SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
Hepimiz Sorumluyuz
19 Temmuz 2019, Cuma
Her zaman şu soruları kendime sorarım; "Bu gün Allah için ne yaptın?”, "Allah bu kadar ömür verdi, ilahiyat gibi bir tahsil imkânına kavuşturdu, sağlık verdi, akıl verdi…bu güne kadar bunları nerede kullandın?”, "hayatın boyunca okuduğun kitaplar, yazdığın eserlerle halka ne kadar yardımın oldu?”, "bilginin zekatı; o bilgiyi halka anlatmak, insanları bilgilendirmektir. Pekiyi edindiğin bilgiyi halkla paylaştın mı? Paylaşıyor musun? Yoksa evine çekilip; armudun sapı, üzümün çöpü diyerek, karamsar bir tablo mu çiziyorsun?”…

Bu sorulara olumlu cevap veremiyorum. Zira bendenizin bilgisi ne ki? bilgi büyük bir derya ise, bendenizdeki bir damla bile değil. Allah, bezmi elestte bizden söz almadı mı? aldıysa, bu sözün hakkını vermek durumunda değil miyiz? Olmamalı mıyız? Rabbimiz, Kur’an’da; "emir olunduğun gibi dosdoğru ol” buyurur. Bu ilahi uyarı karşısında sevgili peygamberimiz; "beni bu ayet yaşlandırdı” der. Rabbimiz, sevgilisi Hz. Peygambere ilahi mesajları tebliğ etmesini söyler. Tebliğ etmezse şiddetli biçimde cezalanacağını belirtir.

uyarılar, aynı zamanda bizlere değil mi? Bendeniz gibi, fakir, hakir, cahil bir insana olduğu gibi; yıllarını ilme, araştırmaya, uzmanlığa vermiş, saçını bu uğurda ağartmış, dökmüş, sağlığını ilim yokuşunda harcamış olan Prof. Hocalarımızın, ilahiyat konusunda emek verenlerin sorumluluğu yok mu? Her birimizin belli platformlarda konferans, panel, açık oturum, söyleşi… yapması, halkın içine katılması Kur’anı, İslam’ı doğru biçimde anlatması, en sahih kaynaklardan, birinci ağızdan bilgilendirmek için çaba harcamak en birinci görevlerimiz arasındadır.
Eğer bu görevler yapılmazsa halkımız, internetten, sosyal medyadan, uzman olmayan kişilerden yalan yanlış bilgi edinirler. O zaman da toplumda bir kaos hasıl olur. İşte o vakit kıyametimiz kopar! Bugün toplumda; ateizm, deizm ve bazı sapık inanışlar varsa, bunların sorumlusu; İslami konuda tahsil yapmış, emek vermiş, uzmanlaşmış insanların kabuğuna çekilip; "bana ne, ne haliniz varsa yapın, beni ilgilendirmez…” diyerek ilgisiz kalmak çok büyük vebaldir.

Değerli dostlar, sorumluluğumuzu yerine getirmeden, hak iddia edemeyiz. Başkalarını suçlamak kolay, önemli olan benim bu konuda sorumluluğum nedir? Bu ülkeye, bu insanlara, bu topluma hizmetim oluyor mu? Elimi taş altına sokuyor muyum? Aklımı ve alnımı terletiyor muyum?...

ehli, topluma yön vermek için vardır. "kanaat önderi” dediğimiz insanlar ilim adamlarıdır. Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde, konferans salonlarında, dernek ve vakıflarda… her zaman görmek istediğimiz yüzler ilim adamları, bu işin uzmanları olmalıdır.
"Toplum okumuyor” diyoruz. Doğru, okumuyor. Okuma sayısının en az olduğu ülke Türkiye! Dün akşam Nalçacı caddesini, Kule Site’ye kadar adımladım. Sıra sıra kafe; hepsi tıklım tıklım! Sadece Nalçacı mı? Çıkın Zafer’e, gidin Meram Yeni Yol’a, Mevlana caddesini adımlayın ne göreceksiniz; tabii ki kafe! Buna biz zemin hazırlıyoruz. Sık sık kitap fuarları açılıyor mu? Her ilde durmadan fuar açılıyor, Konya’da bu yıl kitap fuarı açılmadı! Aldığım habere göre Ekim ayında geniş kapsamlı olarak açılacakmış! Neye yarar? Devamlı olmadıktan sonra. Bizler, insanlara kitap okumaya değil, okumamaya yönelik davranış sergiliyoruz! Hangi birimizin evinde kütüphane var? Akıllı evler yapılıyor, kütüphane dışında her şey mevcut.