SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Mevcut Sistemden Memnun Değiliz
23 Şubat 2017, Perşembe
Hayırcı cephe de, evetci cephe de mevcut sistemden memnun olmadıklarını bugüne kadar hep söylediler. Evetci cephe, "gelin bu sistemi hep birlikte değiştirelim” deyince hayırcılar ayaklarını dirediler, "sistemin virgülüne dokundurmayız” demeye başladılar.
     CHP ve yanındaki "hâyır”cı cephe referandum stratejisini belirledi: "Sistem değil rejim değişiyor, dikkat edin, rejim elden gidiyor, diktatör geliyor” diyecekler. Başka hiç bir argümanları yok, sadece halkı korkutmak, korku salmak, mevcut rejimi ve sistemi kutsamak var. Halkımız bunlara ne kadar inanır, ne kadar ikna olur bilemem. Bildiğim bir şey varsa, bugüne kadar CHP hep çürük dallardan tuttu, hiç inandırıcı olamadı.
    İster rejim değişiyor, ister sistem değişiyor desinler, biz mevcut sistemden de, mevcut yürütme tarzından da, mevcut Meclisten de, mevcut yargıdan da memnun değiliz. Daha iyinin, daha demokrat ve özgürlükçü yapının, daha aktif bir Meclisin, daha tarafsız ve bağımsız bir yargının, daha seri karar alan-icraatçı bir hükümetin peşindeyiz, daha ideal bir yönetimin özlemi içindeyiz.
   Rejimler de, sistemler de değişmez kutsal gerçekler değildir. Allah’ın vahiy yoluyla kullarına bildirdiği hukuk kuralları dışındaki bütün rejimler ve sistemler beşer aklının ürünüdür, "izm”li ideolojilerin hepsi insanların deneyerek buldukları yönetim biçimleridir, hukuk kurallarıdır, insanların tecrübeleridir, örfleridir. Dolayısıyla 16 Nisanda değiştirmek istediğimiz sistem de son ve ideal sistem değil, ileride yapılacak değişikliklerin bir basamağıdır. Evet, tecrübe ede ede, yanıla yanıla kendimize en uygun olan rejimi veya sitemi mutlaka bulacağız, en azından o ideal sisteme yaklaşacağız. İnancımıza göre de ideal sistem Allah’ın emrettiğidir, öğrettiğidir, peygamberiyle gönderdiğidir.
    Şahsen şuna inanmışım; bu millet, bu ümmet tarih boyunca yanlışta ittifak etmemiştir. İleride yüzde elliden fazla oyla seçeceği insan da yanlış insan olmayacaktır. Bugüne kadar yanlış liderlerimiz olmuşsa hepsi bizim özgür irademizle seçtiklerimiz değildir. Kimisi karanlık zamanlarda, kimisi darbe sonucu veya darbecilerin yardımıyla başımıza gelmişlerdir. Eminim ki bu millet bundan böyle cumhurbaşkanını seçerken yanlış yapmayacak; kendinden birini, kendine benzeyeni, dinine inananı ve yaşayanı, kültürel değerlerine bağlı olanı, geçmişine sahip çıkanı, geleceğe güvenle taşıyacak olan insanı seçecektir.
      Evet, tekrar ediyoruz, mevcut sistemle yol alamıyoruz. Sistem dediğimiz arabamızın rotunda problem var, bizi bir sağa bir sola çekiyor, bir türlü yola sığmıyor, yola girmiyor. En iyi şoför olsa da düz yolda bu arabayı süremez, hele yokuşlu ve virajlı bir yolda bu arabaya hiç güvenilmez. Mutlaka bir kaza başımıza gelir. Nitekim kaç kez kaza yaptık; 1960’da,71’de, 80’de ve 97’nin 28 Şubatında dört büyük kaza geçirdik,  2016’nın 15 Temmuzunda  da kaza yapacakken şoförün tecrübesiyle ve cesaretiyle güç bela uçurumdan döndük, arabamızı yola kattık.
    Bu araba, hep böyle her an kaza yapma korkusuyla gitmez, şoför değiştirmekle de olmaz. Ya araba yeni olmalı, ya da arabaya rot -balans ayarı yapılmalı, rotta boşluk, eğrilik ne varsa düzeltilmeli, daha güven içinde yolculuk yapmalıyız. Huzur içinde bir yolculuk için tecrübeli bir şoförle birlikte arabamız da güven vermelidir. Altmış- yetmiş model arabamız artık güven vermiyor, artık güvenle yola çıkamıyoruz. Nerede bozulacağı, yolda bırakacağı, nerede yoldan çıkacağı, nerede uçuruma atacağı belli değil.
   Sadece rot problemimiz yok, bir de çifte direksiyon problemimiz var. Bu arabayı üreten firma nedense iki direksiyonlu yapmış, asıl şoför koltuğunun yanına bir de ikinci şoför koltuğu koyarak güya arabayı daha iyi kontrol etmeyi düşünmüş.
  Arkadaş, çifte direksiyon da olsa arabayı bir şoför sürer, sürmeli. Kaldı ki çıktığımız yol düz ve duble değil, virajlarla, inişlerle ve yokuşlarla dolu bir yol, üstelik tek yönlü. Her an önümüze birileri çıkabilir, her an yokuşta kalabiliriz, her an uçuruma sürüklenebiliriz, her an virajdan savrulabiliriz. Şoförün tecrübesi de yetmez. Yeni, rot-balansı ayarlı ve tek direksiyonlu bir arabayla yola çıkmak zorundayız.  Şoförümüz beş yıllığına sözleşmeli olmalı, beğenmediğimiz şoförü beş yılın sonunda değiştirebilmeliyiz.
   İşte önümüzdeki referandumun amacı; araba örneğinde olduğu gibi, tek şoförle ve sağlam-yeni bir arabayla yola çıkmak, daha hızlı yol almak, virajlı, yokuşlu- inişli yollarda savrulmamak, bir daha kazaya meydan vermemek. Bugüne kadar yaptığımız kazaların sebebi; hem arabamızın eski model olması, hem de şoförün yanında oturan ikinci bir şoförün sürenin dikkatini dağıtmasıdır.