SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
Her Eve Ziya Gerek
08 Nisan 2019, Pazartesi
İnsanlar kendi ışığını kendisi yakar, söndürür,

Karanlık, Ziya sayesinde varlığını sürdürür.


 

"Toplumun din ilimlerinde uzmanlaşmış âlimlere ihtiyacı olduğu kadar fen ve edebiyat alanlarında yetişmiş bilim insanlarına da ihtiyacı vardır. Bu vasıfların hepsi Şeyhzâde Ahmet Ziya Efendi’de toplanmıştır. İbrahim Hakkı Konyalı, Hacıveyiszâde Mustafa Sabri Efendi gibi sayısız öğrenci yetiştirerek onları çalışmaya teşvik etmiş ve onlara öğrenmeyi öğretrmiştir.”

Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Dr. İsmail Bilgili "Şeyhzâde AhmetZiya Efendi” yi anlattı.

Öğrencisi Hacı Veyiszâde Mustafa Efendi; "Şeyhzâde Ahmet Ziya Efendi sadece Konya’nın değil, dünyanın ziya’sı bir insandı. Her eve bir ‘Ziya’ lazım” dermiş.

Ziya Efendi; "Dedesi Muhammed Kudsî el-Bozkırî vasıtasıyla Horasanlı Molla Said Horasanî’ye, oradan da Hz. Peygambere ulaşır. Melikşah’ın oğlu Sultan Sencer, Horasanî’yi 12. asırda Anadolu’ya göndermiştir. Horasanî, beraberindeki 18 aile ile önce Karaman’a sonra da Konya’ya gelmiş, oradan da Bozkır bölgesine yerleşmiştir. Çavuş kasabasında medfun Memiş Efendi diye bilinen Muhammed Kudsî’nin, anne tarafından da Ödemişli Hasan Kudsî Efendi’nin torunudur.

Bahattin Efendi’nin oğulları; Zeynel Abidin, Mehmet Rıfat ve Ziya Efendi’dir. Babası, Memiş Efendi’nin büyük oğlu ve halifesi olmasından dolayı kendisine Şeyhzâde denilmiştir.

Eğitimini Konya ve İstanbul’da tamamlayan Ziya Efendi hayatını eğitime ve toplum ıslahına adamış, 1920’de zorunlu olarak gittiği Hicaz’da 1923’te 49 yaşında iken Mekke’de vefat etmiştir. Babası Muhammed Bahaddin ilk eğitimini babasından aldıktan sonra1862 yılında ailesiyle birlikte Bozkır’dan Konya’ya hicret etmiştir. Merkez Bankası’nın bulunduğu yerde, Vali Ebubekir Sami Paşa tarafından 1845 yılında yaptırılan Bekir Sami Paşa (Paşa Dairesi) Medresesine, Himmet Efendi’den sonra müderris olmuştur. Bâ‘isü’l-Mağfire fî Beyâniakvâli’l-Vahde ve "İkâzü’n-na‘imîn ve Tenbîhu’l-Gâfilîn” adlı eseri vardır.

Ziya Efendi’nin 40 yaşlarında Rauf Efendi’nin kızı Azime Hanım ile evlendi; Bedriye isminde bir kızı, 24 yaşında İstanbul’da vefat ettiği için soyu devam etmedi. Konya’daki eğitim kurumlarının kapatılması üzerine 1920 yılında Medine’ye hicret eden Ziya Efendi, Medine’de kadılık yaptıktan sonra 25 Mayıs 1923’te Mekke’de vefat etmiştir. Kabri, Mekke Cennetü’l-Mualla Kabristanı’ndadır.

İlk ilmî ve tasavvufi eğitim ve terbiyesini babasından ve Hasan Kudsî Efendi’den alan Ziya Efendi tahsilini tamamlamak için İstanbul’a gittikten sonra dinî ve edebî ilimlerle birlikte fen ilimlerini de öğrenen Ziya Efendi, Islah-ı Medâris-i İslâmiye Medresesinde müderrislik yaptı.

İslam Hukuku dersleri ile birlikte Cebir, Fizik, Kimya ve Astronomi dersleri de vermiştir. Islahı Medaris müderrisliği esnasında Darü’l-Fünun’un bir şubesi olarak 1908 yılında Konya’da açılan Hukuk Mektebinde 1909 ile 1913 yılları arasında müderrislik yapmıştır. Islah-ı Medâris-i İslâmiye’nin 1915 yılında öğrencisiz bırakılması, 1917 yılında kapatılması üzerine ağabeyi Zeynel Abidin Efendi ve halktan bir gurubun desteği ile Dâru’l-İrfan Şirketi’nin kuruluşunda bulunmuştur. Konya’da kurulan ilköğretim seviyesinde beş yıl süreli ilk erkek özel okul hüviyetindeki okul 1927 yılında kapatılmıştır.

İbrahim Hakkı Konyalı, Hacıveyiszâde Mustafa Sabri Efendi gibi öğrencileri yetiştiren Hâdimî’nin devam ettirdiği aklî ve naklî ilim birlikteliğini savunan gelenekten gelen Ziya Efendi, Konya’daki birçok eğitim kurumunda hocalık yaparak ilmi ve ahlâkıyla örnek olmuştur. Öğrencileri, onun hakkında şu ifadeyi kullanır;

-"Ders sofrasında irfan dağıtan, sadece yaşadığı dönemin değil, birçok asrın yetiştiremediği her ilme vâkıf yüce bir dâhî, nadide bir âlim”dir.

Ziya Efendi öğrencilerle yakından ilgilenir, onları çalışmaya teşvik eder ve onlara adeta öğrenmeyi öğretmiştir. Eğitimde ciddiyete önem verir, dersini hazırlamayanı veya bir önceki dersi mütalaa etmeyerek gelmeyi hoş karşılamazmış. Vaktin çok kıymetli olduğuna vurgu yaparmış.

Mahalle mektebinden sonra medrese tahsili için Islah-ı Medaris’e başlayan Saatçi Osman Efendi, 1. Dünya Savaşı’ndan önce ailecek Medine’ye gidince tahsili yarım kalmış. Ziya Efendi, Saatçi Osman Efendi’nin babasına bir mektup yazarak oğlunu tekrar Islah-ı Medaris’e göndermesi ricasında bulunmuş. Babası da Ziya Efendi’nin ısrarlı talebi karşısında oğlunu trenle tekrar Konya’ya göndermiş. Osman Efendi bir yıl içinde Islah’ta tahsilini tamamlamış.

Bilgili, İslam hukuku sahasında verdiği dersler ve yayınladığı eserleri ile tanınan Şeyhzâde Ahmet Ziya Efendi’yi gelecek kuşaklara tanıtmanın boynumuzun borcu olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.