SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Yağmur Duaları Üzerine
31 Mart 2016, Perşembe
Bu kışın özellikle Orta Anadolu’da, Konya yöresinde karlarımız çok yağmadı, neredeyse kurak bir kış mevsimi geçirdik. Dolayısıyla son güzde ektiğimiz ekinler çimlenmedi veya çimlenmesi gecikti, bir kısım tohumlar da toprakta çürüdü. Bu günlerde bahar mevsimine girerken arzu ettiğimiz yağmurları da göremedik. Yine de çok şükür, Rabbimiz çaresiz bırakmadı, dualarımızı kabul etti, az da olsa ilk bahar yağmurunu karla karışık olarak gördük. Bu arada meyvelerimizin çoğu çiçekken hasar gördü. Rabbim isterse yedirir, isterse yedirmez. "Rabbim dilediğine bol verir, dilediğine kısar, daraltır”. Rızk O’na aittir, Rezzak O’dur. Dilediğini zengin, dilediğini fakir eyler. Fakirlik de zenginlik de imtihan vesilesidir. Fakirliğe ve kıtlığa sabretmeyi, zenginliğe ve bolluğa şükretmeyi bilmeliyiz. İlahi fermanda buyrulur: "Muhakkak ki şükrederseniz nimetimi artırırım”. Demek ki nimet teşekkürün karşılığıdır. Fukaralığın sebebi de şükürsüzlüktür. Kâfirin anlamı da zaten "nankör” demek, ekmeksiz demek, nimeti örten demektir. Yani Şükürsüzle-"nankör”le "kâfir” eş anlamlıdır.
    Çumra çevresindeki köy ve kasabalarımızda son haftalarda şükür duaları, yağmur duaları yapıldı, ziyafetler verildi. Çumralılar adına yaşatılan güzel bir geleneğimiz. Rabbimizden sadece elimizi açıp istemiyoruz, insanlara yemek ikram ediyoruz, Allah’ın verdiği hayvanları kesip insanlara yedirerek fedakârlığımızı ve şükrümüzü gösteriyoruz. Bu da elbette Rabbimizin rahmetine, merhametine vesiledir. Nitekim Rabbimiz boş çevirmemiştir ihlasla şükürle açılan elleri.
     Evet, rüzgarları ve bulutları yağmurun müjdecisi olarak gönderen  O’dur. Yeryüzüne hayat vermek, nebatı yeşertmek için bereketli yağmurları indiren O’dur. Bir tanecik tohumdan yedi başak veren, o yedi başaktan da yedi yüz taneyi yaratan O’dur. Bütün bunlar Rabbimizin ayetleridir.
    İnsanoğlu acizdir, yere tohum atmaktan başka yapacağı bir şey yoktur. Onu sulayan da, çimlendiren de, başak haline getiren de O’dur. İnsana da biçip, öğütüp yemek düşer. O halde Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Hani atalar demişler, "malına güvenme bir kıvılcım yeter, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter”. Yağmur yağar, başaklar yükselir, sonunda dilerse imtihan için bir dolu yağdırır yerle bir eder Allah. Dolayısıyla Rabbimizden hayırlı ve bereketli yağmurlar indirmesini, afetten, selden ve doludan korumasını isteyeceğiz. Yağmurumuz yağdı diye de dualarımızı, ziyafetlerimizi, sadakalarımızı bırakmayacağız. Uygun olan, yağmurun önünde de sonunda da dua etmektir.
    Peygamber Efendimiz (SAV) de hayatında yağmur duaları yapmıştır. Bir defasında sahabeden gelen istek üzerine bir Cuma günü minberde dua etmiş, daha minberden inmeden yağmur başlamış, insanlar çamur içinde namaz kılmış, evlerine zor gitmişlerdir. Haftalar boyunca süren yağmurun kesilmesi için tekrar dua istemişler, Efendimiz, "Ya Rabbi, etrafa etrafa” diye dua etmiş, yağmurlar Medine’yi terk etmiş, etrafa gitmiştir. Peygamber Efendimizin vefatından sonra da yağmur dualarına çıkan Ashap, Efendimizin amcası Hazreti Abbas’(ra)a dua ettirmişler, O’nun hatırına yağmur istemişlerdir. Yağmur dualarına Allah’ın yanında hatırlı, nazlı, mazlum, pirifani kulları ve günahsız çocukları, hastaları götürmekte fayda vardır.
     Bakara Suresinde çok okuduğumuz bir ayetin mealiyle bitirelim: "Biz sizi bir korkuyla, açlıkla, malları, canları ve meyveleri azaltarak imtihan ederiz. Sabrenlere müjdele.”