SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Dava Adamı Olmak Kolay Değil
16 Ocak 2019, Çarşamba
Kırılgan, alıngan, somurtkan ve unutkan bir toplum olduk. Vefayı unuttuk, sefaya daldık. Ulaşmak istediklerimize ulaşamayınca kimimiz hayata küsüyor, kimimiz partisine küsüyor, kimimiz yukarıdaki siyasetçiye küsüyor. Dava deyip de havalara girenleri, havası gidince de karar vericileri yuhalayanları görüyoruz.

Geçen bir yazımda "küsmek yok yola devam” demiştim. Bakıyorum da aday adayı olup da adaylığa seçilemeyen arkadaşlarımızın sitemlerinden geçilmiyor. Daha dün Ak Partiyi göklere çıkaran, Sayın Erdoğan’ın önünden geçmeyen, Ak Parti hükümetleri sayesinde makam ve mevkiler gören, idarecilikler yapan, güzel işler bulup çalışan, Ak Parti hükümetleri döneminde belli maddi imkanlara kavuşan arkadaşlarımız, aday olamayınca esip gürlüyor, "hizmet sevdamı içimde bıraktılar, yazıklar olsun, artık aktif siyaseti bırakıyorum, siyaseti de batsın, partisi de batsın” diyor.

Maalesef insanoğlunda "nefis” veya "ego diye bir gerçek var. Egosunun esiri olan herkes belli makamlara sadece kendisini layık görüyor, benden sonrası tufan diyor. Ak Parti sayesinde çıkılabilecek en yüksek makamları gördüğü halde, o makamdan gidince Ak Partinin kuyusunu kazan insanları gördük. Bu tür insanlar varsa, kabahat siyasette mi? Siyaset acımasız, siyaset nankör olabilir ama siyaset kirli değildir. Siyaseti kirli yapan, biz insanlardır, egosuna hakim olamayan, siyaseti geçim kapısı gören bazı siyasetçilerdir. Siyaset, insana hizmet sanatıdır, gönüllerde yer etme, hayallerimizi, ideallerimizi gerçekleştirme yoludur. Siyaset gönül yapma ve dua alma mesleğidir. Herkes siyasetçi olamaz, çünkü siyaset uykusuzluğu gerektirir, fedakarlığı gerektirir, harcamayı ve paylaşmayı gerektirir, vefayı ve sabretmeyi gerektirir. Kırılmamayı, yorulmamayı, eleştirilere göğüs germeyi gerektirir. En önemlisi de için kan ağlasa dahi gülümsemeyi gerektirir. İşte bunu yapamayanlar sabun köpüğü gibi siyaseti bir dönem yapıp el ve yüzlerine bulaştırıp bıraktılar, isimleri- cisimleri unutuldu. Kısa siyasi tarihimiz bu örneklerle doludur.

Yüce bir davamız var, biz de bu davanın neferleriyiz. Nefer olmak itaati gerektirir. Maalesef önümüzdeki büyükler bizi adaylığa seçmeyince geçmişi çabucak unutuyoruz, dava adamlığımız falan kalmıyor, partinin kurucularını yerden yere vuruyoruz.

Şayet dava adamıysak, şu aşamada sitem etme, öfke duyma ve bu öfkemizi açığa vurma zamanı değil. Yanlış varsa sitemimizi, eleştirimizi seçim sonuna bırakalım. Bir davası olmayan CHP’liler bile partilerinden kovuluyorlar, dövülüyorlar ama küsmüyorlar, partinin arka kapısından girip siyasete devam ediyorlar. Kendisini dava adamı gören bizlere ne oluyor!

Bundan sonraki aday seçimleri için bir önerim olacak. Önce yalancı-sahte bir liste yayınlayarak aday adaylarının tepkilerini ölçmeli; sitem edenleri, yerden yere vuranları elemeli, "nasip değilmiş, başka hizmet yolları da var” diyenler ve asla küsmeyenler aday yapılmalı.

Evet, bir ilçede beş- on tane aday olabiliyor. Hepsi de birbirinden güzel, yetenekli, tecrübeli. Bu adayların çoğu ilk defa partinin kapısından girmişse, içlerinden biri de Ak Parti kurulalı beri bu partinin farklı kademelerinde görev almışsa elbette adaylıkta öncelik bunun olmalı. Siyaset bu, ahbap -çavuş ilişkileri de rol oynar, birinin referansı daha güçlü olur ve aday yapılır. Dava adamına düşen, seçilene destek olmaktır. Partimizin seçtiği adayın açık yanlışı varsa, parti gözetmeden daha layık bir adaya oy vermek dava adamlığımıza zarar vermez. Bizi seçmediler diye sitem etmek, yolları ayırmak dava adamına yakışmaz.

Hazreti Ömer, çok başarılı bir komutan olan, girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen Halit bin Velid’i görevden alıp Ebu Ubeyde bin Cerrah’ı kumandan yapmış, Halit bin Velid de bir nefer olarak yeni kumandanın emrine girmiştir. Şüphesiz onlar sahabi, geniş yürekli, dünyayı arkalarına atmış insanlar. Hiç olmazsa onlardan ders çıkarmalı, dava adamına yakışanı yapmalıyız. Büyüklerimiz ne demiş, "kadere inanan kederden emin olur”.

Parti içinde yanlış yapan, nefsi hareket eden, lideri yanlış bilgilendiren yok mu? Elbette her partide olduğu gibi Ak Partide de hesapçılar var. Pireyi deve yapıp on altı yıllık hizmeti görmezden gelemeyiz. Bizi aday yapmadı diye nimetini ve hizmetini gördüğümüz partiyi yerden yere vuramayız. Bugün için Ak Partinin alternatifi görülmüyor. Geride daha çok yapılacak var.