SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Üç Tür Arkadaş Var
31 Mart 2017, Cuma
Hayat yolunda, özellikle siyaset yolunda insanların yanında üç tür arkadaş bulunur. Bunlar; birlikte yola çıktıklarımız, yolda bulduklarımız (yolda katılanlar) ve ganimetçiler(menfaatçiler). Her ortamda bu üç tür arkadaşla sık sık karşılaşabiliriz.

Evet, birlikte yola çıktıklarımız, ta baştan davamızı birlikte omuzladığımız, birbirimiz için her fedakârlığa katlandığımız, birbirimize sahip çıktığımız, vefa gösterdiğimiz, lokmamızı paylaştığımız, canımızı, malımızı ve namusumuzu teslim ettiğimiz ideal tiplerdir, vefa abideleridir, dava adamlarıdır bunlar. Hayat bunlarla güzel, dava bunlarla ayakta, cennet bunlarla kazanılır. Maalesef bu tür arkadaşlar toplum içinde o kadar az ki, hele bu günlerde mumla aranır oldular.

İkinci bir arkadaş türü daha var ki, bunlar yolda bulduklarımız, mağara ashabına (Ashab-ı Kehf’e) yolda katılan çobanla sadık köpeği misali bize yolda destek verenler, yolda buluştuklarımız. Bunların da içlerinde samimiler, sadıklar ve vefalılar vardır, yola çıktıklarımızı aratmazlar. Bize düşen; gözümüz bunların üstünde olmalı, yola çıktıklarımızla bunları değişmemeli, birlikte yola çıktıklarımızı bırakıp yolda bulduklarımızla kalmamalı. Birlikte yola çıktıklarını bırakanlar, vefa göstermeyenler, bukalemun misali bulunduğu zemine ve ortama göre renk değiştirenler, sonunda dostsuz ve arkadaşsız kalmışlardır.

Bir de hastalık gibi arkadaşlar vardır; ben bunlara ganimetçiler, ganimet sevenler diyorum. Evet, arkadaş vardır, gıda gibidir, her zaman lazımdır, her övün ona ihtiyaç duyarız, onsuz yaşayamayız. Arkadaş vardır, ilaç gibidir, hasta olduğumuzda, zor zamanlarımızda yetişir. Arkadaş vardır, hastalık ve mikrop gibidirler, biz onlardan kaçsak da onlar gelip bizi bulurlar, bize musallat olurlar. Biz onları aramayız, onlar bizi bulurlar. Bunlar ganimetçilerdir. Zaferin, başarının arkasından ortaya çıkarlar, savaşanlarla birlikte ganimete ortak olurlar, zaferi kutlarlar, daha doğrusu hazıra konarlar. Siyaset yolunda bu tiplere daha çok rastlarız. Bunların amacı devlete, millete hizmet değil, menfaat devşirmektir, egosunu tatmin etmektir, ganimet paylaşmaktır.

Siyaset yolunda herkesin aynı anda birlikte yola çıkması mümkün olmaz. Sonradan katılanlar, yolda katılıp davaya sadakatle bağlananlar olmuştur, olacaktır. "Bu partiyi biz kurduk, bunlar da kim” demek doğru değildir. Gerçeği, doğruyu sonradan görmek de bir erdemdir. Hatta sonradan katılanları, yolda bulduklarımızı "müellefe-yi kulüp (kalpleri yeni ısınanlar)” diye daha çok sahiplenmek gerekir. Çünkü onlar gemileri yakmışlar, eski dostlarını terkedip size gelmişler. Bunların samimiyetini bir müddet ölçtükten sonra bunlara güvenmeli ve

teslim olmalıyız. Hatta yolda katılanlar bazı kere çok daha sadık çıkarlar. Sadakat ve vefa insanların emdikleri süte bağlıdır, hainler yola çıktıklarımızdan da, yolda bulduklarımızdan da çıkabilir.

Benim üzerinde durduğum sınıf daha çok ganimetçilerdir. Özellikle siyaset yolunda bu tipileri çok iyi tanımak gerekir. Bunlar hep güçlünün yanındadırlar, gücün kaybolduğu anda yanında görünmezler, hatta hıyanet edereler, celladın olurlar. Tıpkı Fetöcüler gibi. FETÖ’cüler, tam da bu tarife uyanlardır, ganimet paylaşmak için AK Partiye yaklaşmışlardır. AK Parti hükümetinin güçlü olduğu bir dönemde katıldılar ve ortada göründüler ve ganimet paylaşmak istediler, bir kısım ganimeti de götürdüler, makam ve mansıba kavuştular. Kanlarında haram lokma olduğu için, hırsızlığı mubah gördükleri için Allah’ öyle bir sillesini yediler ki, kanatları kırıldı, tüyleri döküldü, birbirinin kanını emen tavuğa döndüler.

O sebeple diyoruz ki siyaset zor zenaat. Arkandaki, önündeki, yanındaki insanları iyi tanıman gerekir. Tanımadığını, bilmediğini yanına alıp yola çıktığın anda seni yolda bırakırlar. Bu gerçeği 15 Temmuzda yaşadık, hala siyasi arenada bu tür ganimetçileri bolca görmek mümkün. Özellikle iktidar partisi, bu ganimetçi tipler noktasında daha dikkatli olmalı. Bal tutan parmağını yalasın ama balı bütün götürmesin.