5. Dinler de yaşama sevincimizi artırmak için doğdular. Bize inanç veriyorlar, dayanacak desteğimiz oluyorlar. Bizi doğruluğa yöneltiyorlar. Toplumlara barış getiriyorlar. Ama insanlar böyle uygulamıyorlar. Gerek İslamiyet, gerek Hıristiyanlık, gerek Musevilik dünyaya barış yerine düşmanlık getiriyorlar. Bu çok .kimseyi üzüyor. ifrata kaçmamak, kökten dinci olmamak şartı ile uygularsak meşguliyet ve dürüst insan olmamızda, din çok çok etkili oluyor. Ruh sağlığımızı büyük oranda koruyor, geliştiriyor. Şu ilahiyi okuyun, düşünün:

Ne güzel ayrıcalıktır Tanrı’ya 

Taşımak herşeyi duayla 

Ah, huzurumuzu nasıl yitiririz 

Sırf taşımadığımız için Tanrı’ya 

Herşeyi duayla! 

Bir Hacı Bektaşi Veli, bir Mevlana, bir Taptuk Emre, bir Yunus Emre kökten dinci olmadılar ve dini kardeşlik, birlik beraberlik için kullandılar. Günümüze kadar ve daha çok zaman yaşayacaklar. Çünkü dini siyasete alet etmediler. Bilimsel gelişmeyi önerdiler. İnsani insan olduğu için kutsallaştırdılar, büyük önem verdiler.

Birisi diyor ki "Olur, olur ne olur? En kötü ihtimal ölüm olur." Bu da aslında olabilecek bir olay. Böyle de düşünerek sabır ve şükre alıştırmalıyız kendimizi.

Buddha M.Ö. 561-483’de yaşadı. Aşağıdaki felsefi sözü de hepimizi ferahlatacaktır.

Herşey yükselir ve sona erer 

Bunu gördüğün an her üzüntünün 

Üstünde olursunuz 

Bu parıldayan yoldur

6. Doğru düşünme biçimi: Kötü düşünceleri. kafamızdan uzaklaştırmalıyız. Şeytani düşünceler ve fikirler beynimizi sahiplenmemeli. O tür beyni meşgul eden kötülükler, rezillikler; yalancıların, soyguncuların, kanunsuzların, inançsızların, uyumsuzların, katillerin, insan haklarına riayet etmeyenlerin, dini siyasete alet eden politikacıların, toplumları birbirine düşüren uçların, savaş çığlıkları atanlarındır. Anne ve baba ile iyi diyalog geliştirmeyen, kendini içkiye, kumara ve uyuşturucuya verenlerindir. Göründüğü gibi olmayan ve olduğu gibi görünmeyen, kötülüğün kaynağı olanlarındır. Toplumun menfaatlarını gözetmeyen ve gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu ticareti yapanlarındır. çocuğunu, eşini, evini yıkan kumarbazların, alkoliklerindir. Birlik ve beraberliği bozmak için, uçları benimseyenlerindir. Şu dindardır, bu şu mezheptendir, diye kafalara ayrıcalık çağrışması yapanlarındır. Kuran emri "Barışı sevin ve arabulucu olun" kelamına riayet etmeyenlerindir; Tüyü bitmemiş yetim ve halk hakkını yiyerek servetini kat kat artıranlarındır. 

Siz onlardan farklısınız. Sizin yataktan kalkışınız bile başka. Sporunuzu yapıyorsunuz. Yeteri kadar yiyorsunuz. Az veya çok dininize göre ibadet ediyorsunuz. Dini inancı ve ibadeti yaşama sevinci için benimsiyorsunuz. Kimseye inançsız veya ibadet yapmıyor diye dedikodu yapmıyorsunuz. Oruç tutarsanız Allah rızası için tutuyorsunuz. Oruç açımında çoklarının yaptığı gibi yemek sofrasında kuş sütü hariç herşeyi bulundurma gibi bir alışkanlığınız yok. Oruçta kilo ve kan yağlarının, tansiyon ve damar sertliğinin iyiye gitmesi için yemekten doymadan kalkıyorsunuz. Nefsinize hakimsiniz. Çoğunun yaptığı gibi oruç açımında yiye yiye midenizi patlatmıyorsunuz.

Sizin bir düzeniniz var. Günlük programınızı kağıda veya kafaya not ediyorsunuz. Beynimizi güzelliklerle doldurduğunuz için siz bir meleksiniz...-Kendimize sakin bir çalışma ortamı hazırlamalıyız. 

-Telaşımızdan, aceleciliğimizden vazgeçmeliyiz. 

-Yerine göre ve tartarak konuşmalıyız, susmayı bilmeliyiz. 

-Kendimize mutlaka zaman ayırmalıyız. 

-Randevularımıza 10 dakika önce ve sonra esnekliğini koymalıyız.  

-Düşmanlığımızı yenmeliyiz ve değer verecek şeyler bulmalıyız. 

-Tavırlarımız güven vermeli. Dost kazanmalıyız. 

-Endişe ile baş edemeyenler genç ölürler. 

-Testere tozunu testere ile kesmeye çalışmayalım. 

-Güvenli bir anlatımınız olsun.  

-Öfkelenmeyi mutlaka yenin. Bilerek yanılmayı uygulayın. 

-Vererek ve daha az alarak mutluluk arayın. 

-İyi konuşma ve iyi anlatım için dikkat edin. 

-Zamanı iyi harcayın. 

-Kader bize bir limon verdiğinde limonata yapmaya çalışalım. 

-Kaygılı insan çalışarak kendinden geçmeli.