SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
Çakallara Kaptırmam
30 Ağustos 2018, Perşembe
"Azgın eşek sırt üstü düşer”. Bu sözü bendeniz sık sık kullanırım. Bir başka güzel söz daha var; "dirgeni yiyen sıpa, bir daha gelir mi sapa?” denir.

Merhum Necip Fazıl Kısakürek üstadımız, Sakarya Türküsü’nde; "benimse alın yazım yokuşlarda susamak” der. Evet gerçekten Müslüman Türk’ün alın yazısıdır yokuşlarda susaması.

Tüm peygamberler; Hakkı, hukuku, insanlığı, adaleti, sevgiyi, saygıyı…devreye sokmak için mücadele ettikleri sürece, bu güzelliklerden rahatsız olan şerler karşı çıkmış; "biz atalarımızı böyle yaparken gördük” diyerek, yanlışı savunmayı, kendilerine göre ilke olarak benşmsemişlerdir. Ama her seferinde hak karşısında yenilmişler, sırt üstü düşmüşlerdir.

Allah’ın kesin vaadi var; "yeryüzüne inananlar hakim olacaktır”. İnsanlığı kurtaracak olan sadece Allah’ın mesajlarıdır. Kur’an’a kulak tıkayan, gönül vermeyenlerin akıbeti hüsrandır. Kim, hangi ülke Rahmanı tanır, O’nun ilkelerini kendine rehber edinirse başarılı olmuştur ve başarılı olacaktır.

Dün olduğu gibi bugün de şer güçler toplanıp, Türkiye’yi hizaya getirmeye, diz üstü çöktürmeye ve parçalayıp yutmaya çalışıyor! Aynen Suriye’de yaptıkları gibi. Ama şimdiye kadar başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar. Bu ülkeyi çakallara kaptırmayız.

Türk’ün tarihi, şanla, şerefle dolu! Ağustos ayı, zaferler ayımızdır. Üç gün önce, Malazgirt zaferimizin yıl dönümünü kutladık. Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasının, Anadolu’nun Türkleşmesinin yıl dönümü, Bizans’ın, haçlıların zulmünden kurtulup, İslam’ın ve İslam’ın kahraman yiğitlerinin, adaleti, insan haklarını, hakkı ve hukuku üstün tutmalarının uygulamaya konulduğu şeref gününün yıldönümü!

Bu yurdu asla çakallara kaptırmayacağız; kimse heveslenmesin, kimse sevinmesin, "Türk’ü dize getireceğiz, yeneceğiz, özünden koparacağız…” diye. Ezelden, ebede kadar Türkiye, Anadolu kaldı ve Anadolu olarak devam edecektir.

Ey Anadolu Halkı!


Ey Anadolu halkı, sıkıntıya dalmayan,

Zor zamanda devletinin yanında olmayan;

Aklı satlık, kalbi satlık, ruhsuz bir yamaktır,

Gözü dönmüş, mankurt, mankafa ve de ahmaktır...

Gavur, dün de gavurdu, değişmez, öyle durur,

Gavurdan dost olmaz, Müslümana kin savurur.

Müttefik görünür ve alçakça hançerler hep,

Şerrini etrafa kusar, yokken hiç bir sebep.

Şerlere Osmanlı tokatı vurur, Tüm erler!

Aklınızı başınıza alın, bre gafiller,

Kuş kadar bile beyniniz yok mu, hey sefiller!

Dolarla ve avroyla mı korkutuyorsunuz?

Anamızdan dolarla mı doğduk, para ne ki?

Gavurun; parasından, malından, bana ne ki?

Ey Anadolu insanı, birazcık düşünün;

Bu millet, aç kalmayı, fakirliği de bilir,

Vatanı için hiç çekinmez, ölümse ölür.

Her evde; ne yiğitler, şehitliğe yatan... var,

Kanını vatan için, sebil eden satan var;

Cahitler, fatihler, hacerler... ölüme yatar.

Burası Türkiye’dir, Osmanlı diyarıdır,

Bu ayar; haçlılara Müslüman ayarıdır!



 

 

Çakallara Kaptırmam!

 

Bu vatan Anadolu, tarihim bunu söyler,

Çakallar yenemedi, Fatih’im bunu söyler.

Geçmişe bak istersen, yurduma Haç taktırmam,

Türkiye benim ülkem, çakallara kaptırmam!

 

Tarihte; şanım var, şöhretim var ve izim var…

İslam’dan aldığım; hep kahramanlık hızım var.

Adaletten şaşmam, insanlıktan hiç saptırmam,

Türkiye benim ülkem, çakallara kaptırmam!

 

Binlerceniz geliniz, ben korkarsam namerdim,

Bayrağım, Kur’an’ım için can veren Mehmet’im.

Asla, Ezanımı minarelerden kaldırmam,

Türkiye benim ülkem, çakallara kaptırmam!

 

 

Şehit verdi bu vatan, iman için, hars için,

Prim vermez haçlıya, gözü dönmüş hans için.

Yiğitlerim var benim, başkasına aldırmam,

Türkiye benim ülkem, çakallara kaptırmam!