Hayat mı Dediniz?
21 Mart 2017, Salı
Hayat mı dediniz? Hayatın tarifini; google’da bulamazsınız, ansiklopediler yazmaz hayatı.
Hayat; Face book’tan mesaj atmaktan, mesajlaşmaktan, geyik sohbeti yapmaktan ibaret de değildir.
İnternette; çetleşmek değildir hayat. Hiç tanımadığınız, bilmediğiniz, huyundan, suyundan haberdar olmadığınız, hırlı mı? Hırsız mı? Ahlaklı mı? Ahlaksız mı?...hakkında her hangi bir bilgiye sahip olmadığınız, tabir yerindeyse dibi dörünmedik kaptan su içmek gibi ne idüğü belirsizlerle sanal arkadaşlık yapmak da değildir hayat.
Hele akıllı telefonların ekranında hiç göremezsiniz hayat denen zaman yokuşunu! Akıllı telefon deyince aklıma geldi. Aslında hiç aklımdan çıkmıyor, hatta hiç unutamıyorum; neyi mi unutamıyorum? Söyleyeyim; insanımız, o kadar benimsemiş ki akıllı telefonu, yolda giderken, otobüste, trende, tramvayda, dolmuşta, parkta, bahçede, yaya yürürken, araba kullanırken, evde, misafirlikte, camide…kimsenin başı dik değil. Hepsi telefona boyun eğmiş! Kimse; yanındakini, önündekini, sağındakini, solundakini görmüyor! Telefona bakacağım, internette gezineceğim diye ağaca ve araca çarpanları görürsünüz.
Telefonlar yüzünden misafirliklerin, dostlukların, sohbetlerin… tadı kaçtı! Bir zaman televizyonlar aynı durumdaydı, şimdi onların yerini akıllı(!) telefonlar aldı! O kadar aldı ki, yememiz, içmemiz, her şeyimiz telefon oldu! Onunla alışveriş yapmak, sanki hayatın bir parçası(!).
Kitapları iyi okursanız sayfaları arasına sıkışmış; hayata dair sırlar bulursunuz.
Hayatı; şiirlerde, romanlarda, hikayelerde, türkülerde…dahası mı? Dahası; kendi yaşadıklarımız, doğumdan itibaren ölünceye kadar geçirdiğimiz zaman. Ağladıklarımız, güldüklerimiz, sevindiklerimiz, başarılarımız, başarısızlıklarımız, övünmelerimiz, dövünmelerimiz, annemizden, babamızdan, komşumuzdan, akrabamızdan, arkadaş ve dostlarımızdan edindiklerimiz…
Hayat; kendi gözümüzle gördüğümüz, kendi aklımızla düşündüğümüz, kendi mantığımızla verdiğimiz kararlardır. Elbette teknolojiden yararlanılacak, tabii ki, zamanaın gerektirdiği araç ve gereçleri kullanacağız. Ama yerli yerinde kullanmak şart. Bıçakla ekmek kesersen yararlı, adam öldürürsen zararlı. Çağın icabı olan şeyleri de, aklı kullanarak kullanmak, aşırıya kaçmamak gereklidir. Bu yüzden; "”yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz”, "işlerin hayırlı olanı, orta yolda olandır”…ilkelerine uymak, hayatı tatlı kılmaktır.
Hayat; başkasının aklıyla hareket etmemek, aklı kiraya vermemek, "el alem ne der” değil, "Allah ne der” diyebilmektir.
Hayat, sadece yemekten, içmekten, zevk sefa etmekten ibaret değil.
Hayatı; midesinden, cinsel organından ibaret görenler, hayatın kıymetini bilmeyen, hakka isyan bayrağı çekenlerdir.
Hayat; Allah’ın istediği doğrultuda yaşamaktır, bizzat aklı kullanmak, yaratanın verdiği beyni, hak istikamette değerlendirmektir.
Diğer Yazılar
-
18 Kasım 2019, Pazartesi
Öğrencilerimizi Deizm Belasından Kurtarmak
-
16 Ekim 2019, Çarşamba
Bu Can Gövdede Konuk Oldukça!
-
27 Eylül 2019, Cuma
Tuva Cumhuriyeti Ve Huun Huur Tu
-
09 Eylül 2019, Pazartesi
Abdullah Gencer’i Kaybettik
-
19 Temmuz 2019, Cuma
Hepimiz Sorumluyuz
-
19 Temmuz 2019, Cuma
Hepimiz Sorumluyuz
-
20 Mayıs 2019, Pazartesi
‘Cezaevi Benim Rabbimle Buluşma Yerim’
-
20 Nisan 2019, C.tesi
Allah Nezdinde Berat Edebilecek miyiz?
-
19 Nisan 2019, Cuma
Beş Yıldız Konforunda, Bir Okul Yatakhanesi
-
18 Nisan 2019, Perşembe
İslamofobi