Başlığı okuyunca yüzünüzde bir tebessüm oluştuğunu tahmin edebiliyorum. Sizce olamaz mı? Bir an için varsaydım acaba olsa nasıl olurdu diye. Nasıl bir dış politika geliştirecek mesela. Suriye ile eski günlerimize dönebilmek mümkün olabilir mi? Neden olmasın. Ülkemizdeki mültecileri veririz Esed’e her şey yoluna girer. Sisi’yle barışır mıyız? Barışırız tabi. Darbeyle gelmiş olması bize ne. Bİnlerce insanı öldürmesinin de  önemi olmasa gerek. Rusya’dan özür diler, uçağın tazminatını öder her şeyi yoluna koyar elbet. Peki terör sorunu nasıl çözülecek? Muhakkak onla ilgili de bir projesi vardır. Vekillerin kol kola seçim meydanlarında nasıl salladıklarına şahit olmadık mı? Muhakkak oturulur konuşulur bir şekilde çözülür. Kutuplaşmaya neden olan havaalanı inşaatı durdurulup, 3. Köprü açılmaz, başörtüsü laikliğe aykırı olduğundan tekrar yasaklanır. Böylece ayrışmayı da ortadan kaldırır. Ana muhalefet partisinin başında bir hesap uzmanının olması bir avantaj olabilir mi? Elbette olabilir. Her işsize 600 TL. maaş vermesi halinde ülkedeki yurttaşlarımız rahat bir nefes alır. Merkez bankamızda o kadar para varken hükümet bunu nasıl düşünemedi anlaşılır gibi değil. Ecevit’in çırağı olmak ayrı bir hüner olsa gerek. Usta Ecevit’in bu ülkede bıraktığı enkazı düşünürsek çırağının neler yapabileceğini siz düşünün artık. Kılıçdaroğlu’nun çok sık kullandığı "YALANCIDAN BAŞBAKAN OLMAZ” sözünü çok anlamlı buluyorum.  Başbakan dediğiniz milletine karşı dürüst olmalı. Mesela cumhurbaşkanının sözlerini öyle bir analiz etmeli ki "Çankaya’da oturup gelen geçen karı-kızı dikizliyorum” sonucu çıkarabilmeli. Kadın bir bakanın açıklamasını derinden okuyup "Bir kereden bir şey olmaz” sonucunu çıkarabilmeli. Başbakan Kılıçdaroğlu… Tuhaf geliyor kulağa. Ben CHP Genel Başkanı sıfatını bile alışamadım, bu millet bu sıfata nasıl alışır. Bu başlığı atıp yazıya kendimi veremedim. Öylesine karışık duygular içindeyim. Bugün yazıyı en iyisi burada tamamlayayım. Eyvallah…