SON DAKİKA
Yılmaz Altunsoy
Bir Musibet, Bin Nasihattan Evladır…
24 Temmuz 2016, Pazar
Bir Musibet, Bin Nasihattan Evladır…
Bu kadarını inanın ben de beklemiyordum. Gülenistlerin son 7-8 yıldır, bir hizmet hareketi gibi davranmadığını, gizli gizli hain planlar peşinde olduğunu düşünüyor ve bunu da etrafımdaki en yakın dostlarıma dilim döndüğünce anlatıyordum. Bu yüzden Konya’ da görülmekte olan FETÖ davasında, bu örgütten hem şikayetçi oldum, hem de davaya müdahil olma talebinde bulundum ve mahkeme tarafından bu talebim kabul gördü. Hatta Sabah Gazetesi’ nden köşe yazarı olan Ferhat Ünlü’ ye verdiğim 15.02.2015 tarihli beyanatta açıkça FETÖ için " Devlete hükmeden ama devlet gibi davranmayan odak” tabirini kullanmıştım da, Ferhat Ünlü köşe yazısında benim bu ifademin PDY (FETÖ) için bugüne kadar yapılmış en iyi tanımlamalardan birisi olduğunu yazmıştı, yazı halen internette bulunuyor, meraklısı okuyabilir.  
Bu yapılanmanın ülkemizin birliği, bütünlüğü ve yükselen İslami değerler ile uzak yakın bir ilgisinin olmadığını ben de görüyordum ama bunların böylesine kanlı bir darbe girişimini yapacağını, yıllardır kendilerine müspet gözle bakmış insanların üzerine bomba ve kurşun yağdıracağını, işi buraya kadar getireceklerini düşünemezdim. "İhanet” bu yapılanlar için yeterli bir ifade değil. Hangi ağır kelime ile ifade edebiliriz ben de bilemiyorum. 
Ülkemize ihanet ettiler, giydikleri şanlı ordumuzun üniformasına ihanet ettiler. Ne için, hangi amaç için anlamak mümkün değil. Amaç İslam’ a hizmet etmek olsa idi, özellikle son on yıldır neredeyse dikensiz gül bahçesinde, İslami değerlerin yükseldiği bir dönemde, kendilerine her türlü imkânın sağlandığı bir zamanda, bu haince kalkışmayı yapmazlardı. Demek ki amaç başka. Amaçları, ülkenin en nadide kurumlarına sızarak devleti ele geçirmek ve daha sonra da yabancı güçlerin ülkemizin kaynaklarını sömürmesine ve işgal etmelerine zemin hazırlamak. Bu artık gün gibi ortada. Bu hareket demek ki baştan bu yana yabancı güçlerin etkisi altındaydı hatta belki de, 1970 li yıllarda kurulan bu örgütün kuruluş amacı buydu. Kendilerine dini kisve vererek güç kazanmaları daha mümkün olduğu için bu yolu izlemişlerdi. 
Her ne şekilde olursa olsun, bu örgütün, son birkaç yıldır ülkemize verdiği zarar PKK terör örgütünü de geçti. Bu ülkenin başına önce Asala terör örgütünü, sonra PKK’ yı musallat eden haçlı zihniyeti şimdi de FETÖ’ yü görevlendirmişe benziyor. FETÖ’ nün diğerlerinden farkı dini kisve altında örgütlenmiş olmasıdır ve bu durum çok daha tehlikelidir. Ancak nasıl ki, bir ateş böceği kendisini daimi olarak güneş gibi gösteremezse, en profesyonel hainler bile kendilerini daha fazla Müslüman din alimi olarak halka lanse edemezler. Artık her şey ayan beyan ortada. Nasıl Asala ve PKK Ermeni örgütü ise FETÖ’ nünde bir Ermeni / Yahudi yapılanması olması çok kuvvetle muhtemeldir. Ülkemizde adı Ahmet-Mehmet olan kripto Ermenilerin olduğu herkesin malumudur. Türk ve Müslüman kimliğine haiz bir kişi terörist de olsa, masum halka ateş açamaz, gazi meclisi bombalayamaz. Bunların Ermeni oldukları açıkça ortadadır.
17/25 Aralık darbe girişimlerinden sonra hala bu örgüte sempati duyanlar kalmışsa, 15 Temmuz ihanetinden sonra umarım bu sempatizanların akılları başlarına gelmiştir. Bir musibet, bin nasihatten evladır. İnşallah bu elim ve yakıcı hadise, bu ve bunun gibi binlerle hayırlara vesile olacaktır.   
Bu menfur kanlı darbe girişiminin önünde göğsünü siper eden, hainlerin kontrolündeki savaş uçakları kalkmasın diye tarlasındaki buğdayını yakan, tankın paletlerinin önüne yatıp canını hiçe sayan, tankların egzoz borularını tıkayıp hareket edemez hale getiren, darbeyi haber alır almaz komşusu olan hanımı da yanına alarak tankların üzerine kamyonu ile yürüyen, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine koşup şehit düşen, kışlaların nizamiyelerini arabaları ile kapatan ve nihayet vatan için şehit düşen binlerce vatan evladı, dünyaya Türk’ ün kim olduğunu gösterdi. Bu asil Türk milleti oldukça, zalimler ve hainler asla emellerine ulaşamayacaklar. Ben de bu asil milletin acizane bir ferdi olduğum için kendimi çok mutlu ve gururlu hissediyorum ve meydanları doldurmaya devam etmeyi bir vatan görevi olarak addediyorum.
Son olarak; bu hain terör örgütü olan FETÖ’ nün Risale-i Nur ve Bediüzzaman’ la uzak yakın hiçbir ilgisinin olmadığını hem milletimiz, hem de devletimiz çok iyi biliyor ama ben yine de olur ya bilmeyenler vardır diye "malumu İlam” nevinden tekrar hatırlatmak isterim.