SON DAKİKA
Nurettin BAY
Neden gastronomi şehri değiliz?
20 Ekim 2018, C.tesi
İlk kez, Kontv’deki "Yazın Konuşalım” programımızda dile getirdik. 

Konya neden DÜNYA GASTRONOMİ KENTİ olmasın? 

Günümüz insanı farklı tatlar, farklı sunumlar farklı yemekler peşinde. 

Yarım asırdan buyana insanları tek düze yiyeceklere mahkûm etmeye çalışan anlayış yavaş yavaş değişiyor. 

Fast Food yemek alışkanlığının sağlığa verdiği zararlar göz önünde. Amerika’nın Hamburgeri de İtalya’nın Pizzası da İngiltere’nin Sandwiç’i de eskisi kadar ilgi görmüyor artık. Doktorlar ısrarla bu tür yemeklerden kaçınmamız gerektiğini anlatıyor.

Süreci fırsata çevirmek için zemin uygun. 

Gaziantep bu fırsattan yararlanan Türkiye’nin ilk şehri oldu. Bu şehri Hatay izledi. Gazianteplileri ve Hataylıları tebrik etmek lazım. Hak ediyorlar. 

Konya’nın Gaziantep’ten, Hatay’dan geri kalır tarafı ne? Bence bırakın geri kalmayı fazlası bile var. Yemek çeşitliliğinde ve damak tadında daha iyi olduğumuzu iddia ediyorum. 

Yanlış anlaşılmasın. Mesele Gaziantep veya Hatay değil. Ben sadece teşvik olsun diye böyle yazıyorum. Yoksa her iki il de Gastronomi şehri olmayı hak ediyor. 

Konya’nın Gastronomi şehir olmaması için bir neden yok. Konya zaten zengin bir mutfak şehri. Biz sadece UNESCO’ya başvurumuzu yaparak, DÜNYA GASTONOMİ ŞEHRİ olmak için çalışacağız. 

Nereden mi aklıma geldi?  Meram Belediyesinin geçenlerde düzenlediği "Ateşbaz-ı Veli Aşçı Dede Mutfak Kültürü Günleri” etkinliklerini takip ederken, neden böyle bir çalışma yapmadığımızı düşündüm. Meram Belediyesini, Ateşbaz-ı Veli’ye sahip çıktığından dolayı tebrik etmek de lazım ayrıca… 

Gastro Yunanca’da mide, namos ise kanun-kural anlamına geliyor. Gastronomy kısaca yemek kanunu demek. Gastronomi, kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplin olarak da tanımlanıyor.  

Gastronomi şehri olabilmek için bazı kriterler var. Yemek çeşitliliği, yerel kültür zenginliği, yemek kültürü ile ilgili etkinlikler, geleneksel mutfak uygulamaları, geleneksel gıda marketleri, geleneksel gıda endüstrisi, eğitim kuruluşları ile (üniversiteler) ortak çalışmalar ve aşçılık okullarına sahip olmak bu kriterler arasında yer alıyor. Bu kriterlerin tamamını karşıladığımızı düşünüyorum. 

Selçuklu yemekleri ile tarihi bir derinliğe, Mevlevi anlayışı ile muazzam bir mutfak kültürüne sahibiz. Bu zenginliğimizi taçlandırmamız gerekiyor. 

Bildiğim kadarı ile BM, UNESCO nezdinde bugüne kadar böyle bir başvurumuz olmadı. Olması halinde fazla zorlanmadan Türkiye’nin üçüncü Dünya Gastronomi Şehri Konya olabilir. 

Dünya’da bu özelliğe sahip çok az sayıda şehir var. UNESCO DÜNYA GASTRONOMİ ŞEHRİ olmamızın başta Turizm olmak üzere Konya’ya çok büyük katkılarının olacağı şüphe götürmez bir gerçek.