SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Radikal Solun Geldiği Nokta
28 Aralık 2018, Cuma
On altı yıllık AK Parti döneminde bu toplum büyük bir zihniyet dönüşümü yaşadı. Bundan birkaç sene önce başörtüsü yasağının devamı için Anayasa Mahkemesinin kapısını aşındıranların bugün sesleri çıkmaz oldu, başörtüsünü sorun yapmaz oldular. Üniversite öğrencilerine bile başörtü takmayı çok görenler, başörtüsünü laikliğe aykırı bulanlar, bugün hanım polisin, askerin ve hakimin başörtüsü takmasına siyaseten de olsa karşı çıkmaz oldular. Bu ülkenin radikal solcuları, bu halkın değerlerini gericilik olarak görenler, bu halkı "göbeğini kaşıyan adamlar” diye küçümseyenler, alaya alanlar, bu halkın bin yıllık yaşam tarzına saygı duyar oldular. Özellikle belediye başkan adaylarını muhafazakar ve dindar bilinen insanlardan seçmeye başladıklar.

Evet, Sayın Erdoğan ve onun kurduğu Ak Partinin bu memlekete en büyük iyiliği, radikal solcuları, laikçileri merkeze çekmek oldu. Büyük şehirlerin hemen hepsinde her parti, dinine- diyanetine bağlı, halkın değerlerine bağlı ve saygılı, camide- cemaatte görünen, herkesi kucaklayan, dindarı ve başörtülüyü dışlamayan, hatta onları baş üstüne koyan insanları belediye başkan adayı gösterdi. CHP ve HDP gibi sol kulvardaki partiler artık anladı ki, bu milletin değerlerine sahip olmayan, saygı duymayan bir cumhurbaşkanı veya bir belediye başkan adayının kazanma ihtimali yok.

Cumhurbaşkanlık seçiminde olduğu gibi, belediye başkanları seçiminde de artık kümelenmeler ve ittifaklar kuruldu, yüzde yirmi- yirmi beş oyla başbakan veya belediye başkanı olunduğu yıllar geride kaldı. Artık sağdan olsun, soldan olsun belediye başkanları bu milletin değerlerine inanan insanlar olacak. Artık belediye başkanlarımızı iftar sofralarında, camilerde sık sık görebileceğiz. Artık kıyasıya bir seçim yarışı olacak, yüzde ellinin altında oy alanların seçilme şansı çok azalacak. Artık partiler arasındaki mesafe kısalacak, birbirine yakınlaşmak, dayanışmak, seçim koalisyonu kurmak zorunda kalacaklar. Artık adayların her birisi "ben laikçiyim demeyecek, aksine ben de dindarım, dindar bir ailenin çocuğuyum, ben de başörtülü hanımlara saygılıyım, benim de en azından annem başörtülü” diyecek. Boy boy aile resimleri çektirip kendilerinin muhafazakar kimliklerini halka gösterecekler. Nitekim CHP’nin İstanbul adayında bunları gördük.

Bu memlekette daha on yıl önce hanımı başörtülü cumhurbaşkanı olur mu diye birileri itiraz ediyordu. O itiraz edenler bugün, hanımları veya anneleri başörtülü olan insanları belediye başkanı adayı göstermekte beis görmüyorlar, hatta bu tür muhafazakar adayları tercih ediyorlar, böyle aday göstermek için yarışıyorlar.

Evet, ne kadar şükretsek azdır. Bu kadar bir zihniyet dönüşümü küçümsenecek bir olay değil. Ak Parti iktidarlarının en büyük hizmeti bu zihniyet dönüşümünü sağlamak olsa gerek.

