SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
HAYAT, TOZPEMBE DEĞİL!
13 Eylül 2018, Perşembe
"Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz”, "Şükrederseniz artırırım, küfrederseniz, azabım şiddetli olur” buyurur Rabbimiz. Buyurur da, hangi birimiz buna uyar? Ne doğru dürüst bir şeyi kullanmayı biliyoruz, ne şükretmeyi! Sadece dilimizin ucuyla; "Allah”, "Peygamber”, "Kur’an, "Ezan”… diyoruz. Samimiyeti kaybettik. Hayatı; lay lay lom sanıyor, nerede akşam, orada sabah edince, "oh hayat bu işte!” diyerek hava atıyoruz.

Çokluktan dolayı şımardık. Şükrü unuttuk. Hamd etmek zaten defterimizde kayıtlı değil. Nasıl olsa en ucuz şey, çok konuşmak, herkesi eleştirmek, bol bol nutuk atmak... iş yapmaya, elimizi taşın altına sokmaya geldiği zaman, "yo, ben burada olamam. Bu, benim kariyerimi zedeler..." gibi laflar ederiz. Nasıl olsa günah keçisi bir hükümet var ortada! Her şeyi onun sırtına sararız, olur biter. Varsa yoksa Tayyip Erdoğan düşmanlığı! Çünkü bu, çok prim yapıyor. Batı kafalı medya bunu işliyor ya, bizde de batı hayranlığı yani gavurluk var ya! Türkiye batmış, haçlıların istilasına uğramış, dolar fırlamış, altın zirveye çıkmış...bunlar tuzu kuruların literatüründe olmayan şeyler.

Sosyal medyada; güzel ezan okuma yarışmaları, güzel Kur’an tilaveti yarışmaları...paylaşılıyor! Bunlar, tabii ki güzel ve yerinde.

Pekiyi; güzel ahlak, güzel davranış, iyi insan olma yarışmaları neden paylaşılmıyor? Neden; "ahlaklı insan olalım, iyi bir vatandaş olmanın yollarını arayalım...diye çabamız yok? Yoksa bu konuda samimi değil miyiz? Acaba yeteneğimiz mi yok?

 

HALA!

Hayatı tozpembe görmekten bıkmadınız mı?

Kalbi yaralılar, hep merhamet dilenirken,

Dünyayı ateşe atmaktan korkmadınız mı?

Ömür, sırça saraylarda safa sürmek değil,

Kırık tüm gönüllere merhem olmaktır hayat.

Bir kez de hayata bu gözle bakmadınız mı?

Neden hep Müslümanın dünyada kanı akar?

Haçlılar kenetlenirken, Müslüman ne yapar?

Lafla inanç olmuyor, hayat hiç çekilmiyor,

Lafı bırakıp, gönle kandil yakmadınız mı?

 

BİR TÜRLÜ!
Şimdi komşuluklar mevta oldu, mezarda,

İnsaniyet satılmıyor hiç bir pazarda

Dostluk, sevgi, muhabbeti kitap yazar da,

Gönüllere, kalbe girilmiyor bir türlü!

Hal hatır, mesajlarla soruluyor artık

Ticaret internetle görülüyor artık,

Atalar telefonla aranıyor artık,

Ruhlara, manaya girilmiyor bir türlü!

Asla kimsenin yüzüne bakamıyorlar,

Karşıdan gelene selam çakamıyorlar,

Yürüyemiyor, kaldırım çıkamıyorlar,

Telefonlar kalbe girmiyor bir türlü!

"Dur" denilen sözü hakaret sayıyorlar,

Yalan, iftirayı, mübarek sanıyorlar,

Hakka sırt dönüp, hep şeytanı arıyorlar.

Kul hakkı nedir, bilmiyorlar bir türlü!

Sabah olunca, erken kalkmayı bilmezler,

Akşamleyin dinlenip, yatmayı bilmezler,

Kafaları boş, bilgi satmayı bilmezler.

Bilgisizler, gönle giremiyor bir türlü!