Türkiye 16 Nisan’ da Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasi dönüşümlerinden birisini yaşayacak. 17 Nisan günü ülkemiz bambaşka bir güne merhaba diyecek. Bu referandumu sadece bir hükümet etme sistem değişikliği olarak algılamak, hadiseye sathi bir nazar ile bakmaktan başka bir şey değildir. Referandumdan evet sonucunun çıkması halinde (ki yüksek oranda evet çıkacağını tahmin ediyorum) hem ülkemizde, hem coğrafyamızda ve hem de dünyada birçok şey değişecek, kartlar yeniden karılacak, oyun yeniden kurulacak. Hem de oyun kuranların başında Türkiye olacak. Öncelikle iç siyasette birçok şey değişecek. Hatta iddialı bir laf söyleyeyim; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Cumhurbaşkanımız, yeni dönem siyasetinin temel kodlarını açıklayacak, yeni Türkiye vizyonunu paylaşacak ve bu yeni vizyona uygun olmayan yol arkadaşlarını tekaüde ayıracak. Yepyeni Türkiye’ yi inşa etmek isteyen, buna samimi olarak namzet olan, enerjisi, hamiyeti ve donanımı bu vizyona uygun olan yeni yol arkadaşları ile sil baştan tekrar başlayacak. Kendisi için değil, sadece ama sadece ülkemizin her alanda inkişafı için kafa yoracak, mesai verecek, ülkemizi 2023’ de dünyanın en gelişmiş on ekonomisinden birisi yapmak için gece gündüz çalışacak, dünya siyasetinde edilgen değil etken olan bir Türkiye için çaba sarfedecek yeteneğe, özgüvene, hamiyete ve donanıma sahip, dinamik, vatanperverliğinden asla şüpheye düşülmeyecek bir kadro ile yoluna devam edecek. Yeni yol arkadaşları içinde elbette ki eskilerden de olacak ama daha çok yeni simalar olacak. Yeni yapıya ayak uyduramayanları, ilk istasyonda trenden hemen indirecek. Artık daha fazla zaman tanıma, tolere etme, hataları görmezden gelme, ihmalleri affetme gibi kelimeler, yeni dönem Türkiye’sinin lügatinde yer almayacak. 2023 yılına geldiğimizde dünyanın en gelişmiş on ülkesi olmanın yanında, şehirlerimiz modernleşmiş, tüm ülke hava, deniz, kara ve demir yolları ağı ile donatılmış, her şehrimizde modern ve donanımlı şehir hastaneleri hizmete girmiş, sosyal devlet uygulamaları Avrupalıyı bile kıskandıracak noktaya gelmiş, bilimsel araştırmalar ve patent haklarında rekorlar kırılmış, savunma sanayii başta olmak üzere her alanda yerli ve milli yapılar tesis edilmiş ve her şeyden daha önemlisi 80 milyonun tamamı huzur ve barış içinde yaşayan bir ülke olmak için, bu vizyonu yürekten benimseyen ve gayret gösteren kadroların tespit ve görevlendirilmesinin zorunlu olduğu herhalde izahtan varestedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile çift başlılıktan, hükümet krizlerinden, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıktan kurtulacak olan Türkiye, seri karar alabilen, istikrar sayesinde geleceği daha verimli planlayan, demokrasisini geliştiren, ekonomik ve sosyal alanlarda büyüyen, gelişen bir Türkiye olacaktır. Yeni dönemde dünya, kendisine dikilen deli gömleklerini yırtıp atan, sadece kendi coğrafyasında değil dünyanın her hangi bir yerinde yaşanan zulümlere sesini yükselten, hakkı ve hakikati hiç kimseden korkmadan haykıran, yeni "one minute” ve "dünya beşten büyüktür” söylemleri ile mazlum coğrafyalara umut olan bir Türkiye ile tanışacak.  Her alanda güçlenmiş ve saygınlığı olan bir Türkiye dünya güç dengelerini, hak ve barış lehine çevirecek. Dünyada sömürü düzeni sona erecek, mazlumlar bayram edecek. Özellikle Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan ama dünyanın neresinde olursa olsun Türk ve Müslüman olan mazlumların yegâne tahassüngahı Türkiye olacak. Allah bu milletten muvakkaten almış olduğu liderlik, önderlik vazifesini kıyamete kadar olmak üzere tekrar bu millete verecek ve vermeye başladı. Yeni dönem hepimize hayırlı uğurlu olsun… Ne mutlu bu vizyonun bir parçası olabilene…