Radikal solcuların , hatta ateist geçinenlerin, din karşıtlarının oy verdiği CHP, bugün Ankara’da olsun, İstanbul’da olsun, sağ cenahtan gelen, kendisi ve ailesi yıllarca sağ partilerin içinde yer alan insanları belediye başkan adayı gösterdi. CHP’nin İstanbul Büyükşehir adayı Ekrem İmamoğlu’nun babası ANAP’ın önde gelen siyasetçilerinden. Bütün aile efradı da dindar insanlar, kendisi de camide, cemaatte görülen insan. Aile yapısını ve kimliğini hiç saklamıyor, hatta muhafazakar kimliğini öne çıkarıyor. Yine CHP’nin Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı eski MHP’li Mansur Yavaş. Birkaç gün öncesine kadar CHP üyeliği de yok. Her iki aday da partiler üstüyüm diyor, CHP’lilik kimliğine çok yakın durmuyorlar.

Evet, CHP’yi Merkeze çeken, sağcı bir çizgiye yaklaştıran, adaylarını sağ tandanslı insanlardan gösterten, radikal solculuğu, katı laikliği tarihin çöplüğüne attıran, Türkçe ezanı savunanı dahi partisinden kovduran güç, Ak Partidir ve Ak Partinin getirdiği cumhurbaşkanlığı sistemidir. Artık yeni sistemle ve zihniyet dönüşümüyle birlikte, bu memlekette radikal solculuk yapanın, katı laikliği savunanın, dine- diyanete soğuk bakanın, dinini yaşayanlara saygısız davranan bir insanın cumhurbaşkanı da, belediye başkanı da olması mümkün değil. Ak Parti iktidarları ve Sayın Erdoğan bunu başardı. Artık ırmak geriye akıtılamayacak. Okullara konulan seçmeli Kur’an dersleri kaldırılamayacak. Artık CHP’li belediyelerde bile başörtülü hanımların çalıştığını göreceğiz. Artık kimse halkın diniyle, günlük yaşam tarzıyla uğraşmayacak. Hatta bu milletin değerlerine aykırı davranan, aykırı giyinen, aykırı düşünen, aykırı yaşayanlar dışlanacak. Eski radikaller, darbe çığırtkanları, modern yaşam tarzıma müdahale ediliyor diye bağıranlar marjinal bir grup halinde kalacaklar, çok sesleri çıkmayacak. Hasılı eski çamlar bardak oldu, köprünün altından çok sular aktı diyebiliriz.
On altı yıllık AK Parti döneminde bu toplum büyük bir zihniyet dönüşümü yaşadı. Bundan birkaç sene önce başörtüsü yasağının devamı için Anayasa Mahkemesinin kapısını aşındıranların bugün sesleri çıkmaz oldu, başörtüsünü sorun yapmaz oldular. Üniversite öğrencilerine bile başörtü takmayı çok görenler, başörtüsünü laikliğe aykırı bulanlar, bugün hanım polisin, askerin ve hakimin başörtüsü takmasına siyaseten de olsa karşı çıkmaz oldular. Bu ülkenin radikal solcuları, bu halkın değerlerini gericilik olarak görenler, bu halkı "göbeğini kaşıyan adamlar” diye küçümseyenler, alaya alanlar, bu halkın bin yıllık yaşam tarzına saygı duyar oldular. Özellikle belediye başkan adaylarını muhafazakar ve dindar bilinen insanlardan seçmeye başladıklar.

Evet, Sayın Erdoğan ve onun kurduğu Ak Partinin bu memlekete en büyük iyiliği, radikal solcuları, laikçileri merkeze çekmek oldu. Büyük şehirlerin hemen hepsinde her parti, dinine- diyanetine bağlı, halkın değerlerine bağlı ve saygılı, camide- cemaatte görünen, herkesi kucaklayan, dindarı ve başörtülüyü dışlamayan, hatta onları baş üstüne koyan insanları belediye başkan adayı gösterdi. CHP ve HDP gibi sol kulvardaki partiler artık anladı ki, bu milletin değerlerine sahip olmayan, saygı duymayan bir cumhurbaşkanı veya bir belediye başkan adayının kazanma ihtimali yok.

