaşma, iddia edildiği üzere yapılmış mıdır, yapılmışsa bu anlaşmanın tam metni nedir?”Sayın Milletvekillerimiz Ahmet Sorgun, Orhan Erdem, Leyla Şahin Usta, Tahir Akyürek, Halil Etyemez, Hacı Ahmet Özdemir, Selman Özboyacı, Ziya Altunyaldız, Gülay Samancı, Abdullah Ağralı, Mustafa Kalaycı, Esin Kara, Fahrettin Yokuş, Abdüllatif Şener, Abdülkadir Karaduman… Milletimiz hakikatleri öğrenmek istiyor. Bu meselede ortaya çıkacak olan hakikat sadece tarihi bir dönemin aydınlanmasına değil, geleceğe dönük siyasetin oluşturulmasına da ciddi katkı sağlayacaktır. Tarihe geçmek istiyorsanız, gelin bu tarihi meseleyi vuzuha kavuşturalım. Eğer bunu başarırsanız, bu millet sizi asla unutmayacaktır. Emin olunuz ki, yapacağınız en büyük hizmet de bu olacaktır. Buyurun size bir fırsat…