SON DAKİKA
İbrahim Arıcı
Sarı Yelekliler
12 Aralık 2018, Çarşamba
Adalet, eşitlik, hürriyet, özgürlük, onurlu mücadele, adil paylaşım, emek… Tüm bu söylemler tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de sıkça kullanılan, özellikle sol kesimin kullandığı argümanlar. Baktığınız zaman gerçekten her toplumun istediği, kimsenin itiraz etmeyeceği haklar. Lakin özellikle Türkiye’de bu söylemlere karşı sadece bir kesimin söylediği ve bu kesiminde Türkiye’nin kaymak tabakasını oluşturması akıllara soru işaretleri oluşturuyor. Twet atan, yeşil kapla poz veren, chavera tişörtü giyen, eylemlerde en ön safta yer alan ancak müdahale sırasında hiç görünmeyenlerin gece barlarda, yazın Bodrumlarda, Havai Adalar’ında balayında, Paris’te kahvaltılarda, sevgilisiyle en pahalı şaraplar eşliğinde akşam yemeklerinde, milyonluk pırlantalı hediye yüzüklerin havada uçuştuğunu görünce sormadan edemiyorum. Hani emek? nerde adil paylaşım? Siz hiç bu cenahı bir garibanın evinde gördünüz mü? Bir işçi konseri düzenlediğini gördünüz mü? Gariban ailelerin çocukları sünnet olunca bir şenlikte gördünüz mü? Soruyorum bu organizasyonlar için 1 kuruş almadan gelen bir sanatçı var mı? Bir yazar, bir gazeteci, bir iş adamı, bir aydın var mı? Haksızlık etmeyelim tabi bazı kuruluşların onur konuğu olarak gittikleri doğrudur. Bu davetler balo gibi tüm şıklıkların sergilendiği davetler. "Yardım amaçlı katıldık” dedikten sonra sahneye çıkıp1-2 kelimeyle dünyayı değiştirdiklerini sanan muhteşem varlıklar! Paris’i gördükten sonra iştaha gelen bu muhteşem varlıklar el altından yine kaşımaya başladılar. Kırmızılı kadınlara, piyano çalanlara, duranlara, içenlere, yazanlara mesajlar veriliyor alttan alta. Sokağa çık hakkını ara. Yık, yak, devir, parçala. Mutlaka kan akmalı, mutlaka yerde birileri sürünmeli ki Avrupa’dan da canlı yayın desteği gelsin. Siyasetten de destek gelmeli. Yakında Kılıçdaroğlu ve Hdp’li terörist seviciler "Diktatör” söylemine başlarlarsa sakın şaşırmayın. Emekçilerin emeğini sömüren sendika başkanları purolarını yakıp gelişmeleri yakından takip ederler hiç merak etmeyin. Zamanında "Mesele sadece gezi değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?” diyenlerin hak arama dertleri olmayacaktır. Özellikle provokasyon havasının koktuğu bu günlerde dikkat etmek gerekir. Oyuna gelmeyecek ferasetli bir milletiz lakin içimizde bunu bir hesaplaşma gibi gören, duvarlara "Zulüm 1453’te başladı” yazan Bizanslılar çok emin olun. Bu ülkede 2. Gezi heveslileri boş durmayacaktır. Hayatında eline küreği eline almamış, alnında teri olmayanlar, gece ayazda kalmayanlar, otobüse binmeyenler, her ayrıcalığı kendinde görenler yine çıkıp emekten söz edecekler. Çakallar puslu havayı çok severmiş. Sarı yelekleri bilmem ama 15 Temmuz’da kefenini giymiş milyonlar gördük biz. Dikkat edin de puslu havada onlara denk gelmeyin. Eyvallah.