SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
Asım’ın Nesli’nin Dilinden Tarık Buğra’nın Politikaya Bakışı
02 Mart 2019, C.tesi
Âsım’ın Nesli

Dimdik ayakta, Âkif’in düşündüğü "Âsım’ın nesli",

Ezelden, ebede susmayacak Hakkın ilahi sesi!

"Anadolu mektebi" gençlere şuur veriyor,

Her bir gencimiz bizlere gurur veriyor!

"Âsım’ın nesli" bir sembol, dünden yarına,

Adım adım, dalga dalga yayılıyor her yana!

Bir zaman; "Bacıyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum, Gazıyan-ı Rum” vardı. Hepsinin de amacı; "İlayı kelimetullah”ı dünyaya ulaştırmaktı. Bu anlayış, her çağda, her dönemde varlığını sürdürdü. Her ne kadar ismi aynı olmasa da, yaptıkları görev aynıydı.

Bu gönül ehli insanlar; ev ev, şehir şehir, diyar diyar dolaşarak, kendimizi anlatıyor, islam’dan söz ediyor, kendi kültürümüzün unutulmaması için çaba harcıyordu.

Bendeniz, "Anadolu mektebi” ni de bu insanlara benzetiyorum. Zira bu gönül insanları adeta "âsım’ın Nesli” misalidir. Her zaman takdir etmişimdir. Çünkü gençlerimize, milli, dini, ahlaki…ruh vermenin çabası içinde. Bunu nasıl mı yapıyor? İçimizden yetişen, tamamen yerli ve milli olan yazar, şair ve kültür adamlarını tanıyarak, topluma tanıtarak; "yazar Okumaları” adıyla yoluna devam etmektedir.

Böyle bir güzelliğe imza atan, başta Sami Güçlü ve ekibini tebrik ederim. Yine bir güzel insanı, güzel insanlardan dinleme fırsatı bulduk Aydınlar Ocağı’nda.

Aydınlar Ocağı Selçuklu Salı Sohbetleri’nde; Vefatının 25. Yılı münasebetiyle gazeteci-yazar ve romancı Tarık Buğra dile geldi.

Şimdiye kadar; Mehmet Âkif, Mustafa Kutlu, Cengiz Aytmatov, Ahmet Hamdi Tanpınar okumaları yapıldı. Yazar Okumalarına Hindistan ve Mali’den yabancı öğrenciler de katıldı.

Tarık Buğra, milletimizin büyük sancılar çektiği savaşın açtığı yaraların hâlâ taze olduğu toplumumuzda siyasi, ekonomik, kültürel olayların insanlar üzerindeki etkisini en güzel şekilde anlatmıştır. Memleketini, değerlerini, kültürünü seven ve bunun için yazan bir insandır. "Politika Dışı” adlı eserinde politikayı "devleti yönetme usul ve felsefesi”, politikacıyı ise; "bu usul ve felsefeyi oy sahiplerine anlatıp kabul ettirme mesleğinin adamı” olarak tanımlar Buğra. Buğra, hiçbir zaman basmakalıp düşünceler ile ideolojilerin takipçisi olmamış, edebiyatta, sanatta ve siyasette "kafa bağımsızlığını” savunmuştur. Buğra’nın asıl eleştirdiği ve karşısında durduğu konu; kötü politikacı ve yanlış politika olmuştur.

Buğra bir yazısında kötü politikacıyı "Kötü ve yeteneksiz politikacı, insanlar arasındaki düşünce, inanç ve anlayış ayrılıklarından beslenir. Bu yüzden de anlaşmazlıklarımızı körükler ve onları husumetlere, düşmanlıklara dönüştürmeye çalışır. Politika elbette önemli. Hem de çok önemli. Buna inanıyorum. Ama ben, politikadan ibaret değilim. Yaşayışıma yaptığı etkiler yüzünden kendimi politikaya kaptırıp gidersem herşey politika olup çıkar. Ben de politikanın esiri, politikacının uydusu olur çıkarım. Bir millet herşeyi politikaya veya politikacıya bağladı mı politikacıya da herşey vız gelir. Oy içindir artık herşey. İktidar olmak veya iktidar yıkmak veya iktidarda kalmak içindir herşey. Biz bunu yaşadık, gördük. Geçmişe dönüp baktığımızda da toplumumuzda yaşanan ayrışmaların, kardeşin kardeşe kırdırıldığı yıkıcı ve yıpratıcı olayların, sağ-sol çatışmalarının temelinde kötü politika olduğunu görebiliyoruz.

Toplumu Kötü Politikacılar Politize Ediyor.Yapılan kötü politika ve kötü politikacılar yüzünden insanlar politize olmakta. Yani hayatın her alanında edebiyatta, sanatta, evde, kahvehanede, okulda, sokakta her yerde herkes politika kavgasına düşmüştür. Buğra’nın tabiriyle "ülkeyi kurtarma seferberliği”ne girişerek hem kendimize hem de milletimize zarar vermekteyiz. Buğra, aklımızı başımıza devşirip kötü politikacının kuklası olmamamızı söylemiştir. Bunun içinde gerekli olanın ilme, fenne, sanata yönelmek olduğunu belirtmiştir.


 

İdeal Gençlik!

Bir grup gençlik gördüm bugün camide,

Hepsinde heyecan, hepsinde tebessüm,

Huşu içinde namaz kılıyor, hepsi nadide!

İdeal gençlik, boydan boya edeb timsali,

"Âsım’ın nesli” bunlar, Âkif misali!

 

El bağlıyor, kıyama duruyor,

Kıraat ediyor, tefekküre eriyor,

İlahi mesajla huzura varıyor,

İşte bu, gönüllere inşirah veriyor!

 

Namazı camide bırakmıyorlar,

Gönül almaktan, selamdan bıkmıyorlar,

Rahman’a söz vermiş, harama bakmıyorlar,

Nefislerine hakim, yasağa akmıyorlar.