Evet, Sayın Erdoğan seçim sürecinde olağanüstü bir performans sergiledi, bir günde sekiz miting yaparak bir rekora imza attı. İki ay boyunca insan üstü bir gayret göstererek AK Parti farkını, yapılan hizmetleri anlatmaya çalıştı. Millet ittifakı altında birleşen diğer partiler, yani muhalefet cephesi Sayın Erdoğan kadar efor sarf etmedikleri halde, gezerek, temas ederek, kapalı salon toplantıları yaparak seçim sürecini geçirdikleri halde, büyük illerin belediyelerini almayı başardılar. Buradan anlıyoruz ki, meydanlar gerçeği söylemiyor, mitingler eskisi kadar etkili olmuyor, seçim kazandırmıyor, sosyal medyanın daha etkili olduğu görülüyor. Bundan böyle "mitingler mi daha etkili, diğer yöntemler mi?” diye tartışılmalı ve gelecek seçimlerde meydan mitinglerini en aza indirmeli ve büyük bir israfın önüne geçmeli.
Ben şahsen iletişim imkanlarının bu kadar çok olduğu şu dönemde meydan mitinglerinden daha ziyade diğer iletişim imkanlarını kullanmak gerekir diyorum. Nitekim demokrasinin beşiği dediğimiz Avrupa’da bile mitingler çok yapılmıyor, yollar, sokaklar kesilmiyor, meydanlara insanlar toplanmıyor, insanlar işinden- gücünden alıkonulmuyor. Bugün insanımız artık daha bilinçli oy kullanıyor, medyanın imkanlarıyla duymak isteyen duyuyor, görmek isteyen görüyor. Takdir eden eder, etmeyen etmez. Çok konuşmak, çok tekrar etmek, çok ekranlara çıkmak bazen ters etki de yapabiliyor. Kırmadan, dökmeden, hakaret etmeden, bıktırmadan, yormadan, dozunda yapılan bir propaganda daha etkili oluyor.
Çok şükür, bir kaosa meydan vermedi milletimiz, hükümetin gücünü zayıflatmadı, büyük şehirleri kazandırarak muhalefetin ağzına bir şeker verdi, hükümete de uyarısını yaptı. Cumhur İttifakı bu millete "gönül belediyeciliği” sözünü verdi. Bu söz yerine gelirse Cumhur İttifakın dört buçuk yıl sonraki seçimde daha güçlü olarak iktidarın sürdürür diye düşünüyorum. Kazanan başkan, meclis üyesi ve muhtarlarımızı tebrik eder, başarılar dilerim.