Cumhurbaşkanlık seçiminde olduğu gibi, belediye başkanları seçiminde de artık kümelenmeler ve ittifaklar kuruldu, yüzde yirmi- yirmi beş oyla başbakan veya belediye başkanı olunduğu yıllar geride kaldı. Artık sağdan olsun, soldan olsun belediye başkanları bu milletin değerlerine inanan insanlar olacak. Artık belediye başkanlarımızı iftar sofralarında, camilerde sık sık görebileceğiz. Artık kıyasıya bir seçim yarışı olacak, yüzde ellinin altında oy alanların seçilme şansı çok azalacak. Artık partiler arasındaki mesafe kısalacak, birbirine yakınlaşmak, dayanışmak, seçim koalisyonu kurmak zorunda kalacaklar. Artık adayların her birisi "ben laikçiyim demeyecek, aksine ben de dindarım, dindar bir ailenin çocuğuyum, ben de başörtülü hanımlara saygılıyım, benim de en azından annem başörtülü” diyecek. Boy boy aile resimleri çektirip kendilerinin muhafazakar kimliklerini halka gösterecekler. Nitekim CHP’nin İstanbul adayında bunları gördük.

Bu memlekette daha on yıl önce hanımı başörtülü cumhurbaşkanı olur mu diye birileri itiraz ediyordu. O itiraz edenler bugün, hanımları veya anneleri başörtülü olan insanları belediye başkanı adayı göstermekte beis görmüyorlar, hatta bu tür muhafazakar adayları tercih ediyorlar, böyle aday göstermek için yarışıyorlar.

Evet, ne kadar şükretsek azdır. Bu kadar bir zihniyet dönüşümü küçümsenecek bir olay değil. Ak Parti iktidarlarının en büyük hizmeti bu zihniyet dönüşümünü sağlamak olsa gerek.

Radikal solcuların , hatta ateist geçinenlerin, din karşıtlarının oy verdiği CHP, bugün Ankara’da olsun, İstanbul’da olsun, sağ cenahtan gelen, kendisi ve ailesi yıllarca sağ partilerin içinde yer alan insanları belediye başkan adayı gösterdi. CHP’nin İstanbul Büyükşehir adayı Ekrem İmamoğlu’nun babası ANAP’ın önde gelen siyasetçilerinden. Bütün aile efradı da dindar insanlar, kendisi de camide, cemaatte görülen insan. Aile yapısını ve kimliğini hiç saklamıyor, hatta muhafazakar kimliğini öne çıkarıyor. Yine CHP’nin Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı eski MHP’li Mansur Yavaş. Birkaç gün öncesine kadar CHP üyeliği de yok. Her iki aday da partiler üstüyüm diyor, CHP’lilik kimliğine çok yakın durmuyorlar.

Evet, CHP’yi Merkeze çeken, sağcı bir çizgiye yaklaştıran, adaylarını sağ tandanslı insanlardan gösterten, radikal solculuğu, katı laikliği tarihin çöplüğüne attıran, Türkçe ezanı savunanı dahi partisinden kovduran güç, Ak Partidir ve Ak Partinin getirdiği cumhurbaşkanlığı sistemidir. Artık yeni sistemle ve zihniyet dönüşümüyle birlikte, bu memlekette radikal solculuk yapanın, katı laikliği savunanın, dine- diyanete soğuk bakanın, dinini yaşayanlara saygısız davranan bir insanın cumhurbaşkanı da, belediye başkanı da olması mümkün değil. Ak Parti iktidarları ve Sayın Erdoğan bunu başardı. Artık ırmak geriye akıtılamayacak. Okullara konulan seçmeli Kur’an dersleri kaldırılamayacak. Artık CHP’li belediyelerde bile başörtülü hanımların çalıştığını göreceğiz. Artık kimse halkın diniyle, günlük yaşam tarzıyla uğraşmayacak. Hatta bu milletin değerlerine aykırı davranan, aykırı giyinen, aykırı düşünen, aykırı yaşayanlar dışlanacak. Eski radikaller, darbe çığırtkanları, modern yaşam tarzıma müdahale ediliyor diye bağıranlar marjinal bir grup halinde kalacaklar, çok sesleri çıkmayacak. Hasılı eski çamlar bardak oldu, köprünün altından çok sular aktı diyebiliriz.