SON DAKİKA
Alaettin EKİZER
Müslüman Aynı Yılan Deliğinden İki Defa Sokulmaz
24 Ağustos 2016, Çarşamba
15 Temmuz darbecisi FETÖ’cü caniler tasfiye edilmeye çalışılıyor. Doğru da yapılıyor.

Ancak, tehlikeyi sadece FETÖ’ye indirgemek, olayı kavramamak demektir. Tehlike - sünni, alevi, faşist, sosyalist, liberal, ayrılıkçı, mason adı-sanı ne olursa olsun- birilerine sorgusuz-kayıtsız-şartsız itaat etme anlayışıdır.

Böyle bir yapı kanser hücresi gibidir. Vakti geldiğinde metastaz yapması kaçınılmazdır.

Akıl, irade ve hürriyet; Allah’ın insana verdiği en değerli ve vazgeçilmez nimetlerdendir. 

İslam; aklı olmayanları imandan, iradesi ve hürriyeti olmayanları ibadetlerden tamamen ya da kısmen sorumlu tutmamıştır. En azından delinin deli olduğu bellidir. Ancak aklını ve iradesini satanlar–akıl ve iradeleri var göründüğü için- deliden de tehlikelidirler. Deli bile her istediğinizi yapmaz. Ama bunlar, -Hasan Sabbah’ ın cennet  fedaileri gibi- şeyhlerinin bir emriyle canileşiverirler.  15 Temmuz bunu tüm açıklığı ile gösterdi sanırım.  

Maalesef İslam Alemi’nde kulu ilahlaştıran irili ufaklı onlarca yapılanma var. Bunların sapıklıklarına binlerce örnek verilebilir. Sadece birkaç link ekliyorum.  Lütfen bunları ve diğerlerini izleyin.

Peygamberimiz (s.a.s),  sahabilerine, İslam’dan öncekilerin, dini nasıl tahrif ettiklerini şöyle haber verdi:  "Onlar, Allah’ı bırakıp, hahamlarını, rahiplerini, Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa onlara sadece bir olan Allah’a kulluk etmeleri emredilmişti. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O, yüceler yücesidir; onların ortak koştuklarından münezzehtir.” (Tevbe Suresi 31. Ayet)

Bunun üzerine Hıristiyan iken Müslüman olmuş bir sahabi, "Yâ Resûlellah! Biz onlara kulluk etmiyorduk ki!” dedi. Peygamberimiz, "Onlar size istediklerini helâl, istediklerini haram kılıyorlardı. Siz de onlara uyuyordunuz öyle değil mi?” diye sordu. Sorusuna "Evet!” cevabını alınca da, "İşte âyette sözü edilen durum budur.” buyurdu. (Diyanetin  12.08.2016 tarihli hutbesinden) Çok açık değil mi?

Diyanet, ayet ve hadislere değil, tevatür, mistik hezeyan, rüya, mışlı-mişli anlatımlı bu hurafelerle mücadele etmiyor. Kur’an’ı anlamıyla öğrenemeyen, tevhit akidesini kavrayamayan halk, tevhit inancına aykırı olduğunu bilmeden bu cemaatlere kapılıyor ve bunların sapık anlatımlarını da din sanıyor.  

 İslâm, gizli açık her tür şirki ortadan kaldırmak, tevhit inancını yerleştirmek için gelmiştir. Ama ne yazık ki zamanla din şeyhliğe, dervişliğe, seyyitliğe, pirliğe dökülmüş ve tevhit inancı bozulmaya çalışılmıştır.

Demem o ki; boşalan kadroları kapmak için bazı cemaatlerin FETÖ düşmanı kesildiği bilinmektedir. Bu kadrolara diğer cemaat müridlerinin alındığına dair ciddi duyumlar vardır. Doğruysa İktidar 15 Temmuz’dan ders almamış, "asıl tehlikenin kayıtsız-şartsız birilerine itaat etme anlayışı” olduğunu kavrayamamış demektir.

Bu alımlarda liyakat ve adalet vazgeçilmez iki temel unsurdur. Devlet; aklını ve iradesini birilerine ipotek etmemiş, vatan ve millet menfaatini her şeyin üzerinde tutan, imanlı kadrolara teslim edilmelidir.    

İktidar bu hususta gerekli özeni gösteremezse, artık "yanıldık” diyemez.

Müslüman -hele yöneten ise- aynı yılan deliğinden iki defa sokulmaz.