Bu milletin okuryazarları çok olmayabilir, bu millet çok gazete okumayabilir, yüksek diploma ve etiket sahibi olmayabilir ama bu millet ferasetiyle, basiretiyle ünlü bir millettir. Bu millet sadece beden -fizik gözüyle görmez, gönül gözüyle de görür, basiretiyle bilir, ferasetiyle anlar.

    Milletin kahir ekseriyeti değerlerine ve tarihine bağlıdır. İçinde marjinal diyebileceğimiz, sayıları yüzde onları bulmayan bir grup var ki, biz ona moda tabiriyle CHP zihniyeti,  İttihat- Terakki zihniyeti diyoruz. Bunlar değişmiyor, değişemiyor, takındıkları at gözlüğünü çıkaramıyor, ideolojik ve mezhepçi takılmaya devam ediyor, bu halkı aşağılıyor, değerleriyle birlikte kabullenemiyor, sevemiyor, tarihiyle barışık olamıyor, korkularından sıyrılamıyor, irtica, laiklik, bilimsellik, sekülerlik gibi kavramları dilinden düşürmüyor, bunlara din gibi sarılıyor.

    Evet, Cumhuriyeti kuran bir partinin mensubu olmakla övünen ve şımaran bu grup, bu millete hep tepeden bakmıştır, bu milleti güdülmesi, yönlendirilmesi gereken bir sürü olarak görmüştür. Bu grup, bundan doksan yıl önce geri kalmışlığımızı bile inandığımız yüce dine mal etmiş, içlerinden Mahmut Esat Bozkurt gibiler, "bu din bizi geri koydu, Hıristiyanlığı kabul edelim” diyebilmişlerdir. İşte onların torunları da bugün Hıristiyan Avrupalıyla beraber olup "hayır” kampanyası yürütüyor.

   Aslımıza, değerlerimize dönüş başlamıştır. Bizi asılarca tek irade yönetmiştir ve istikrarı öyle sağlamıştır. Devlet ve millet bütünlüğümüz korunsun diye padişahlarımız öz evladına kıyabilmiştir. Doksan yıldır yürürlükte olan ikili sistem hep kavga ve fitne üretmiş, hep darbecilere davetiye çıkarmış, bürokrasiyi şımartmıştır. Milletin dişinden- tırnağından artırıp devletine verdiği vergiler rantiyecilere aktarılmış, zengin toprakların fakir bekçileri olmuşuz, her kriz, her darbe, her siyasi tartışma, her koalisyon bizi yirmi yıl geriye götürmüştür.

    Tek problemimiz CHP zihniyetini değiştirebilmek. Çünkü CHP zihniyetinin kendine güveni yok, Batı komplesi var, "Batılı ne der” endişesi var, kendi tarihine düşmanlığı var. "Bizden adam olmaz, dışarıdan damızlık getirelim” diyen Abdullah Cevdetler bunların içinden çıkmıştır. "Kabe Arab’ın olsun/Çankaya bize yeter” diyecek kadar inançlarına, milletin değerlerine yabancılaşmışlardır.  

   Yıllarca bu memlekette devlet denince CHP akla gelmiştir. CHP’yi ikna etmeden hükümetler adım atamamışlardır. Yıllarca sağ partiler iktidar olsa da, elinde silah olan asker, darağaçlarına götüren yargı, son imza sahibi Cumhurbaşkanlığı makamı hep CHP’den yana olmuş, CHP zihniyeti hep iktidarda kalmıştır. İlk defa CHP’ye rağmen bir anayasa değişikliği, sistem değişikliği yapılıyor, yapılacak. İlk defa iki sağ ve muhafazakar parti kafa kafaya verip bu milletin kaderine hakim oluyor, silahsız, kansız bir değişim yaşanıyor. Artık bu millet rüştünü ispatlamış, 15 Temmuz da bu cesareti göstermiş, seçtiklerine sahip çıkmış, darbecilere vesayetçilere haddini bildirmiş, bundan böle yönetim sistemime ben karar veririm demiştir. 16 Nisan işte bundan önemlidir, son olarak milletin rüştünü ispatladığını ilan günüdür.