SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Beka Meselemiz Var
20 Mart 2017, Pazartesi
Önümüzdeki belki yüzyılımızı etkileyecek bir halkoylamasının arifesindeyiz. Yaklaşık bir ay sonra, 16 nisan 2017 günü sandığa gideceğiz. İnsan, parti, hükümet seçmeyeceğiz ama "bu millet karınca hızıyla mı yürüsün, kuş hızıyla mı kalkınsın” ona karar vereceğiz. "Bize yüzde birlik-ikilik hatta eksi büyüme yeter, her on altı ayda hükümet değişsin, kazancımızı seçimlere yatıralım, kendi içimizde parti taassubuyla boğuşup duralım,  krizler çıksın, paramız pul olsun, yatırımlar dursun, koalisyon kavgaları yaşansın, altı ay boyunca hükümetler kurulamasın, terör alsın başını gitsin, vesayetçiler yine hortlasın, dışarıdan icazetli hükümetler olsun, siyasetçi bürokrasiden emir alsın, darbe korkusuyla yatıp kalkalım” diyorsan, "hayır” deyip eski hamam eski tas devam etsin. Yok, "tek başlı güçlü hükümetlerimiz olsun, her yılı büyüme oranımız yüzde sekizleri bulsun, işsizlik dibe vursun, bundan böyle darbe korkuları yaşamayalım, bizi seçtiklerimiz yönetsin, vesayetçiler artık iş başında olmasın, dışta ve içte dik duralım, onurumuzu koruyalım, diri, iri ve bir olalım” diyorsak "evet” demek zorundayız.
   Evet, bugünlerde siyasetin havası da, meteorolojinin havası da soğuk. Bu soğuklar bereketin, kar ve yağmurun müjdesi de olabilir, bir fırtınanın habercisi de olabilir. Dua edelim, fırtına çıkmasın, ortalık buz kesmesin, çıkacak olan fırtına ağaçları sökmesin, çatıları uçurmasın, aşırı soğuklar meyveleri üşütmesin. Bereketli bir mevsime geçelim.
    Evet, bu ülkede iktidar değil muhalefet sorunu var, muhalefet boşluğu var. Muhalefet partilerinin iktidara gelmek gibi bir amaçları ve ümitleri yok.  Ülkenin batması umurlarında değil, yeter ki Ak Parti tökezlesin, sendeleyip düşsün. Ülkenin istikrarının bozulması, faizlerin ve enflasyonun yükselmesi, dövizin ve altının alıp başını gitmesi onların umurunda değil. Yeter ki Ak Parti güç kaybetsin, Ak Parti itibar kaybetsin, AK Parti oy kaybetsin.
   Boşuna beklemesinler, Ak Partinin tecrübeli ve usta kaptanı küçük sularda boğulacak, gemiye rota kaybettirecek bir kaptan değil. O engin denizlerin azgın dalgalarından kurtulup gemisini sahili selamete ulatırmış bir usta kaptan. O küçük dalgalarda pes etmez, gemisini de her limana demirlemez. Gemiyi teslim edecek yedek kaptanı da en iyi o bilir.
    Dışarıda ve içeride operasyonların yapıldığı, dalga dalga belaların sökün ettiği şu günlerde birlik olma zamanı. Kaptanın ardında durma zamanı. On dört yıl boyunca bizi azgın dalgalardan kurtarıp, bu ülke gemisini en iyi şekilde yüzdüren, idare eden kaptan, bir karar vermişse o karara saygı duymalı, arkasında durmalıyız. Zamanı ve zemini yanlış bulanlar olabilir ama Rabbimizin hayra tebdil etmesi için duacı olmalıyız.
    Evet, milletin ve memleketin beka meselesi var, bizi içeriden ve dışarıdan hırpalamak ve bitkin düşürüp nakavt etmek isteyenler var. Evet, bugünlerde sağdan soldan yumruklar geliyor. Bu yumrukların açsını hissediyoruz. Allah’ın izniyle biz de güçsüz ve çaresiz değiliz, çelik yumruğumuzu biz de indiriyoruz, hem de en sert şekilde. Varsın birileri düdük çalsın, bizi engellemeye çalışsın. Yumruk vuranların hepsini dağıtacağız ve tarih boyunca oyunları bozduğumuz gibi yine oyunları, tuzakları bozup dimdik ayakta duracağız. Biz bu davaya pamuk ipliğiyle bağlanmış insanlar değiliz, bu dava kişilere de bağlı değil. Efendimizin, "sağ elime güneşi sol elime ayı verseniz ben bu davadan vazgeçmem” buyurduğu gibi, bu davadan vazgeçmeyeceğiz, birliğimizi, bütünlüğümüzü koruyacağız. Anadolu bizimdir bizim kalacaktır.