SON DAKİKA
Yılmaz Altunsoy
Sana da ‘Al Sana Başkanlık Sistemi: Güney Kore’ (Dikkat Yılmaz Özdil’e reddiye içerir)
25 Şubat 2017, C.tesi
Ben reddiye yazmaktan usandım, sizlere de belki okumaktan gına geldi ama adaşım Yılmaz Özdil, kendi siyasi fikirlerine saçma sapan deliller üretmekten, tarihi, siyasi ve içtimai konularda orijinal (!) fikirler ileri sürmekten yorulmadı. O batıl mücadelesinde yılmaz da, ben hak mücadelemde yılar mıyım, yılmam tabi ne de olsa benim de adım Yılmaz.
Daha önce de iki defa Yılmaz Özdil yazılarına reddiye yazmıştım, ama inanın 19 Ocak 2017 tarihli köşe yazısını okuduğumda hayretler içerisinde kaldım. Tanımadığı, belki hiç görmediği, tarihi ve siyasi derinliği hakkında hiç malumatı olmadığı halde, pasifik ötesindeki bir Latin Amerika ülkesi olan Venezüella’ da yaşanan siyasi, ekonomik ve içtimai olumsuzlukları kendince yorumlayarak, topunu birden başkanlık sistemine bağlayıvermesi gerçekten çok şaşırtıcı idi. 
Ama takdir de etmek lazım, benim gibi Osmanlı kafasına sahip bir adama sosyalist Chavez’ i savundurmayı başardı ya ne diyeyim artık. Solcu ve antiemperyalist olduğunu düşündüğüm Özdil gibi bir yazarın, emperyalizme karşı savaş vermiş ve halkın adeta kahramanı olmayı başarmış Chavez’ i, sırf başkanlık sistemini kötülemek için bir anda tu kaka yapıvermesi anlaşılabilir gibi değil. Aslında Özdil bu makalesi ile hem kendini inkâr etti, hem de ekserisinin sol düşünceli olduğunu düşündüğüm okur kitlesinin aklıyla alay etti yani aslında samimiyet testinde sınıfta kaldı.
Eyyyy Yılmaz Özdil;
Chavez dediğin adam, 44 yaşında ülkesinde seçimle devlet başkanı olan, Amerikan emperyalizmine karşı tek başına meydan okuyan, iş başına geldikten sonra ülkesinde yoksulluğu beş kat düşüren, sermayenin ve gelirin tabana yayılması için mücadele veren, yüz binlerce Venezüellalı’ yı ev sahibi yapan, çocuk ölümlerini en aza indiren, eğitim ve sağlık hizmetlerini ücretsiz hale getiren, girdiği 9 demokratik seçimden 8’ ini kazanan, ABD’ ye petrol satmama kararı aldığı için darbeye maruz kalan ancak bizdeki 15 Temmuz darbesi gibi halkının desteği ile darbeyi geri püskürten, Venezüella gibi bir ülkeyi ilk defa milli ve bağımsız hale getiren, yıllarca emperyalizm karşıtı duruşu nedeniyle hapislerde çürüyen, halkı ve batıl da olsa davası için verdiği mücadele sonunda kanser olan bir halk kahramanı… 
O’ nu diktatör olarak ilan ederken, 2013 yılında öldüğünde halkının arkasından nasıl gözyaşı döktüğünü de mi görmedin… 
Venezüella’ da yapılan seçimlerde hile yapıldığı imasında bulunurken, bu ülkede yapılan seçimlerin tarafsızlığını ABD’nin bile kabul ettiğinden haberin yok mu…  Venezüella gibi bağımsız ve milli bir devleti nasıl olur da sırf daha zengin diye Kanada gibi bir İngiliz Kolonisi ile mukayese ettin…
Chavez karşıtı muhalif parti lideri Lopez’ i överken, bu şahsın emperyal güçler ile birlikte olup ,ülkenin seçilmiş devlet başkanına darbe yapmaya kalkışan bir kişi olduğunu bilmiyor musun…. 
Lopez’ i övüp, Chavez gibi bir halk kahramanını despot olarak ifşa etmen aslında senin için şaşmaz yanılmaz bir samimiyet mihengi oldu… anlayana tabi…
Venezüella örneği, Türkiye’ de yaşanan referandum sürecinde Hayır cenahının kararını pekiştirmek ya da yeni hayırcı kitleler elde etmek bir yana, EVET cephesine dolaylı bir katkı sağlayacaktır. Çünkü Türk Halkı darbecilere, darbecileri övenlere prim vermez, mazlumun ve halk adamlarının yanında yer alır.
 
AL SANA BAŞKANLIK SİSTEMİ : GÜNEY KORE
Güney Kore, 51 milyon nüfusu ve 100 bin km2 toprağı olan bir uzak doğu Asya ülkesi. 1950 yılında yaşanan iç savaşta en az üç milyon vatandaşını kaybetti, ülkeleri yerle bir oldu ve savaş sonunda ikiye bölündü. Savaşta yiyecek ekmekleri bile kalmamıştı. Başkanlık sisteminin sağladığı dinamizm ve hızlı karar alma mekanizması sayesinde önce belini doğrulttu, sonra da dünyanın sayılı ekonomileri arasında yerini aldı. 
Daha 1980’ lerde Türkiye’ nin yarısı kadar ekonomisi olmayan Güney Kore, yaşadığı savaş yıkımına ve iç karışıklıklara rağmen, Türkiye parlamenter sistemden kaynaklanan yönetim problemi ve darbelerle boğuşup, enerjisini boşa harcarken, aldı başını gitti. Şu anda 1.41 trilyon Dolar Gayri Safi Milli Hasılası (Türkiye’ nin 800 milyar Dolar, o da son on yıldaki siyasi istikrar sayesinde elde edilebildi, yoksa 2000 li yılların başlarında 230 milyar Dolar civarındaydı) ile dünyanın 11. (Türkiye 16.), kişi başına yaklaşık 30 bin Dolar’ ı bulan milli geliri ve BM İnsani Gelişmişlik Endeksi sıralamasında 0,898 puan ile dünyanın en gelişmiş 17. Ülkesi (Türkiye 0,761 puan ile 72. Sırada) olmayı başarmış bir ülke. 
Güney Kore, bizim 2023 hedeflerimizi çoktan tutturmuş durumda. Hem de ne petrolü var ne de diğer yer altı zenginlikleri. Başarılarının tek sırrı var; siyasi istikrar ve hızlı karar alabilme imkanı sağlayan Başkanlık Sistemi… 
Al Sana Başkanlık Sistemi…